İç savaş, darbe ve otokrasi üçgeninden çıkmak
Ahmet İnsel
Son Köşe Yazıları

İç savaş, darbe ve otokrasi üçgeninden çıkmak

19.07.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye toplumu çok büyük bir felaketin eşiğinden döndü. 15/16 Temmuz darbe girişimi amacına ulaşsaydı bugün büyük ihtimalle geniş çaplı bir iç savaşın içinde olacaktık. On iki saat civarında süren darbe girişimi sırasında, bu iç savaşın minyatür halini tüm dehşetiyle gördük, yaşadık. Darbecilerle darbeye karşı çıkan askerler ve polislerin arasındaki şiddetli çatışmalar; halka ateş açan askerler ve subaylar; etkisiz bırakılan erlere karşı öfkeli göstericilerin linç girişimleri; Meclis binası ve başka kamu binalarını bombalayan askeri uçak ve helikopterler... İç savaş budur.
Bu korkunç gece ve gündüzün ağır insani bedeli, eğer darbeciler başarılı olsalardı, teferruat mertebesinde kalacaktı. Duruma hâkim olmak için büyük bir terör estirecek olan darbeciler, ancak kitlesel bir katliamla herkesi pıstırabileceklerini son aşamada düşünüp, belki çok uzun sürmeyecek ama vahşi bir diktatörlüğe sarılacaklardı. Darbecilerin, bir kaos ve iç savaş ortamı yaratarak, darbeye karşı çıkan komutanların o aşamada “kardeş kanının akmasına son vermek için” darbecilerle çalışmayı kabul edeceklerini tasarladıklarını düşündüren öğeler var.
Türkiye toplumu kanlı bir diktatörlüğün ve muhtemel bir iç savaşın eşiğinden döndü. Darbeciler önce kuvvet komutanlarını enterne edip Genelkurmay’ı kontrol altına alarak, bütün birlikleri kendi komutaları altına almayı ve Tayyip Erdoğan’ı yakalamayı ilk elde hedeflemişlerdi. Birçok komutanın darbecilerden gelen emre uymayı reddetmesi, reddetmekle kalmayıp karşı harekete geçmesi planı büyük ölçüde bozdu. Bunun yanında polis kuvvetlerinin ilk kez böyle bir darbe karşısında büyük bir hız ve kararlılıkla meşru yönetimi ve kurumları koruma görevini yerine getirmeleri, darbecileri zaman zaman bulvar komedisi oyuncularına dönüştürdü. Ama aynı zamanda, özellikle bazı subayların ne kadar büyük bir kin, nefret ve gözü dönmüşlükle ateş açtıklarını, havadan ve karadan bombaladıklarını gördük. Planın geri kalanını, 1. Ordu Komutanı’nın meşru yönetim yanında yer alması, Tayyip Erdoğan’ın halkı meydanlarda toplanmaya çağırması ve bir o kadar önemlisi, bütün siyasal partilerin hızla ve son derece açık biçimde darbe girişimine karşı çıkmaları bozdu. Darbeyi hiçbir sendika, dernek, meslek kuruluşu desteklemedi; bu amaçla sokağa kimse inmedi.
Darbeciler yönetime el koyduklarını ilan ederken, daha ne başbakanı, ne hükümet üyelerini tutuklama teşebbüsünde bulunmuşlar, ne de TRT dışında başka bir sivil kamu kuruluşunu ele geçirme hamlesi yapmışlardı. Milletvekilleri rahatça Meclis’e dönebildiler. Başbakan darbenin ilk saatlerinde televizyondan halka seslenip, darbenin başarısız olduğunu ilan edebildi. Darbecilerin de fiili başkanlık rejimini içselleştirdikleri anlaşılıyor!
Darbecilerin hesaba katmadıkları olgulardan bir diğeri, artık kamu kuruluşlarında TSK’nin temsilcilerinin bulunmadığı ve devlet radyo ve televizyonunu ele geçirmenin medyayı kontrol etmek anlamına gelmediği, ayrıca televizyon kadar, yayınların kablo ve uyduya ulaşımının bir o kadar önemli olduğuydu.
Bütün AKP muhaliflerini kucaklayacağı ve özellikle CHP tabanını cezbedeceği varsayımıyla hazırlandığı hissedilen, son kullanım tarihi çoktan geçmiş darbe bildirisini kimse ciddiye almadı. Türkiye toplumunun ezici çoğunluğu darbecilere sırtını çevirdi. Bir dönem gerçekten kapanmıştı.
Darbe yapmayı başaramamış olanlar, bütün kurumların yönetim ve denetimini tek elde toplamak isteyen iradenin eline, bunu hemen şimdi son aşamasına kadar sürdürme fırsatı verdiler. İktidar, ilk elde, Gülen Cemaati üyesi, sempatizanı veya herhangi bir şekilde bu cemaatle ilişkisi olduğu kanaatinin polis ve MİT’te oluştuğu kişi ve kurumlara yönelik çok büyük bir tasfiye operasyonu yapma fırsatı elde etti. Bu arada kurunun yanında ve ondan daha fazla yaşın da yanacak olması ihtimali çok güçlü. Ayrıca bu tasfiyelerin bu hedefle sınırlı kalmayacak olması, makbul addedilmeyen çok daha geniş bir çevreye yönelecek olması da ihtimal dahilinde. Meydanlara çağrılan halk içinde fanatik grupların kendi başlarına girişecekleri “arındırma operasyonları” bu manzarayı tamamlayabilir.
Menfur darbe girişiminin hızla başarısız olması sayesinde büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Ödenen ağır insani bedele rağmen bu sevinilmesi gereken bir gelişmedir. Ama darbeciler, yarım yamalak demokrasimizin ve kısıtlı özgürlükler rejiminin daha da yıpranmasına, ahı gidip vahı kalmış güçler ayrılığının yürürlükten kaldırılmasına yol açacak kapıyı ardına kadar açtılar. Darbe belasından kurtulduk ama İslamcı tınılı bir popülist otokrasi riski katlanarak arttı.
Demokrasi mücadelesinin şimdi çok daha büyük bir sorumlulukla yürütülmesi gerekiyor. Bunu gelecek yazıda ele alacağız.

Yazarın Son Yazıları

Hınç politikaları ve nihilizm

Hınç politikaları ve nihilizm

Devamını Oku
04.09.2018
Bir otokrat prototipi

Bir otokrat prototipi

Devamını Oku
01.09.2018
Kayırma ekonomisinin bedeli

Kayırma ekonomisinin bedeli

Devamını Oku
28.08.2018
Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Üzerine suç atmanın dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
25.08.2018
Trump ve yeni otoriterizm

Trump ve yeni otoriterizm

Devamını Oku
21.08.2018
Büyük kriz gözüktü

Büyük kriz gözüktü

Devamını Oku
14.08.2018
İş Allah’a kalınca....

İş Allah’a kalınca....

Devamını Oku
11.08.2018
Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Anti-konformist gericilik ve yavaşlayan küreselleşme

Devamını Oku
07.08.2018
Yeni-patrimonyalizm üzerine

Yeni-patrimonyalizm üzerine

Devamını Oku
04.08.2018
Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Liberalizmden doğan otoriter kapitalizm

Devamını Oku
14.07.2018
Erdoğanizm Türkiyesi

Erdoğanizm Türkiyesi

Devamını Oku
10.07.2018
Post-komünist otoriter kapitalizm

Post-komünist otoriter kapitalizm

Devamını Oku
07.07.2018
Otoriter kapitalizmin geleceği

Otoriter kapitalizmin geleceği

Devamını Oku
03.07.2018
Kindar nesil böyle yetiştirilir

Kindar nesil böyle yetiştirilir

Devamını Oku
30.06.2018
Durum budur…

Durum budur…

Devamını Oku
26.06.2018
Yarın ve ötesi

Yarın ve ötesi

Devamını Oku
23.06.2018
Paçalardan akan ne?

Paçalardan akan ne?

Devamını Oku
19.06.2018
Kibrin otokrat hali

Kibrin otokrat hali

Devamını Oku
16.06.2018
Siyasette yalan ve yanlış

Siyasette yalan ve yanlış

Devamını Oku
12.06.2018
Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Tayyip Erdoğan pişman mıdır?

Devamını Oku
05.06.2018
Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Gazeteci istihbaratçıyla işbirliği yapınca...

Devamını Oku
02.06.2018
Dindaş/ırktaş demokrasisi

Dindaş/ırktaş demokrasisi

Devamını Oku
29.05.2018
Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Cumhurbaşkanı koruması PÖH’e teslim

Devamını Oku
26.05.2018
Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Üfürükçü hoca analizleriyle ekonomiyi yönetmek

Devamını Oku
22.05.2018
HDP’nin alacağı oyun önemi

HDP’nin alacağı oyun önemi

Devamını Oku
19.05.2018
AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

AB Sayıştayı’ndan YİP uyarısı

Devamını Oku
15.05.2018
Enkaza işaret etmek yeterli değil

Enkaza işaret etmek yeterli değil

Devamını Oku
12.05.2018
Diktatörler seçimle gider mi?

Diktatörler seçimle gider mi?

Devamını Oku
08.05.2018
HDP kilit parti olabilir

HDP kilit parti olabilir

Devamını Oku
05.05.2018
Seçim öncesi 1 Mayıs

Seçim öncesi 1 Mayıs

Devamını Oku
01.05.2018
Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Uzatmalı iktidar Ermenistan’da beş gün sürdü

Devamını Oku
24.04.2018
Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Ahlak düşkünlüğü siyaseti ve huzur ihtiyacı

Devamını Oku
21.04.2018
Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Başkanlığı bir türlü bırakamayanlar

Devamını Oku
17.04.2018
Trump’ın kuyruğundaki Macron

Trump’ın kuyruğundaki Macron

Devamını Oku
15.04.2018
Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Fransa’da yeniden laiklik tartışması

Devamını Oku
14.04.2018
Satranççıya karşı tavlacı

Satranççıya karşı tavlacı

Devamını Oku
10.04.2018
Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Seçimli tek adam olmanın bazı zorlukları

Devamını Oku
07.04.2018
Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Sessiz devrimden kültürel karşıdevrime

Devamını Oku
03.04.2018
Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Macron SDG’ye hangi vaatte bulundu?

Devamını Oku
31.03.2018
Irkçılığı besleyen yalan haberler

Irkçılığı besleyen yalan haberler

Devamını Oku
27.03.2018