Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un kardeşi Yahya Tunç, geçmişte AKP’de siyaset yapmış bir hukukçu. Tunç ile ilgili olarak darbe girişiminden bir ay sonra, 12 Ağustos 2016 tarihinde BİMER’e bir ihbar gitti. İhbarda şu ifadeler yer alıyordu: “Pendik Belediyesi’nde meclis üyesi olan şüpheli Yahya Tunç, FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne müzahir olarak bilinmektedir.” İhbarın yargıya iletilmesiyle Yahya Tunç hakkında soruşturma başlatıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma sürecinde, Tunç’un kullandığı telefonda FETÖ’nün haberleşme programı ByLock olduğunu belirledi. Tunç’un ByLock’u, ilk kez 17- 25 Aralık’tan bir yıl sonra, 18 Ekim 2014’te kullandığı tespit edildi. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun belirlemesine göre, Tunç Bylock’a toplamda 1454 kez bağlanmıştı.
İstanbul 12. Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararıyla, Yahya Tunç’un telefonunun HTS kayıtları da kurumdan istendi. Gelen raporda Tunç’un, Bylock kullanıcısı 22 kişiyle telefonla iletişimin olduğu bilgisi yer aldı. Bunun dışında FETÖ’den soruşturulan/yargılanan 166 kişiyle iletişim kaydı vardı.
DARBEDEN BİR YIL SONRA
Savcılık soruşturmasında, Yahya Tunç’un, FETÖ’nün hukukçularının örgütlendiği Denge Hukuki ve Bilimsel Araştırmalar Derneği kurucusu ve yöneticisi olduğu, örgütün sohbet toplantılarına, yurtdışı gezilerine katıldığı tespit edildi. Örgütün bankası Bank Asya’da birden fazla hesabı ve aktif kredi kartı kullanımı görüldü.
Hakkında soruşturma açıldığını öğrenen Yahya Tunç, darbeden bir yıl sonra, 9 Haziran 2017’de adliyede ifade verdi. Örgüt hakkında bilgi verip etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak istediğini söyledi. Tunç şu ifadeleri kullandı: “Bir dönem Denge Hukuki ve Bilimsel Araştırmalar Derneği üyeleri tarafından telefonuma Tango adı altında program yükleneceği söylenmişti. Bu program aracılığıyla dernek yönetimindeki kişilerle görüşme yapmıştım. O dönem bana Tango’nun normal iletişim programı olduğu söylenmişti. Ancak dernek yönetiminde bu programı yükleyen ve kullanan diğer kişilerin FETÖ üyesi olduğunun anlaşılması nedeniyle yüklemiş oldukları programın ByLock olabileceğini değerlendirip, cumhuriyet başsavcılığınıza başvurdum.”
TELEFONU SIFIRLAYIP VERDİ
Tunç, telefonunu da savcıya teslim etti. Ancak telefonun sıfırlanıp getirildiği, içindeki delil niteliğindeki unsurların silindiği belirlendi. Savcılık Tunç’un ifadesini samimi bulmadı. Bu nedenle etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmamasını, FETÖ üyeliğinden ceza almasını istedi. İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan davada savcılık cezada ısrarcı oldu. Mahkeme ise 25 Şubat 2021 tarihli kararında, “Sanığın etkin pişmanlıkta bulunarak konumuna uygun şekilde örgütün yapısı ve faaliyetleri çerçevesinde faydalı bilgiler verdiği” gerekçesiyle “ceza verilmesine yer olmadığı” kararı verdi. Tunç hakkında bir yıl süreyle denetimli serbestlik kararı alındı.
SİYASİ ETKİ ŞÜPHESİ
Suçun şahsiliği ilkesi gereği kardeşi nedeniyle Bakan Tunç suçlanamazdı. Ancak karar çıktığı sırada Yılmaz Tunç, AKP’de beş dönemdir milletvekilliği yapıyordu. TBMM’de parti adına adalet komisyonu başkanıydı. Bu nedenle, pek çok kişinin aynı delillerle ceza aldığı mahkemelerin Yahya Tunç’a ceza vermemesi siyasi etki yorumlarına neden oldu. Adliye kulislerinde de yargıya müdahalede bulunulduğu yorumları yapıldı. AKP’nin hukukçu kurmaylarından bir ismin doğrudan adliyeyi yöneten isimlerle görüştüğü anlatıldı. Gelişmelerden Cumhurbaşkanlığı’nın da haberdar edildiği söylendi. Olayı ilk kez iki yıl önce gazeteci Seyhan Avşar gündeme getirmişti. Avşar’ın haberine herhangi bir açıklama gelmedi. Kararı veren mahkeme başkanı da kritik bir göreve atandı. Olayı yıllar sonra tekrar gündeme taşıyan avukat Burak Bekiroğlu ise sosyal medya mesajları nedeniyle tutuklandı.