İnsanlık neden yatakta uyur? Yatakta uyumaya ne zaman başladık?
Hayatın neredeyse yarısını uykuda geçirdiğimiz bilinen bir gerçek, ancak neden uyurken yatakta yatarız? Bu alışkanlık tarihin derinliklerinde yatıyor...
İskoçya'nın Orkney adalarında, neolitik yaşama ışık tutan Skara Brae yerleşiminde birbirine taş geçitlerle bağlı 8 ev bulunuyor. 4500 yıl önce insanların yaşadığı bu evlerin içerisindeki eşyalar arasında bizlere en tanıdık gelenler, yataklar. Eşyalarını depoladıkları kutuların yanında, yaklaşık bir insan boyundaki iki dikdörtgen objeden bahsediyoruz. Bu tarih öncesi yataklar, bu adadaki diğer objeler gibi sert taşlardan yapılmış. Bu ada, ağaç yönünden zengin bir yer değil. Taş, günlük hayatın önemli bir parçası. Aradan geçen binlerce yıla rağmen, bu yatakların 21. yüzyılda bize çok da yabancı hissettirmeyen detayları var.
California Üniversitesi'nden antropolog Brian Fagan ve arkeolog Nadia Durrani'ye göre insanlar yüz binlerce yıldır yatakta yatıyor. İnsanlığın varoluşuna neredeyse her zaman yatak işlevi görecek bir yapı eşlik etmiş. İlk başlarda böceklere karşı dayanıklı yumuşak yapraklardan ve tüylerden oluşan uyuma alanları yapılmış. Ardından bugünkü karyolanın muadili sayılabilecek yataklar ortaya çıkmış. Skara Brae'dekiler, bulunan en eski yataklar arasında.
ANTİK MISIR'DA YATAK
Antik Mısır'da zenginlerin yataklarına benzer şekilde Tutankamon'un da ahşap yatak çerçevesi ve liflerden örülü bir yatak zemini vardı. O dönemin bir özelliği de, yastık yerine sert baş dayanağı kullanmalarıydı. Bu sistem, sıcak iklimlerde genelde havanın dolaşımını kolaylaştırmak için kullanılıyordu. Belki diğer bir işlevi de, antik Mısırlıların oldukça önem verdiği saç modellerinin yatarken de korunmasıydı. Bitlerden korunmak için de yastık yerine kafa dayanağı kullanılması, akla yatkın geliyor.
ANTİK ROMA'DA YATAK
Antik Roma ve birçok başka toplumda, insanların yatma şekli sosyal statülerine bağlı olarak değişiyordu. Köleler ya kuru otlardan ve hayvan derilerinden oluşan bir yatağa, ya da çıplak zemine kıvrılıyordu. Ancak zenginler rahatına düşkündü. 2021'de arkeologlar Pompeii kentinin yakınlarındaki Civita Giuliana'da antik bir yerleşimi keşfettiklerinde, 2000 yıl öncesine ait bir yatak odasının neredeyse hiç zarar görmeden bugüne geldiğini ortaya çıkardı. Ahşap saklama alanlarının ve başka objelerin yanı sıra, yatak odasında üç yatak vardı. Yatağın altında saklama kavanozları ve bir fareden geriye kalanlar bulundu. 79 yılında burası da antik Roma şehri Pompeii gibi Vezüv Yanardağı'nın volkanik küllerine gömüldü ve her şey dondurulmuş gibi bugüne ulaşabildi.
ERKEN DÖNEM MODERN AVRUPA'DA YATAK
16. yüzyılda artık Avrupalıların seçebileceği birçok yatak çeşidi vardı. İple tutturulan yatakların düzenli olarak sıkılaştırılması gerekiyordu. Kutu şeklinde kapalı yataklar da bir diğer seçenekti. Ancak dönemin yataklarının olmazsa olmazı, yatak kumaşı kullanılmasıydı. Dayanıklı kumaşların doldurulmasıyla yapılan yataklar yaygınlaştı.
Doldurulan döşekler sık sık havalandırılsa bile böceklerin yuva yapması için ideal bir ortama sahipti. O dönem birçok kişinin aynı yatağı paylaştığını da hesaba katarsak, yataktan bulaşan parazitlerin ve hastalıkların neden yaygın olduğunu anlayabiliriz.
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Emekliye iyi haber yok!
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 350 bin 757 kez 'yazı-tura' atıldı... Sonuç şaşırttı!