Okullarda Kudüs yarışması: ‘Sorun; devletin eğitim alanındaki asli sorumluluğundan geri çekilmesi’

Okullarda Kudüs yarışması: ‘Sorun; devletin eğitim alanındaki asli sorumluluğundan geri çekilmesi’

31.12.2025 04:00:00
Güncellenme:
Okullarda Kudüs yarışması: ‘Sorun; devletin eğitim alanındaki asli sorumluluğundan geri çekilmesi’

Okullardaki ‘Kudüs’ konulu makale yarışmasına ilişkin açıklamalarda bulunan Eğitim Sen 1 Nolu Ankara Şube Başkanı Mehmet Aydoğdu sorunun tekil yarışmalar ya da münferit yazılar olmadığını belirterek, “Sorun; kamusal eğitimin, parça parça cemaat ve tarikat yapılarına açılması, devletin eğitim alanındaki asli sorumluluğundan geri çekilmesidir” dedi.

Konya İl Milli Eğitim Müdürlüğü koordinasyonunda Mirasımız Kudüs Derneği okullarda ‘Kudüs’ konulu makale yarışması başlattı. Yarışmanın ‘Kudüs ve Filistin bilinci’nin oluşturulması ve geliştirilmesi amacıyla düzenleneceği belirtildi.

Eğitim Sen 1 Nolu Ankara Şube Başkanı Mehmet Aydoğdu yarışmaya ilişkin gazetemize açıklamalarda bulundu. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ile çeşitli dernekler arasında imzalanan protokoller gerekçe gösterilerek; cemaat ve tarikatlarla bağlantılı yapıların düzenlediği makale, kompozisyon, resim ve benzeri yarışma duyurularının sistematik biçimde okullara gönderildiğini belirten Aydoğdu, “Bu uygulama, kamusal eğitimin niteliği, anayasal ilkeler ve çocuk hakları açısından ciddi sakıncalar barındırmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. maddesi uyarınca devlet; laik, sosyal bir hukuk devletidir. Kamusal eğitim hizmeti, herhangi bir inanç grubunun, cemaatin ya da ideolojik yapının etkisi altına sokulamaz. Cemaat ve tarikat bağlantılı derneklerin okul ortamında etkinlik düzenlemesi; devletin eğitim alanındaki tarafsızlığını fiilen ortadan kaldırmakta, laiklik ilkesini zedelemektedir” dedi.

‘PROTOKOL, TARİKATIN OKULA ERİŞİMİNİ MEŞRULAŞTIRMAZ’

Bu tarz etkinliklerin, öğrencileri ideolojik ve inanç temelli yönlendirdiğini ifade eden Aydoğdu, “Protokol varlığı, cemaat ve tarikatların okullara doğrudan erişimini meşrulaştırmaz. Aksi yöndeki uygulamalar, idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Söz konusu yarışmalar çoğu zaman ‘gönüllülük’ adı altında sunulsa da okul ortamında fiilî baskı yaratmakta, katılmayan öğrenciler üzerinde dışlanma riski oluşturmaktadır. Bu durum; çocuğun üstün yararı, özgür düşünce geliştirme hakkı ve pedagojik güvenlik ilkeleriyle bağdaşmamaktadır” diye konuştu.

‘KAMUSAL EĞİTİM, PARÇA PARÇA YAPILARA AÇILDI’

Sorunun tekil yarışmalar ya da münferit yazılar olmadığını vurgulayan Aydoğdu, “Sorun; kamusal eğitimin, parça parça cemaat ve tarikat yapılarına açılması, devletin eğitim alanındaki asli sorumluluğundan geri çekilmesidir” değerlendirmesinde bulunarak taleplerini şu şekilde sıraladı: “Cemaat ve tarikat bağlantılı tüm dernek ve vakıfların okul içi faaliyetlerine son verilmelidir. Protokoller anayasa, laiklik ve çocuk hakları açısından yeniden değerlendirilmelidir. Okullar, pedagojik ve bilimsel esaslar dışında hiçbir yapının müdahalesine açılmamalıdır. Öğretmenler, öğrenciler ve veliler üzerinde baskı oluşturan tüm uygulamalar kaldırılmalıdır. Kamusal eğitim; cemaatlerin değil, toplumun ortak geleceğidir.”