Türk Telekom Arena’nın inşaatı tamamlanıp (!) hizmete girdiğinde “Avrupa’nın en modern stadı” denmişti. Ancak dün gördük ki kazın bacağı öyle değil. Yoğun bir yağmur G.Saraylıları perişan etti. Hem seyirci hem futbolcu 30 yıl öncesine döndü. Maç öncesi insanlar suların içinden atlayarak stada giriş yaptı. Hepsi ‘yağmur adam’ gibiydi, güya modern statta kuruyacaklar, maçı öyle izleyeceklerdi!

Bir de ne görsünler? 7 - 8 bin dolar para saydıkları koltuklarının üzerinde de iki parmak su.. Ya oturup iç çamaşırına kadar ıslanacaksın, ya ayakta kalacaksın. Projede stadın üstü kapalıydı ama para bulamamış olsa gerek Galatasaray yönetimleri... Hâlâ yazlık sinema formatında Avrupa’nın en modern stadı Türk Telekom Arena… Zemini söylemiyorum bile. Topu 1 metre sürmek, yanındaki arkadaşına pas atmak ekstra yetenek gerektiriyor. Elbette ayakta durmak da beceri. Çocuktum, hatırlıyorum; 1970’li yıllarda yağmur yağdığı zaman futbolcular dün olduğu gibi meşin yuvarlağa yön vermekte zorlanırlardı. Eskiye mi döndük ne! 8 milyon Avro’ya Amrabat’ı, 5 milyon Avro’ya Burak’ı alsan ne yazar? Bizim Kadırgalı Hüsnü ile Taşlılarlalı Ahmet de dünkü kadar oynardı. “Allahın işi” demeyin yağmur için. Elin oğlu stadın üzerini kapıyor.

Maç mı? Kör dövüşü. Klasik sağ kanat hatasından Rumenler öne geçti. Sonra Galatasaray çullandı, rakip 10 kişi kaldı, penaltı da kazandı ama skor bir türlü dengelenemedi. Elmander’in sakatlanıp erken oyun dışı kalışı, Hamit’in toparlanırken kenara alınışı, fizik gücü yetersiz Emre’ye bel bağlanması, ıslak zeminde avantajı rakibe veren etmenlerdi. Yine de oyunu rakip yarı alana yığdı Sarı - Kırmızılılar. Sabri’nin oyuna katılımı sonrası tempo yükseldi, Burak’ın kafa golü skoru dengeledi. Son dakikalara kadar süren G.Saray baskısından sonuç gelmeyince Avrupa hayali de sular altında kaldı.