Ayşe Yıldırım

Demirtaş: Türkiye otobanda ters gidiyor

27 Ocak 2016 Çarşamba
<video:470744>

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Türkiye’nin durumunu otobanda ters giden ve bunun farkına varmayan şoföre benzetti. Demirtaş, “Türkiye yakın tarihin en karanlık siyasi atmosferini yaşıyor ve tünelin ucunda da ışık görünmüyor” dedi.
Belçika’nın başkenti Brüksel’de bulunan Avrupa Parlamentosu’nda dün başlayan 12. Uluslararası Kürt Konferansı’nda konuşan Demirtaş, Skyes-Picot’un yüzüncü yılının dolmak üzere olduğuna dikkat çekti. Bu yüzyıl boyunca dünya, bölge, demokrasi, devlet yönetim biçimleri, Kürtler ve bölgedeki aktörler dahil birçok şeyin değiştiğini anlatan Demirtaş, bir tek Türkiye’nin değişmediğini ve değişime ayak uyduracak reformları yapmadığını söyledi. Demirtaş, “Bölgedeki dengeler altüst olurken yüz yıl önceki statüler yıkılırken Türkiye buna hazırlık yapmadığı için kriz Türkiye’nin krizi haline geldi. Çünkü Kürtler artık bu sorunu aştılar. 21. yüzyıla uyarlanabilecek değişimi yakalayabilecek bir anlayışa geldiler. Kürtler, kendi sorununu çözdüler” diye konuştu.
Kürtlerin bugün yeniden tarih sahnesine çıktığını vurgulayan Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kürtler, Türkleri düşman olarak görmüyor. Türklük için Kürtler bir tehdit değil, laiklik için bir tehdit değil, İslam için de bir tehdit değil. Başka din ve inançlar için de tehdit değil. Peki, neden Türkler Kürtleri tehdit olarak görüyor? Çünkü yüz yıldır değişmeyen statükocu bir zihniyete sahipler.”
Türkiye’nin durumunu otobanda ters giden bir şoföre benzeten Demirtaş, kimsenin de Türkiye’yi arabayı ters yolda sürdüğüne inandıramadığını ifade etti. Türkiye’nin tüm yönetim kadrolarının ve ana muhalefetin kendisini gözden geçirmesi gerektiğinin altını çizen Demirtaş, aksi halde faturanın daha da ağırlaşacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel psikolojik durumunun da bunlara eklenmesi gerektiğini belirten Demirtaş, “Güvensizlik psikolojisi durumu yaşıyor. Birkaç yıl öncesine kadar yakın koruma müdürleri ve koruma ekibi dahil olmak üzere, etrafındaki danışman ekibi, bürokratlar dahil hepsi ile bir güven krizi yaşadı. Tamamını paralel bir örgüt, kendisini çepeçevre saran düşman olarak gördü. Oysa yıllardır kendisini fiziki, düşünsel olarak koruyan, destek veren grup Gülen Cemaati’ydi. Yol arkadaşlarına güvensizlik duyan şahsiyet bize nasıl güvenecek” dedi.
Türkiye’de bir akıl tutulması yaşandığını ve bunu aşmanın da kolay olmadığını vurgulayan Demirtaş, sabırlı, kararlı ve inançlı olacaklarını ekledi. Demirtaş, ne kadar çok insan ısrarcı olursa barış sürecine girmenin de o denli hızlı olacağına dikkat çekerken Avrupa’yı Türkiye’de yaşanan insan hakları ihlallerine sessiz kalmamaya çağırdı. Aksi halde Avrupa’nın kendi ilkelerini çiğneyeceğini ifade eden Demirtaş, Türkiye’nin PYD’nin Cenevre toplantısına katılmasını engelleme girişimlerini de eleştirdi. Demirtaş, “Aklı başında devlet PYD’nin Cenevre’de olması için mücadele eder. Türkiye, PYD’yi tam da yanına oturtmalı” dedi.
Oturumda konuşan ABD’nin eski Hırvatistan Büyükelcisi Peter Galbraith de Cenevre’ye katılmayı en çok Kürtlerin hak ettiğini söyledi. “Çünkü terörizme karşı onlar savaştı” diyen Galbraith, Türkiye’nin de PKK ile tekrar masaya oturup barış görüşmelerine başlaması gerektiğini vurguladı.
Gazeteci Cengiz Çandar, Türkiye’nin seçimlerden sonra otoriter eğilimli rejim olmaktan faşizan bir rejime geçiş yaptığını söyledi.
Prof. Davit Romano ise Türkiye’de yaşananların 80’li yılları aratmadığını, böyle devam ederse Türkiye’yi karanlık bir geleceğin beklediğini anlattı. Prof. Susan Breau da Kürt halkının var oluşu için savaşmak zorunda kaldığını, kendi hayatlarını ortaya koymalarına rağmen suçlu ve terörist ilan edildiklerini belirtti. Breau, “Bugün insanlık dışı güçlerle savaşan tek güç Kürtlerdir” dedi.
AP milletvekili Takis Hadjigeorgoui da Kürt sorununun çözümünün PKK’siz olamayacağını vurguladı.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Son bir soru ve veda 13 Eylül 2018
Siyasal yangın 30 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları