11. Yargı Paketi taslağında dikkat çeken değişiklikler: Keyfi uygulamaların önü mü açılıyor?

11. Yargı Paketi taslağında dikkat çeken değişiklikler: Keyfi uygulamaların önü mü açılıyor?

16.10.2025 12:21:00
Güncellenme:
Batuhan Serim
Takip Et:
11. Yargı Paketi taslağında dikkat çeken değişiklikler: Keyfi uygulamaların önü mü açılıyor?

11. Yargı Paketi önümüzdeki günlerde TBMM'ye sunulacak. “Türkiye Yüzyılı Adaletin Yüzyılı” hedefi doğrultusunda hazırlandığı belirtilen taslakta yer alan gerekçe metni, öngörülen değişikliklerin yalnızca “teknik bir düzenleme” olmadığını, aynı zamanda siyasal ve ideolojik bir çerçeveye sahip olduğunu gösteriyor.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin (TBMM) yeni yasama dönemine başlamasıyla birlikte yakında gündeme alınacak olan 11'inci Yargı Paketi çalışmalarında sona gelindi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un, “yeni yargı paketiyle ilgili çalışma taslağı milletvekillerine gönderildi” dediği taslakta dikkat çeken değişiklikler yer alıyor. 

TRAFİK, DÜĞÜN VE ÇOCUK FAİLLER İÇİN AĞIR CEZALAR

Taslağa göre; trafikte can ve mal güvenliğini tehlikeye atan eylemler, “toplumsal huzuru bozan” davranışlar olarak tanımlanıyor. Bu nedenle bazı trafik suçlarının ceza oranları artırılacak.

Düğün, nişan ve asker uğurlamalarında silah sıkma eylemlerine de daha sert yaptırımlar getirilecek.

En dikkat çekici değişikliklerden biri ise, 15-18 yaş arası çocuk faillerin cezalarının artırılması ve bazı ağır suçlarda hâkimin indirim uygulamamasına olanak tanınması. Gerekçede, “çocukların suçta araç olarak kullanılmasının önlenmesi” ve “toplum vicdanının korunması” ifadeleri yer alıyor.

“AHLAK” VE “CİNSİYETSİZLEŞTİRME” VURGUSU

Gerekçede “aile kurumunun korunması” ve “tek tipleştirme ile cinsiyetsizleştirme akımlarına karşı mücadele” ifadeleriyle dikkat çeken bir bölüm bulunuyor. Bu vurgu, taslağın yalnızca teknik değil, kültürel bir düzenleme niteliği taşıdığını gösteriyor. Hükümet, “toplumsal yapıyı tahkim eden ve insan onurunu koruyan” düzenlemeler getirdiğini savunuyor.

BİLİŞİM SUÇLARINDA YENİ YAPTIRIMLAR VE BTK’YE GENİŞ YETKİ

Taslakta, bilişim sistemlerinin suç aracı olarak kullanılmasına karşı yeni önlemler öngörülüyor. Suçtan elde edilen menfaatin bulunduğu hesapların askıya alınabilmesi mümkün hale gelecek; bilgi ve belgeleri süresinde göndermeyen işletmelere idari para cezası verilecek.

Ayrıca Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK), kişi başına alınabilecek hat sayısını sınırlama ve yabancı hat aboneliklerini denetleme yetkisi tanınıyor. “Sahte hatlar”ın dolandırıcılıkta kullanılmasının önüne geçilmesi hedefleniyor.

MAHKEMELERE YENİDEN GÖREV TANIMI, AYM KARARLARINA UYUM

Taslakta asliye ceza ve ağır ceza mahkemelerinin görev alanlarının yeniden düzenlenmesi öngörülüyor. Ayrıca Anayasa Mahkemesi’nin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ile 5651 sayılı İnternet Yasası’na ilişkin iptal kararları sonrası doğan “hukuki boşluğun doldurulması” için yeni düzenlemelere gidiliyor. 

Image

‘REFORM’ MU YOKSA CEZA POLİTİKALARI SERTLEŞTİRİLİYOR MU?

Peki, 11. Yargı Paketi taslağı gerçekten bir “reform” mu, yoksa mevcut ceza politikasının sertleştirilmiş bir devamı mı?

Atılım Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Timuçin Köprülü, taslakta öngörülen değişiklikleri Cumhuriyet’e değerlendirdi.

"Taslakta ilk bakışta yeni suç tiplerine rastlıyoruz” diyen Köprülü, “Anayasa Mahkemesi’nin çeşitli iptal kararlarının gereklerinin yerine getirildiğini görüyoruz. Ayrıca kamuoyunda tartışma yaratan hususlara ilişkin de düzenlemeler var” ifadelerini kullandı. 

“EŞCİNSELLİK SUÇ HALİNE GETİRİLİYOR” 

TCK 225. maddesinde “hayasızca hareketler” isimli suç tipine eklemeler yapıldığını vurgulayan Köprülü, “Anladığım kadarıyla eşcinsellik suç haline getiriliyor. Hüküm şöyle: ‘Doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan ya da bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.’” şeklinde konuştu. 

EŞCİNSEL EVLİLİKLERE HAPİS CEZASI 

Aynı cinsiyetteki kişilerin nişan veya evlenme töreni yapmaları halinde de dört yıla kadar hapis cezası öngörüldüğünü belirten Köprülü, "Madde gerekçesine bakıldığında, ‘Tek tipleştirme ve cinsiyetsizleştirme akımlarıyla daha etkin mücadele edilmesi amacıyla genel ahlaka aykırı olacak şekilde doğuştan gelen biyolojik cinsiyete aykırı tutum ve davranışta bulunmak ya da bulunmayı alenen teşvik etmek, bu davranışları övmek veya özendirmek fiilleri suç haline getirilmektedir’ deniyor” açıklamasında bulundu. 

