Metin Oktay’ın ölüm yıldönümüydü dün. Aynı zamanda Galatasaray camiası için yılın transferi Falcao’nun Sarı-Kırmızılı renklere “merhaba” dediği maç da düne denk gelmişti...
Ve TFF’yle Emlak Konut’un eş zamanlı G.Saray’ı karşısına aldığı zaman dilimi de Kasımpaşa maçıyla kesişmişti.
Bu ruh haliyle koştu on binler stada...
Bu haleti ruhiyeyle çıktı G.Saray sahaya...
Beklenti tekti: kazanmak... Ele güne, sevene, sevmeyene boy göstermek...
İşte bu duygu fırtınası zor da olsa tezahür etti.
Hem de lige tutunuş golünü Falcao atmaz mı? Değmeyin camianın keyfine..
Zor oldu gerçi; öncelikle Kasımpaşa, kimi satarsa satsın bir futbol kültürüne sahip. 4’lü defans önünde 3’lü bloku koydular mı rakibi kilitliyorlar. Dün de böyle oldu. Özellikle 1’er, 2’şer idmanla sahaya çıkan yeni G.Saray maç boyu tedirgin oynadı.
Elbette ilk maçında ağları sarsan Falcao’ya bir parantez açmak gerek. Sadece bedeni ve sol ayağıyla değil, ruhuyla gelmiş; istekli oynadı, yardımlaştı, Diagne’nin yapmadıklarını yaptı. Ayrıca lige golle girmek, onun için büyük şans. O pozisyonda top ağlara giderken rakibine çarptıysa da ilk maçta gol atmak çok önemli.
Genelde G.Saray, istekli ve baskılıydı ama yeniden yapılanmanın sancılarını yaşadı. Örneğin Lemina oyundayken Babel yerini kaybetti. Ne zaman ki Ömer oyuna girdi, Hollandalı daha verimli oldu.
Bu G.Saray’ın daha zamana ve birlikte idman yapmaya ihtiyacı var. Eğer bu süreci başarıyla aşarlarsa, kadro kalitesiyle ligde ve Avrupa’da ses getirir. Ne var ki sahadaki 11’de ne kadar general varsa, o kadar az da asker oynadı. Ebedi cezalı teknik direktör Fatih Terim, en azından idmanlarda bu konuyu çözmeli.