İhlalde Ortak Standart

30 Haziran 2012 Cumartesi
\n

DİYARBAKIR - İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Başkanı M. Raci Bilici ile sohbet ediyoruz. İHD özellikle yurdumuzun bu bölgesinde çok gelişmiş, tüm Türkiyedeki 28 şubenin yarıya yakını bölgede yoğunlaşmış. Bilici, bizi Diyarbakıra KCK davalarını ve insan hakları ihlallerini izlemeye davet ediyor.

\n

- Buraya bir gelin de, duruşmaları izleyip hukuk adına neler yapılıyor görün!

\n

- İstanbula, daha doğrusu Silivriye gelin de duruşmaları izleyip hukuk adına neler yapılıyor siz de görün, diye yanıtlıyoruz kendisini.

\n

İki gündür Diyarbakırdayım; Basın Konseyi Başkanı ve gazetemiz yazarı Orhan Birgit, Basın Konseyi Yüksek Kurulu üyeleri Turgut Kazan, Tufan Türenç, Yalçın Büyükdağlı ile birlikte Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde bulunan gazeteciler Ahmet Birsin, Vedat Kurşun, Tayip Temel ile görüşüyor, meslektaşlarımızın davaları ve hapishane koşulları hakkında bilgi alıyoruz.

\n

Üç meslektaştan ikisi tutuklu; Vedat Kurşunun on buçuk yıl mahkûmiyeti Yargıtay tarafından onaylanmış, artık Giresun Cezaevine naklini bekliyor.

\n

Yatanlar bilirler, hapishane dünyanın her noktasına aynı uzaklıkta olan tek yerdir. On kilometre ötedeki eviniz ile on binlerce mil ötedeki, Sydney size aynı uzaklıktadır. İkisine de ulaşmak aynı derecede olanaksızdır çünkü.

\n

***

\n

Ama bu olgu Vedat Kurşun için bir teselli değil. Çünkü üç ayda bir ancak ziyarete gelebilen hastalıklı anasının oraya gidebilmesi daha da olanaksız. Hapishanenin konumu, tutuklu ve hükümlü için değilse bile, ziyaretçisi açısından çok önemli.

\n

Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi burada kimilerinin söylediğine göre, türünün en az kötülerinden, hiç değilse olayların patlak verdiği diğer cezaevlerine oranla daha dayanılabilir cinsten.

\n

Cezaevi koşullarıyla ilgili şikâyetler kapasitenin üstünde doluluk, hobi ve spor konusundaki olanakların yeterince kullandırılmaması, beslenme ve sağlık sorunları.

\n

Onları dinlerken Tuncay Özkan, Mustafa Balbayın anlatıp yazdıkları geliyor aklıma, hemen hemen aynı olduklarını görüyorum.

\n

Örneğin Diyarbakır D Tipinde veya Silivride mesai saatleri dışında herhangi bir kalp krizi durumunda, iki yerdeki mahpusların akıbetleri farksız olabilir. Her iki halde de iş tümüyle tesadüfe kalmış durumda.

\n

Bütün bunlar, pek de iftihar verici olmayan bir olguyu, insan hakları ve hukuk ihlalleri konusunda, ülke çapında ortak bir standardı tutturmuş olduğumuz gerçeğini işaret ediyor.

\n

Bilmiyorum, bu gözlemim bura insanını rencide eder mi?

\n

Çünkü onlar, insan haklarının ve hukukun çiğnenmesinin, kendi diyarlarında ülkenin diğer bölgelerinden daha yoğun olduğunu düşünüyorlar ve bu konuda çok duyarlılar.

\n

***

\n

Diyarbakırda insanların Kürt sorununun çözümüne yaklaşımları nasıl?

\n

Barodan İnsan Hakları Derneğine, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odasından sokaktaki adama kadar herkes bir şeyler yapılması, bunun da vakit geçirmeden yapılması gerektiğini vurguluyor.

\n

Bir şeyler yapılmalı ve vakit geçirmeden yapılmalı.

\n

Ama ne yapmalı?

\n

Ne yapmalı sorusuna yanıt ararken, konu bir başka soruda düğümleniyor:

\n

Kürtler arasında Türkler ile birlikte yaşama iradesi hâlâ mevcut mu?

\n

Bu soruyu net şekilde dile getirdiğimizde, bölgede yapılan kamuoyu araştırmalarını koyuyorlar önümüze. Amaçları, bağımsızlık isteğinin yalnızca yüzde 19 düzeyinde kaldığını göstermek.

\n

Kürt kökenli vatandaşlarımızın çoğunluğunda bir arada yaşama iradesinin sönmemiş olması umut oluşturuyor, ama Ne yapmalı?” sorusuna yanıt getirmiyor.

\n

Bu konuya gelince, sorun anadilinde eğitim noktasında düğümleniyor.

\n

Edindiğim izlenim, Kürtlerin anadilinin öğrenilmesiyle yetinmeyip, anadilinde eğitim konusunda ısrarlı olacakları yönünde. Bir açılıma kararlı görünen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu henüz o noktadan uzakta, hatta bu alan onun kırmızı çizgiler bölgesine giriyor. Tayyip Erdoğan ve partisinin konumu da farklı değil.

\n

Bu durumda nasıl mesafe alınacak?

\n

Sorunun yanıtının zor olması, hemen gelişme olmazdemeyi gerektirmiyor. Ama bilelim ki, artık tartışmanın özü bu noktadır ve enine boyuna konuşulmalıdır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları