Üreticiler isteksiz, hükümetler sessiz, düşük gelirli ülkeler aşısız
İlaç şirketlerine ve gelişmiş ülkelere yönelik “Covid-19 aşı patentlerini paylaşma ve küresel güneydeki firmalarla ortak olma’ yönünde baskılar artıyor. Bilim insanlarına göre Covid-19 aşılarına adil erişim sağlamanın en iyi yolu, gelişmekte olan ülkelerin kendilerinin üretmelerini sağlamak. Ancak üreticiler kontrolü bırakmak konusunda isteksiz.
Küresel eşitsizlik Covid-19 aşılarında kendini daha da gösterdi. Zengin kuzey ve yoksul güney arasında aşıya erişimdeki uçurum giderek artıyor. Yoksul ülkelerdeki insanların sadece yüzde 1’i tam aşılı iken, gelişmekte olan ülkelerde bu oran yüzde 10, zengin ülkelerde ise yüzde 55’in üzerinde.
Bilim insanlarına göre Covid-19 aşılarına adil erişim sağlamanın en iyi yolu, gelişmekte olan ülkelerin aşıyı kendilerinin üretmelerini sağlamak. Bu yüzden geçen yıldan beri, etkili Covid-19 aşısı geliştiren ilaç şirketlerine ve hükümetlerine patentlenmiş bilgi ve teknolojilerini gelişmekte olan ve yoksul ülkelerdeki yerel ilaç üreticileri ile paylaşmaları ya da ortaklıklar yapmaları konusunda ciddi baskılar var. Bu çağrılar bu hafta New York’ta başlayan BM Genel Kurulu ve Covid-19 zirvesi öncesinde daha da arttı. Pfizer-BioNTech; Moderna, Astra-Zeneca, J&J ise tamamen isteksizler ve türlü gerekçelere karşı çıkıyorlar.
YAŞAM PAHASINA
Aslında Rusya kendi ürettiği Sputnik V aşısını aralarında Türkiye, Hindistan ve Brezilya’dan ilaç firmalarının da olduğu 34 ilaç şirketi ile üretim ve lisans anlaşması yaptı. Ama burada da sorun, birincisinden farklı bir bileşime sahip olan aşının ikinci dozun büyük miktarlarda üretilmesinin zor olması.
Hindistan’da bir grup STK tarafından hazırlanarak imzaya açılan ve dünyaca ünlü Nature dergisinde geçen hafta yayımlanan bir mektupta ABD Başkanı Joe Biden’a çağrı yapılıyor ve J&J’yi küresel güneydeki ilaç şirketleriyle ortaklıklar yapması için zorlaması isteniyor. Çağrıyı yapanlarınca Johnson & Johnson’ın aşısının da Sputnik V ile benzer teknolojiye sahip olması ve yerel üreticiler açısından bu geçişin altı aydan az bir süre içinde gerçekleşebileceği ileri sürülüyor.
Aynı mektupta daha etkili olan mRNA aşılarını üreten şirketlere de patent paylaşım çağrısı yapılıyor. Aslında Hindistan’ın önemli bir özelliği de başka hastalıklara karşı geliştirilen aşıların burada üretiliyor ve yoksul ülkelere buradan dağıtılıyor olması. Zaten Hintli STK’ler de “biz 3.9 milyar insan için aşı üreticisiyiz’ diyorlar.
Peki, bu baskılar ve çağrılar, yerine ulaşıyor mu?
Ne yazık ki hayır. Aşı geliştiren firmaların ileri sürdükleri gerekçeler bu teknolojilerin adaptasyonun hayli güç ve uzun olduğu; aynı kaliteyi tutturamayacakları. Bu yaklaşım ise yoksul güney tarafından milyarlarca hayat pahasına bile patent ve teknolojileri üzerindeki kontrolü kaybetmek istememeleri olarak yorumlanıyor.
Konu yaşamsal.
DSÖ’NÜN ÇAĞRISI YANITSIZ
Hoş olmayan olaylar da yaşandı. Örneğin Güney Afrika’da Durban kentinde J&J’nin yerel bir şirketle kendi aşılarını şişeleme ortaklığında, şişelenen aşıları Güney Afrika halkı için kullanmak yerine Avrupa’ya gönderdiği ortaya çıktı (New York Times’ın haberi). Bunun üzerine J&J Güney Afrika’da şişelenecek diğer dozların Afrika’da kullanılacağını açıklamak zorunda kaldı.
Birkaç ay önce Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, “küresel aşı tedarikini kendi kontrollerinde tutmak isteyen ve ancak artıkları yoksullarla paylaşan ilaç şirketleri ve hükümetler karşısında sessiz kalmayacağım” uyarısını yaptı.
PATENT HAVUZU ÖNERİSİ
DSÖ’nün baş bilim insanı Soumya Swaminathan da aşı üreten yenilikçi firmaların fikri mülkiyetlerini BM destekli bir kuruluş olan İlaç Patent Havuzu’na aktarmalarını istedi. İlaç Patent Havuzu’nun amacı yoksul ülkelere ucuz ilaçlar sağlamak. Bu havuzun amacı ayrıca güvenilir üreticileri belirleyerek araştırmacı ilaç firmaları ile doğru ortaklıklar yapmalarına arabuluculuk yapmak. Ama ilaç endüstrisi bu çağrıya da yanıt vermedi. Uluslararası İlaç Üreticileri ve Dernekleri Federasyonu (IFPMA) Genel Müdürü Thomas Cueni, üretimi artırmanın en güvenli ve emin yolunun bunu şirket içinde yapmak olduğunu savundu ve “İnanılmaz derecede karmaşık olan kalite kontrol ve kalite güvencesi ancak şirket içinde sağlanabilir” dedi. Ancak Patent havuzunun başkanı Marie-Paule Kieny, grubundaki birçok araştırmacının daha önce önde gelen ilaç firmalarında çalıştığını ve en iyi uygulamaları sağlama konusunda deneyime sahip olduğunu belirterek Cueni’ye kesinlikle katılmadığını belirtiyor.
BİLGİLERDE HAK İDDİASI
Bir diğer öneri de gelişmekte olan ülkelerdeki ilaç firmalarının Güney Afrika’da oluşturulan teknoloji transfer merkezine katılmaları. Bu merkez, haziran ayında DSÖ tarafından duyurulmuştu. Merkezde mRNA aşısı geliştiren araştırmacıların bilgilerini diğer üreticilere aktarması planlanıyor. Ancak geçen hafta Pfizer CEO’su Albert Burla bu girişimden çekildiğini duyurdu. Gerekçesi ise bunun uzun yıllar alacağı idi. Pfizer’i, Moderna izledi. Öte yandan ABD’deki Public Citizen adlı bir sivil toplum örgütü Amerikan hükümetinin Moderna ile kamuya açık bir sözleşme kapsamında oluşturulan “tüm belgelere ve verilere erişim” karşılığında Covid-19 aşısı geliştirilmesi için 1.4 milyar dolar aktarıldığını belirterek bu tür bilgiler üzerinde hakları olduğunu iddia ediyorlar.
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev