‘Güvenlik çantanızı hazırlayın!’

‘Güvenlik çantanızı hazırlayın!’

12.10.2025 04:00:00
Güncellenme:
‘Güvenlik çantanızı hazırlayın!’

Kuzey ülkeleri dışarıdan gelebilecek bir saldırı endişesiyle meşgul!

Kuzey ülkeleri dışarıdan gelebilecek bir saldırı endişesiyle meşgul!

Danimarka, F-16 ve F-35 savaş uçaklarının konuşlandırıldığı Skrydstrup Hava Limanı’nda esrarengiz dronların görülmesi üzerine alarma geçti. Bazı hava limanları geçici olarak uçuşlara kapatıldı. Ülkenin Aalborg Hava Limanı’nda da iniş kalkışlar Avrupa Uçuş Kontrol Güvenlik Örgütü tarafından geçici olarak durduruldu.

Kuzey ülkelerinden İsveç ise olası bir dış saldırıya karşı hazırlık yapıyor. NATO güvenlik önlemlerini değerlendiriyor. Kuzey ülkelerinde yoğun bir savaş endişesi yaşanıyor.

İsveç’te 5 Ekim Pazartesi günü öğleden sonra, bir hava saldırısını haber vermek için düzenlenmiş uyarı sirenleri yine uzun uzun çaldı! Belleklerde, kulaklarda savaş algısını canlı tutan bir uyarı, bir “hava saldırısı” işaretiydi bu.

1930 yılından beri sirenler, her ayın ilk pazartesi günü saat 15.00’te böyle uzun uzun çalar! Başlangıçta 7 saniye çalar, 14 saniye susar. Bu döngü böyle altı kez yinelenir. Biterken de kesintisiz uzun bir siren sesi kentin her yanında yankılanır. Bu da “Tehlike artık geçti, sığınaklardan çıkabilirsiniz’’ anlamına gelir.

Image

‘FREDRİK’İN HIRILTISI!’

II. Dünya Savaşı’ndan sonra bu uyarı sistemi geliştirildi, ülke genelinde “Hava Saldırısı Uyarı Sistemi” kuruldu. “Soğuk Savaş” yıllarında da sirenler, kentlerin her yerinden duyulacak şekilde fabrikaların, kiliselerin ve kamu binalarının üzerine yerleştirildi.

Eski konutların bodrum katlarının bir bölümü sığınak olarak düzenlenmiş. Bazı konutlarda, saldırı anında kullanılacak kum torbaları, kazma, kürek, su kovaları gibi malzemeler hâlâ korunuyor.

10.5 milyon nüfuslu ülkede, “İşgale uğrayabiliriz” korkusu sürekli canlı tutulmaya çalışılıyor. Halk ise alışılmış bu uyarıyı tiye alıyor; sirenleri “Hesa Fredrik” (Fredrik’in hırıltısı) olarak adlandırıyor.

Rusya’nın bölgedeki etkinliği, Ukrayna savaşının belirsizliği ve Baltık Denizi çevresinde artan askeri hareketlilik, savaş endişesini tetikliyor. İsveç’in NATO üyeliği endişeleri gidermeye yetmedi. Halkta “Artık güvendeyiz” duygusu yaratamadı. Tersine, “Artık hedefteyiz!” algısı arttı.

KRİZ ÇANTASI

Güvensizliğin ulaştığı boyutlar, İsveç’i “Kriz çantanızı hazırlayın!” aşamasına getirdi. Bu yazıyı hazırlarken evimin posta kutusuna bırakılan “Kriz çantanı hazırla” (Packa din krislåda) başlıklı broşür, konunun “vahametini” bir kez daha gözler önüne serdi: “Olası bir savaşta, büyük elektrik veya su kesintisi, siber saldırı ya da beklenmedik başka bir felaket anında her evin, en az üç gün yetecek temel malzemelere sahip olması gerekiyor. Dayanıklı kuru gıdalar (konserve, makarna, pirinç, yulaf, kuru bakliyat, toz çorba), içmek veya yemeklerde kullanmak için kişi başına günde en az 3 litre su, Yemek pişirmek için küçük bir kamp tüpü veya gazlı ocak. El feneri, mum, kibrit/ çakmak, yedek pil, battaniye ve sıcak tutan giysiler, pille çalışan FM radyo (kriz anlarında resmi duyuruları dinlemek için. Telefonlar için taşınabilir şarj aleti. Kullanılan ilaçlar, ilk yardım malzemeleri. Sabun, ıslak mendil, tuvalet kâğıdı, kadın hijyen ürünleri. Kimlik, sigorta ve banka belgelerinin fotokopileri. Küçük banknotlar halinde nakit para. Evcil hayvanlar için mama, su kabı, tasma ve taşıma kutusu.”

İsveçlilerin bir bölümü bu önerileri olumlu karşılarken bazıları da “abartılı” buluyor. Sosyal medya platformlarındaki reklamlar aracılığıyla bol bol pilli radyolar ve el fenerleri pazarlanıyor. Kuzey ülkeleri kendi savaş senaryolarıyla meşgul.

Budur hali pürmelalimiz…