CİNSİYET DEĞİŞTİRMEK DE SUÇ SAYILIYOR 

Köprülü, değerlendirmesine şu sözlerle devam etti:

“Türkiye’de zaten gerçekleşmesi Medeni Kanun bakımından mümkün olmayan eşcinsel evliliği konusunda da ‘nişan veya evlenme töreni yapan aynı cinsiyetteki kişilerin ayrı ayrı cezalandırılacağı’ belirtiliyor. Burada amaç da ‘fiziki ve ruhsal açıdan sağlıklı bireylerin ve nesillerin yetiştirilmesi ile aile kurumunun ve toplum yapısının korunması’ olarak yazılmış. Bunun yanında kanuna aykırı biçimde cinsiyet değiştirmeyle ilgili de bir suç tipi var. Bu koşullar dışında cinsiyet değiştiren kişi de tıbbi müdahalede bulunan kişi de cezalandırılıyor.” 

TASLAKTA SSÇ ETKİSİ 

Köprülü, İstanbul Kadıköy'de bir pazara kaykay malzemesi almak için giden 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin, 2 çocuk tarafından bıçaklanarak katledilmesinin taslakta öngörülen değişiklikleri etkilediğini aktardı. Köprülü şunları söyledi:

“‘Minguzzi cinayeti’ olarak bilinen ve Suça Sürüklenen Çocuk (SSÇ) kavramını kamuoyunda tartışmaya açan üzücü hadisenin etkisini de taslakta görüyoruz. 15-18 yaş aralığındaki çocukların müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası gerektiren suçlarda yaşa bağlı olarak yapılan indirimde bir değişiklik var. Öte yandan daha da önemlisi kasten öldürme ve nitelikli kasten öldürme suçlarında yaşa bağlı olarak ceza indirimi yapıp yapmama konusunda mahkemeye takdir yetkisi veriliyor. 

Burada da mahkeme kusurun ağırlığına, güdülen amaç ve saike, suçun işleniş şekline, daha önceden kasıtlı bir suçtan dolayı hapis cezasına mahkûm edilmiş olup olmadığına bakarak bu kararı verecek. Bu düzenleme özellikle daha önce kasten bir suç işlemiş çocuğun, bu mala zarar verme de olabilir, yaralama da olabilir, sonradan işlediği öldürme suçundan müebbet hapis cezası alması sonucunu doğurabilir. Düzenlemenin bu kısmının eleştirilmesi muhtemeldir. Bizim sistemizde işlenen fiil cezalandırılır; failin geçmişi, yaşam şekli değil.”

‘BASININ HABER VERME YURTTAŞLARIN DA HABER ALMA HAKKI KISITLI BİÇİMDE DEVAM EDECEK’

Taslakta; Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği 5651 sayılı ‘internet ortamında yapılan yayınlar ve bu yayınlarla işlenen suçlar’a dair kanun hükmünün yeniden yazıldığını aktaran Köprülü, “Sulh ceza hâkimliğince, ayrıntılı bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın ihlalin ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde yirmi dört saat içinde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilir hükmü getirilmiş. Burada ilk bakışta ibaresi konularak sanki bir inceleme yapılıyor görüntüsü verilmiş. Neredeyse muhalif basının haberlerine ya da muhaliflerin paylaşımlarına otomatik bir engelleme mekanizması halihazırda işliyor ülkede. Zaten bakış da bu. Basının haber verme bizlerin de haber alma özgürlüğü yine kısıtlı bir biçimde devam edecek gibi görünüyor” dedi. 

DAHA FAZLA CEZA, DAHA AZ SUÇ MU DEMEK?

Köprülü, “Türkiye’de cezaların artışıyla birlikte suç oranlarında bir azalma gözlenir mi? Ceza hukukunda “daha fazla ceza, daha az suç” denklemi geçerli midir?” sorumuza ise şu yanıtı verdi:

“Cezanın arttırılmasının suç ve suçluluğa etkisinin olduğu genel bir kanaattir; sihirli değnek olarak görülür. Ancak kriminolojik açıdan bakıldığında bunun bir dayanağı olmadığını görüyoruz. Cezanın artması ilk anda bir yavaşlatma etkisi yaratsa da bir suçu işlemeye karar vermiş olan kişiyi çok da etkilemiyor. Siz bir düzenlemeyle bir suç tipinin işlenmesinin azaldığını düşünebilirsiniz ama suçlular başka suçları işlemeye başlayabilir. Veya hedeflerini, suçu işledikleri zamanları, suçu işlemekte kullandıkları yöntemleri değiştirirler ve yine suç işlerler. Mühim olan o suç ya da suçların işlenme nedenlerinin bilimsel yöntemlerle araştırılıp meselenin o yönüne dikkat edilmesidir. Suçun nedenlerine ulaşıldığında cezayı ağırlaştırma dışında yöntemler de bulunabilir.”

AKP’DEN AÇIKLAMA 

AKP Grup Başkanı Abdullah Güler, partisinin dünkü kapalı grup toplantısı sonrası soruları yanıtladı. Güler'e, 11. Yargı Paketi'ndeki LGBTİ'ler hakkında düzenlemeler de soruldu.

Güler, "Bize ulaşan öyle bir taslak yok. Aile Bakanlığımız, diğer bakanlıklarımız, çalıştayla birlikte çalıştaylar yapıyorlar. Bu konulardaki dünya uygulamaları nedir, ülkemizdeki mevcut durum nedir... Bu konularda raporlar var, araştırmalar var, bu değerlendirmeler yapılıyor, bu bir taslak haline gelmiş değil. Herkes düşüncelerini, fikirlerini ifade ediyor" dedi.

İlgili Konular: #TBMM #Yargı Paketi