Rahmi M. Koç Müzesi, Beygir Gücü Sergisi için bir araya getirilen at temalı objelerle ziyaretçilerini bir koleksiyon yolculuğuna çıkarıyor. Antik Çin’in mezar atlarından Hint tapınaklarının renkli figürlerine, Avrupa’nın zarif porselenlerinden çocukluğun neşesi atlıkarıncalara kadar uzanan bu eşsiz seçki, atın medeniyetler boyunca süren yolculuğuna ışık tutuyor.
30 yılı aşkın süredir sanayi, ulaşım ve iletişim tarihinin mirasını yaşatan Türkiye’nin ilk ve tek sanayi müzesi Rahmi M. Koç Müzesi, zengin koleksiyonunda yer alan at temalı objelerle ziyaretçilerini zamanda bir yolculuğa çıkarıyor.
İnsanlık tarihinde gücün, asaletin ve dostluğun simgesi olan atlar, farklı kültürlerde ve dönemlerde sanatın ve zanaatın ilham kaynağı oldu. Müzenin koleksiyonunda yer alan Çin, Hint, Avrupa ve modern dönemlere ait at figürleri, bu eşsiz hayvanın hikâyesini farklı materyaller ve formlar üzerinden anlatıyor. Serginin sona ermesine iki hafta kala müze, ziyaretçilerini bu benzersiz seçkiyi keşfetmeye davet ediyor.
Çin Atları
Antik Çin’de hızın, azmin ve gençlik enerjisinin simgesi olan at, aynı zamanda bir statü göstergesiydi. Çin’de at kültürü ve atlara verilen değer, bir ölü gömme ritüeli olarak imparatorlar ve aristokratların atlarıyla birlikte gömüldüğü Shang Hanedanlığı’na (MÖ 1600–1100) kadar uzanıyor. Zamanla bu gelenek, ölen kişinin ardından mezara pişmiş topraktan yapılmış ve “mingqi” adı verilen heykelcikler bırakma ritüeline dönüştü. Tang Hanedanlığı (618–907) döneminde bu gelenek zirveye ulaştı ve at figürleri, ölenleri ölümsüzler diyarına taşıdığına inanılan özel bir anlam kazandı. Koleksiyonda yer alan sırlı veya boyalı pişmiş topraktan yapılmış bu atlar, üretildikleri atölyenin kendine has tarzını yansıtarak dönemin sanatsal zenginliğini gözler önüne seriyor.

Hint Atları
Hint kültüründe kutsal kabul edilen at, Vedalar gibi en önemli dini metinlerde sıkça yer alır. Mitolojide Güneş’i temsil eden at, tanrıların biniti olarak tasvir edilir. Bu inanışların bir yansıması olarak, özellikle 12. ve 13. yüzyıldan itibaren tapınak heykellerinde ve dekoratif objelerde at figürleri yaygınlaşmıştır. Koleksiyondaki ahşaptan oyularak çok renkli ve zengin desenlerle süslenmiş tapınak atları, Hint süsleme sanatının incelikli işçiliğini sergiliyor.
Seramik ve Porselen Atlar
Avrupa’da 18. yüzyılın ortalarından itibaren porselen fabrikaları, sofra eşyalarının yanı sıra dekoratif heykelcikler de üretmeye başladı. İnsan ve hayvan figürleri arasında, özellikle insanın en yakın dostlarından olan atlar popüler bir tema haline geldi. Koşum atları veya binicileriyle tasvir edilen bu porselen ve seramik eserler, dönemin sosyal yaşamından ve estetik anlayışından izler taşıyor. Uzakdoğu’da ise at figürleri, birer güç ve cesaret simgesi olarak hediyelik eşya formunda üretilmeye devam ediyor.

Atlıkarınca
İlk olarak 12. yüzyılda süvarilerin bir eğitim talimi olarak ortaya çıkan atlıkarınca, zamanla panayırların ve sirklerin vazgeçilmez eğlencesi haline geldi. 17. yüzyılda Fransa’da bir eğlence aracı olarak tasarlanan atlıkarıncalar, 19. yüzyılda tüm Avrupa’da yaygınlaştı. Koleksiyonda bulunan ahşap oyması, canlı renklere boyanmış atlıkarınca atları, ziyaretçileri çocukluk anılarının nostaljik dünyasına götürüyor. Her biri farklı bir duruşa sahip bu atlar, Avrupa, İngiliz ve Amerikan atlıkarınca geleneklerinin özgün detaylarını yansıtıyor.
Metal Atlar
Metal döküm tekniklerinin gelişmesiyle birlikte, özellikle 18. yüzyıldan itibaren bronz ve demir dökümden yapılmış at heykelleri yaygınlaştı. At yarışlarına olan ilginin artmasıyla, jokeyli yarış atları, engelli atlama müsabakaları gibi temaları işleyen pirinç ve bronz figürler, evlerde şömine üstlerini ve salonları süslemeye başladı. Koleksiyonda yer alan 19. ve 20. yüzyıla tarihlenen metal heykelcikler ve kapı stoperleri, atın gücünü ve zarafetini metalin kalıcı formunda bir araya getiriyor.
Oyuncak
At formundaki oyuncakların tarihi, MÖ 30.000’li yıllara, mamut kemiğinden oyulmuş figürlere kadar uzanıyor. Antik Yunan’da pişmiş topraktan yapılan tekerlekli atlar ve arabalar, çocukların en sevdiği oyuncaklar arasındaydı. Ortaçağ’dan itibaren ise çocukların binebileceği büyüklükte sallanan ve tekerlekli ahşap atlar popüler oldu. Koleksiyondaki oyuncak atlar, farklı dönemlerin oyun kültürünü ve çocukların hayal dünyasını yansıtan değerli örnekler olarak öne çıkıyor.
Modern At Figürleri
At, modern sanatta da popüler bir figür olmaya devam ediyor. 20. yüzyıl ve sonrasında üretilen metal, seramik ve porselen at figürleri, geleneksel formların yanı sıra soyut ve stilize yorumlarla da karşımıza çık ıyor. Bu eserler, atın estetik ve sembolik gücünün günümüz sanatçıları için de bir ilham kaynağı olduğunu gösteriyor. Rahmi M. Koç Müzesi koleksiyonunda yer alan modern figürler, atın zamana meydan okuyan cazibesini farklı bir bakış açısıyla sunuyor. Atın uygarlıklarla birlikte değişen ve dönüşen hikâyesini kapsayan bu özel seçki, sadece iki hafta daha Rahmi M. Koç Müzesi’nde ziyaret edilebilecek. Müze, at figürlerinin binlerce yıllık yolculuğunu bir araya getiren bu sergiyi keşfetmek isteyen herkesi son kez davet ediyor.