Rahat Uyumak

07 Temmuz 2012 Cumartesi
\n

Utku Çakırözeri Ankaradan telefonla arayıp sordum:

\n

- Utku rahat uyuyor musun?

\n

Önce sorumu anlamadı, Aslı Aydıntaşbaşın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun kızgınlıkya da kırgınlığınıdile getiren yazısını, son günlerdeki yoğunluğu dolayısıyla fırsat bulup okuyamamıştı, onun için sorumu soruyla karşıladı:

\n

- Neden soruyorsunuz, rahat uyumamama neden olması gereken bir durum mu var?

\n

Yazıyı açıp okudu, en çok da Sayın Bakanın Dışişlerindeki havanın, Utku Çakırözer röportajının Esada propaganda fırsatı sağladığı, zor soruların sorulmadığı yolundaolduğu yönündeki sözlerine takıldı.

\n

Doğrusu ben de pek bir anlam veremedim. Utku çanak sorular sormamıştı, zaten soracak kişi de değildi. Hatta Amerikan Büyükelçisi kendisinin iyi bir gazetecilik yaptığını, zor sorular sorduğunu söylemişti.

\n

Bu durumda anlam veremememi anlayışla karşılayınız. Öyle ya, Suriye politikasının asli sahipleri durumdan şikâyetçi değilken, taşeronları neden şikâyetçi oluyorlar ki?

\n

Utkunun Rahat uyumamama neden olması gereken bir durum mu varsorusuna da içimden güldüm, genç ve başarılı arkadaşım, Türkiyede Başbakanın hoşuna gitmeyecek işler yapan gazetecilerin başına neler geldiğini bilmiyor muydu?

\n

Bu konuyu Ahmet Şık, Nedim Şener, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Soner Yalçın, Doğan Yurdakula sormak gereğini de duymamış mıydı?

\n

Oralara kadar uzanamadı diyelim. Hiç değilse Esad ile görüşme isteğinden Erdoğanın talebi üzerine vazgeçen Ertuğrul Özköke de soramaz mıydı?

\n

***

\n

Sayın Davutoğlunun da, özür dilerim ama, onun da insanı ister istemez güldüren sözleri yer alıyor yazıda; birlikte bakalım:

\n

- Basın özgür. İsteyen Esad ile konuşur, konuşsun da...

\n

Şimdi, siyaset sahnesinde de efendi üslubunu koruduğu için hep saygı uyandırmış Sayın Davutoğluna hapisteki gazetecileri, Başbakanın talimatıyla işini yitirmiş meslektaşlarımızı anımsattıktan sonra, bu görüşmeden bile Başbakan istemediği için korkup vazgeçenleri anımsattıktan sonra soralım:

\n

- Bu sözleriniz üzerine söyler misiniz, değerlendirmelerinize nasıl güvenelim?

\n

Aslı Aydıntaşbaş, yazısında Dışişleri Bakanının kendi Suriye politikalarını eleştirenlere kızgınlığını anlatıyor.

\n

Onlardan biri olarak belirtmek isterim ki, Esadın sapına kadar diktatör olduğunu gayet iyi biliyorum.

\n

Yine biliyorum ki Esad, Erdoğan ile yapılmış bir röportajı kesinlikle yayımlatmazdı.

\n

Suriyedeki gazetecilerin ve muhaliflerin halini biliyorum.

\n

Ama Türkiyedekilerinkini de biliyorum.

\n

***

\n

Davutoğlunun, Türkiyenin Suriye politikasını biçimlendiren faktörlerin, insanlık onuru, özgürlük ve demokrasi olduğu yolundaki açıklamalarına da katılamıyorum.

\n

Katılamıyorum, çünkü öyle olsaydı eğer Ömer el Beşiri aynı kişiler bağırlarına basmazlardı, diye düşünüyorum.

\n

Suriyede demokrasi havarisi kesilip, Suudi Arabistan söz konusu olunca aynı kavramı aklının ucundan bile geçirmeyenlere Geçiniz efendim, geçiniz!diyorum.

\n

Çok kullanılmış bir yöntemi bir yana bırakalım. Nasıl ki Iraktaki Amerikan cinayetine karşı olmak, Saddama yandaş olmak değilse, Suriyede oynanan oyuna karşı çıkmak da diktatör Esada ya da uçağımızı uyarmadan düşürmesine yandaş olmak demek değil.

\n

ABDnin bölgeyi yeniden dizayn etme amacıyla oluşturduğu Suriye politikasına da Türkiyenin çıkarları açısından karşıyım.

\n

Çünkü Esadın ani bir gidişi ile doğacak kaosun, ülkeden bize ve bütün bölgeye sıçrayacağına, yarın öbür gün bugünün baş aktörlerinin Esada oynadıkları oyunun aynını Türkiyeye oynamaya kalkacaklarına inanıyorum.

\n

Çünkü Suriyenin parçalanmasının, bölgede başka parçalanmalara yol açacağı, hiç değilse kimilerinde bu konuda iştah yaratacağını düşünüyorum.

\n

Bu yüzdendir ki, taşeronluğu yapılmakta olan Suriye politikasını eleştirmemize kızanların, yurtseverlik dersi verecek değil, alacak konumda olduklarını sanıyorum.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları