CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Türkiye Bankalar Birliği’nin son 10 yıllık kredi verilerini karşılaştırmalı bir analizle gündeme taşıdı. Gürer, kredilerin geri ödeme sürelerindeki değişimin de halkın üzerindeki baskıyı artırdığını belirterek, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Türkiye Bankalar Birliği verilerine göre 2014 yılına göre tüketicilerin kullandığı krediler içinde konut kredilerinin payı düştü. 2014 yılında yüzde 24 oranında konut kredisi kullanılırken, günümüzde tüketici kredi verecek konut kredisi yüzde 8’e kadar geriledi. Bu da vatandaşın konut almaktaki kaygısını ve gelir gider dengesindeki bozulmayı net olarak ortaya koyuyor. 2024 yılında çekilen konut kredilerinin toplam tüketici kredi içindeki payının yüzde 8'e gerilemesi özellikle mutfak ve diğer giderlerdeki artış nedeniyle vatandaşın günlük yaşamını sürdürebileceği biçimde çektiği krediyi kullanması anlamına da geliyor. Bu anlamda toplamda ihtiyaç kredilerinin içinde vatandaşın daha önce 2014 yılında yüzde 55 oranında olan ihtiyaç kredisi bugün yüzde 88,8'e fırlamış dırımda.
"VADE DEĞİŞİMİ HALKIN ÜZERİNDEKİ BASKIYI DA ARTIRDI"
2024 yılında toplam kullandırılan tüketici kredisi konut, taşıt ve ihtiyaç tutarı 1 trilyon 852 milyar lira iken, 2025 yılının ilk 3 çeyreğinin sonunda kullandırılan tüketici kredisi tutarı 1 trilyon 994 milyar 394 milyon liraya çıktı. Böylece kullandırılan tüketici kredisi sadece 9 ayda 2024 yılının tamamında kullanılan tüketici kredisi tutarını 142 milyar 394 milyon lira geçti. Yaklaşık yüzde 7,7 oranında bir artış görüldü. Aynı dönemde kullanılan kredilerin dağılımında ihtiyaç ağırlığının sürdüğü de dikkat çekici. 2025 yılının ilk 9 ayında 1 trilyon 772 milyar 285 milyon lira ihtiyaç kredisi, 181 milyar 894 milyon konut kredisi, 39 milyar 965 milyon taşıt kredisi, 250 milyon diğer tüketici kredilerinin kullanıldığı görülüyor. Kredilerin geri ödeme sürelerinde vade değişimi halkın üzerindeki baskıyı da artırdı.
Eskiden vatandaş konut kredisiyle 10 yıllık planlar yapardı. Bugün yüksek faizler nedeniyle vadeler de önemli ölçüde kesildi. Vatandaş bugün borçlanıyor, 3 ay sonra daha büyük bir borçla o günü kapatmaya çalışıyor. Uzun vadeli borçlanmanın yerini kısa vadeli hayatta kalma sancısı aldı. Konut kredisinde bile 120 aylık vadeler maliyetler yüzünden fiilen 60 aya kadar daraldı. Bu düzen vatandaşın kısa vadeli borçlanmasını zorunlu kılıyor. Yıllar içinde kullandırılan toplam tüketici kredi miktarındaki artışın halkın alım gücü ile değil enflasyonist baskı ile ilgili olduğunu görmek gerekiyor."
"ŞİMDİ 20'Lİ YAŞLARDAKİ GENÇLERİMİZ YAŞAMA BORÇLA BAŞLIYOR"
Gençlerin yaşadığı ekonomik sorunlara da değinen Gürer, şunları kaydetti:
"2014 yılında kullandırılan toplam kredi 151 milyar seviyesindeyken, 2024 yılında bu rakam tam 1 trilyon 852 milyar liraya çıktı. 12 katlık bir artış görülüyor. 2025 verileri bu borçlanma eğiliminin devam ettiğini gösteriyor. Toplam kullandırılan tüketici kredisi 2024'e göre ilk 9 ayda yüzde 7,7 daha artarak neredeyse 2 trilyon sınırına dayandı. Eskiden babalar borçlanır, evlatlarını okuturdu. Şimdi 20'li yaşlardaki gençlerimiz yaşama borçla başlıyor. Verilere göre 18-25 yaş aralığındaki kredi kullanımındaki artış dikkat çekici. 18-25 yaş aralığında 2014 yılında kredi kartı kullanan kişi sayısı 964 bin 678 iken 2024 yılına gelindi bu rakam 2 milyon 866 bin 239'a yükseldi.
"30 YAŞINDA İCRA DAİRELERİYLE TANIŞAN GENÇLER VAR"
Gençler, bir sonraki ay alacakları maaşı kredilerle, kredi kartlarıyla ipotek altına aldığı duruma geldiler. 30 yaşında icra daireleriyle tanışan gençler var. Gençler gelecek kazançlarını bugünden tüketmek zorunda kalıyorlar. Sadece gençler değil, 65 yaş üstü emeklilerimiz de artık borçlu yaşıyor. Emekli maaşıyla geçinemeyen, torununa harçlık vermeyen dedeler, çareyi bankalardan kredi çekmekte buluyor. 7'den 70'e vatandaşlarımız borçla yaşıyor. 2014 yılında tüketici kredilerinde konut, taşıt, ihtiyaç kullanan kişi sayısı 10 milyon 709 bin 433 iken 2024 yılında bu sayı 26 milyon 818 bin 491 kişiye yükseldi. Bankalar kâr ederken, düşük ve orta gelirli vatandaşlarımızda borçla yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.”