Maraş Katliamı’nın 47. yıl dönünü nedeniyle Alevi Bektaşi Federasyonu, Türkiye Alevi Federasyonu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Alevi Kültür Dernekleri ve Pir Sultan Abdal Kültür Derneği’nin çağrısıyla Kadıköy İskele Meydanı’nda toplanan yurttaşlar, “Maraş Katliamı’nı unutmadık unutturmayacağız” yazılı pankart açarak katliamda hayatını kaybeden yurttaşlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu.
Anma etkinliğine Alevi örgütlerinin yanı sıra Barış Emek ve Demokrasi Güçleri, CHP Parti Meclis Üyesi Baran Seyhan, CHP İstanbul İl Başkan Yardımcıları Celal Yalçın, Ali Ütebay da katıldı. İstanbul Alevi kurumları adına ortak basın açıklamasını Merve Demir okudu.
“MARAŞ’TA YAŞANANLAR MÜNFERİT BİR OLAY DEĞİL, ÖRGÜTLÜ, PLANLI VE İNANÇ TEMELLİ BİR SALDIRININ SONUCUDUR”
Maraş’ta yaşananların münferit bir olay olmadığının vurgulandığı açıklamada, “Maraş’ta yaşananlar münferit bir olay değil, örgütlü, planlı ve inanç temelli bir saldırının sonucudur. Bugün, katliamın 47. yılına girerken acımız da öfkemiz de ilk günkü tazeliğini korumaktadır. Aradan yarım asır geçmesine rağmen bu karanlık tarih sayfası hafızamızdan silinmemiş; unutturulmak istenmesine karşın Alevi toplumunun kolektif belleğinde tüm çıplaklığıyla yaşamaya devam etmiştir. Çünkü Maraş, yalnızca geçmişte yaşanmış bir trajedi değil; adalet sağlanmadığı için bugünü ve geleceği tehdit eden açık bir yaradır.” denildi.
Açıklamada Maraş Katliamı’nın bir insanlık suçu olduğu belirtilerek bugüne kadar katliamın gerçek failleriyle ilgili kapsamlı ve samimi bir hesaplaşma yaşanmadığı; sorumluların büyük bir bölümü yargı önüne çıkarılmadığı devletin olayların üzerini örten karanlığı dağıtma yönünde irade göstermediği gibi bazı katiller MHP tarafından milletvekilliği ile ödüllendirildiği ifade edildi.
"YARATILAN CEZASIZLIK ANLAYIŞI PEK ÇOK KATLİAMIN ZEMİNİNİ HAZIRLADI"
Yaratılan cezasızlık anlayışının yalnızca Maraş’ın değil, sonrasında yaşanan pek çok katliamın zeminini hazırladığı ve 12 Eylül askeri darbesine giden sürecin toplumsal altyapısını oluşturduğunun vurgulandığı açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
"Maraş davası yıllar boyunca sürüncemede bırakılmış; hukukçuların ve ailelerin defalarca yaptığı başvurulara rağmen Genelkurmay arşivleri gizlenmiş, katledilen canlarımızın mezar yerleri açıklanmamış, gerçeklerin üstü sistematik bir şekilde kapatılmıştır. Devlet, kendi sorumluluğuyla yüzleşmek yerine Maraş’ta yaşananları 'talihsiz olaylar' olarak nitelendirmiş; kontrgerilla yapılanmalarının rolünü örtbas etmeyi tercih etmiştir.
"MARAŞ KATLİAMI BİR İNSANLIK SUÇUDUR"
Alevi toplumu olarak bir kez daha açık ve net biçimde ifade ediyoruz: Maraş Katliamı bir insanlık suçudur. Bu suçla gerçek anlamda yüzleşilmeden, failler ve sorumlular ortaya çıkarılmadan, cezasızlık politikalarına son verilmeden bu ülkede toplumsal barışın kurulması mümkün değildir.
Genelkurmay ve ilgili tüm devlet arşivleri derhâl açılmalı; kayıplarımızın mezar yerleri gizlenmemeli, Maraş Katliamı bağımsız ve tarafsız bir şekilde yeniden soruşturulmalıdır. Katliamlarla yüzleşmeden ortak bir gelecek kurulamaz!
"MARAŞ KATLİAMI'NI UNUTMADIK, UNUTTURMAYACAĞIZ"
Bugün burada yalnızca geçmişin acılarını hatırlamak için değil; geleceğin karanlığa teslim edilmemesi için yan yana ve omuz omuza duruyoruz. Alevi toplumu olarak eşit yurttaşlık, inanç özgürlüğü, yaşam hakkı ve laik demokratik bir Türkiye talebimizden asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz; Maraş Katliamı’nın 47. yılında bir kez daha haykırıyoruz: Unutmadık, unutturmayacağız!"
Açıklamanın sonunda Maraş’ta yaşanan katliam ile Suriye’de Alevilere yönelik saldırıların aynı nefret ideolojisinin ve aynı karanlık zihniyetin ürünü olduğu, her iki coğrafyada da Aleviler’in soykırıma maruz kaldığı belirtildi.