Tarihten Korkma!Gürültüye Kulak Asma!

25 Kasım 2011 Cuma
\n

Ulusların tarihleri her tarafı mis kokan gül bahçesi değildir. Herhangi bir ulusun tarihinin böyle olduğunu iddia eden varsa bilin ki, yalan söylüyordur.

\n

Tarihi propaganda aracı olarak kullanmak isteyenler, dangalak ve hödük şovenler ya da içinde,Bunlar bana yalan söylüyorlarşüphesi yeşermiş kişiler yetiştirir.

\n

On yıldan fazla oluyor, genç bir dostumdevrim tarihiderslerine artık girmeyeceğini şu gerekçeyle açıklıyordu:

\n

- Biraz daha gidersem, 2. Cumhuriyetçi olacağım, artık bu kadar da olmaz.

\n

Genç dostum öfkesinde haklıydı. Mesnetsiz övgü böylesine bir tepkiyi doğurmuştu.

\n

Okulda tarih derslerimde, bütün dünyanın Orta Asya Türklerinden geldiğinden başlayarak bana okutulanları kuşku ile izledim; Osmanlının batışının ardında, iyi padişahlar”-“kötü padişahlardeğerlendirmesinin ötesinde kimi başka gerçekler, nedenler olduğunu sezinledim.

\n

Tarihe öyle bakmadığım için de, başka bir uçta durup, Tarihimizle yüzleşelim!çığlıklarıyla geçmişimizin üstünde, hangi amaçla olduğunu anlamadığım biçimde tepinenlere de hayretle bakmaktayım.

\n

***

\n

Tarih aslında bir böbürlenme vesilesi değil ki, şimdi o odadan çıkıp da hesaplaşma salonuna girelim!

\n

Hem girsek de, kimi suçlayacağız, neyi onaracağız, kiminle hesaplaşacağız, ne elde edeceğiz?

\n

Geçmişimizin hiçbir karanlık noktası olmadığını söylemiyorduk ki, şimdi hidayete erelim.

\n

Aptallar ya da faşistler dışında kim, geçmişinde hiç kirli bir şey, karanlık bir yön, bir koku olmadığını söyleyebilir?

\n

Irk, dil, din birliği gibi, nesnel öğeleri reddederek, ortak geçmişten gelen bir arada yaşama, ortak bir geleceğe yönelme iradesi olan insanların oluşturduğu ulus kavramını savunan çağdaş sübjektivist ulus görüşünün teorisyenlerinden olan Ernest Renanın, teorisini açıkladığı 11 Şubat 1882 tarihli ünlü Sorbonne konferansında, tarih ile ilgili aşağıdaki bölümler son derecede eğiticidir. Birlikte göz atalım:

\n

***

\n

...Unutmak, hatta diyebilirim ki, tarihi yanlış bir ulusun oluşmasının temel öğelerinden biridir. Tarihi incelemelerin gelişmesi ulus için bir tehlikedir. Tarihi araştırma gerçekten, kimi zaman en hayırlı sonuçları bile vermiş olan bütün politik oluşumların kaynağındaki şiddeti, zulmü gün ışığına çıkarır. Birlik her zaman şiddetle olmuştur. Fransanın kuzeyi ile Güney Fransanın birleşmeleri yüz yıl süren bir terörün ve yok etmenin (kökünü kazımanın=extermination) sonucudur. En mükemmel ulusal birliğin seküler bir kristalizasyonunun ideal örneği olduğunu söyleyebileceğim Fransa Kralı, çok yakından bakılınca itibarını kaybeder; oluşturduğu ulus onu lanetlemiştir. Bugün de yalnız gelişmiş zekâlar onun değerini ve yaptığını layıkıyla kavrarlar...

\n

...Fransa Kralının bir ölçüde baskısı, tiranlığı, bir ölçüde adaletiyle hayranlık duyulacak başarıyla gerçekleştirdiği misyonu Avrupada herkes başaramamıştır.

\n

Görüyorsunuz, Fransız ulusunun oluşunu ve orada krallığın başarısını hayranlıkla anlatan Renan, bu oluşumun içindeki baskıyı, zulmü, karşı koyanların kökünün kazınmasını görmezden gelmiyor. Hatta daha 1881 yılında ulus devletin de bir gün çağını tamamlayacağını söyleyip, Avrupa federasyonunu öngören Renan, ünlü konuşmasının bir yerinde, geçmişin varsayılan bir ortak geçmiş olduğunu ileri sürüyor.

\n

Her yerde geçerlidir bu gerçek. Anadolunun insanları Osmanlıyı ortak geçmişimiz olarak görürken ama Anadolu birliğinin sağlanması sırasında, Türk beyliklerinin nasıl savaşla, baskıyla ortadan kaldırıldığını, dolayısıyla birliğin arkasındaki yok etmeyi anımsamazlar. Amerikalılar, çok yakın bir geçmişte cereyan eden Kuzey-Güney savaşına saplanıp kalmış değildir.

\n

Evet, tarihten korkmayalım ve tarihimize neden baktığımızı nasıl bakmamız gerektiğini bilelim!

\n

Tarih tartışmasını yarın da sürdüreceğiz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

İyi insan 19 Mart 2024
Laiklik nedir? 6 Mart 2024
Yıldönümü 3 Mart 2024

Günün Köşe Yazıları