Herhalde sigaranın sağlığa zararı bilimsel olarak ispat edileli çok oluyor. Ben çocukken otobüslerde dahi içilebilen sigara bugün dünyanın birçok yerinde kapalı alanlarda yasak. Makul ve mantıklı insanların ise buna bir itirazı yok.
Skandal fetvaların adamı Hayrettin Karaman sağ olsun, insanlığın tümünün üzerinde uzlaştığı bu tespiti yeniden hatırlattı. Ancak Karaman’ın amacı sigaraya karşı uyarmaktan çok başörtülü kadınların sigara içmesinin engellenmesiydi.
Sayın Karaman’ın ifadesi şöyle: “Ben başını örten ama göstere göstere sigara içen bir bayan gördüğümde şöyle bir intibaa kapılıyorum: Sanki farklı olanlara şunu diyor: Siz benim başımı örttüğüme bakmayın, benden ümidinizi kesmeyin, sizinle paylaşacağım daha çok şeyim var.”
Bu sözler haliyle tepki çekti. Sayın Karaman’ın bir özelliği, toplumda rahatsızlık yaratan açıklamalarını beceriksizce izah etmeye çalışarak geri adım atar gibi yapmasıdır. Bu değerli fıkıh âlimi, daha önce de kendi inandığı şekilde inanmayanlara “ayrı mekânlar ihdas edilmesi” gerektiğini düşündüğünü söylemişti. Tepkiler üzerine “genelevleri” kastettiğini belirtmişti.
Bu defa da sigara içen başörtülü kadınların “paylaşacağı daha çok şey” lafı başına bela oldu. Karaman’ın ifadesini açıklarken saçmalaması daha öncekileri aratmadı.
Efendim “iffet gevşekliği” manasına gelecek şeyler söylememiş, sigara içen başörtülü kadınların başı açık olan ve topluma yabancı kesime “benden ümidinizi kesmeyin” mesajı verdiğini düşünüyormuş.
Sayın Karaman olay yaratan açıklamalarının neden gelip “genelev” ve “iffet gevşekliği” konularına saplanıp durduğunu düşünsün. Ya Türkçesi bozuk, aklından geçirdiklerini kâğıda dökmekte zorlanıyor ya da kafayı cinselliğe takmış durumda. İkisinin de tedavisi mevcut.
Kendisine yine kendi yazısından bir bölüm yakışmakta.
“Edep insanın zinetidir; edepten mahrum olanlar insanı güzelleştiren özelliklerden de mahrum olarak gittikçe çirkinleşir, hatta iğrenç hale gelirler.”
Kendinden farklı olanları gettolara tıkmayı düşünmek, sigara içen başörtülü kadınların “paylaşacağı çok şey olduğunu” söylemek, başı örtülü olmayanları yabancı unsurlar diye damgalamak bir edep yoksunluğuna işaret eder.
Ancak herkesin edebi kendine. Sayın Karaman’ın edebi ya da edepsizliği şahsını ve eşini dostunu ilgilendirir.
Gelgelelim toplumun her kesimine, din adına müdahale etmeyi kendine hak bilen, İslam devleti kurulana kadar kendinden olmayana tahammül etmeyi bile zul gören bu anlayış tehlikelidir. Karaman, iktidar çevrelerinde muteber biridir. Parti devletine dönüşen ve giderek kendi din anlayışını dayatan iktidarın, önünde engel kalmadığını düşününce yapacaklarının da habercisidir.
Velhasıl sigara sağlığa, Hayrettin Karaman zihniyeti ise çoğulcu demokrasiye zararlıdır. 2011’de yazdıklarını hatırlayalım: “Her Müslüman, aleni (açıkça, kamuya açık yerde) dine, ahlaka, âdâba aykırı bir davranışa -engellemek veya ıslah etmek maksadıyla- müdahale etmekle yükümlüdür.”
Bu düşüncenin önce uygulamaya sonra da hukuk kurallarına hâkim olma tehlikesi uzak değil. Başörtülü kadınların özgürlüklerinin de teminatının Karaman kafası değil laiklik ilkesi olduğu inkâr edilemez bir hakikat olarak önümüzdedir.