Ekonomi politiğin tapınaklarında...
Celal Üster
Son Köşe Yazıları

Ekonomi politiğin tapınaklarında...

02.06.2015 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ali Artun, Uluslar arası sanat piyasasındaki, özellikle de müzayedelerdeki rekor fiyatları yorumladı.

Bir önceki yazımda, son zamanlarda uluslararası sanat piyasasında özellikle empresyonist ve modern yapıtların müzayede satışlarında görülen inanılmaz fiyat artışlarından söz etmiş; kimi uzmanların bu konudaki yorumlarına yer vermiştim.
Bu kez, aynı konuyu, İletişim’in SanatHayat dizisinin editörü, Galeri Nev ve Sanart’ın kurucularından, sanat yazarı Ali Artun’la konuştum.
- Bu akıl almaz yükseliş nereden kaynaklanıyor sizce?
Küreselleşmeyle birlikte, finansın üretim karşısında yükseldiği bir döneme girdik. İşte bu dönemde sanat da finansallaştı ve spekülatif bir yatırım aracına dönüştü. Müzayedeler sanat piyasasında egemen olmaya başladı ve müzayede fiyatları tırmandıkça tırmandı.

Egemenlik göstergeleri
- Ne zaman başladı bu tırmanış?
Bu tırmanış, Japon spekülatörlerin 1987’den başlayarak, Van Gogh, Renoir gibi empresyonistlere yatırım yapmasıyla başladı. Fiyatlar birdenbire 78 milyon dolara kadar fırladı. Sonuçta, Baudrillard’ın sözleriyle, “müzayede zamanımız ekonomi politiğinin tapınaklarından biri” haline geldi ve sanat da “en ideal müzayede nesnesi” oldu. Baudrillard’a göre, “müzayede ortamında sanatın, ona savrulan parayla kurduğu ilişki, egemenlik göstergeleri üretir.”

Senet mi, sanat mı?
- Çoğunlukla müzayedelerde kırılan rekorlar üzerinden konuşulması gerçekçi mi sizce?
Spekülatif finans piyasasında sanat balonunun hızla şişmesi, sanatın, senet karşısında daha güvenli ve kârlı bir yatırım olduğuna ilişkin efsaneler üretmiştir. Bu efsaneler müzayede rekorları üzerinden yazılmaktadır.
- Satılmayan ya da fiyatı giderek düşen eserlerle ilgili rakamların göz ardı edilmesinden söz ediyorsunuz, anladığım kadarıyla...
Evet. Thomson, Stallabrass gibi “sanat iktisatçıları”nın yaptığı incelemelere bakarsanız, sanat fiyatlarının da krizlerden etkilendiğini ve daha önemlisi uzun dönemde rekor düzeylerini koruyamadığını görürsünüz. 2008 krizinden sonra örneğin, çağdaş sanatın önceki müzayede rekortmeni Damien Hirst’ün fiyatları yarıya kadar düşmüş ve işleri çoğu kez alıcı bulamamıştır.
- Bu açıdan Türkiye’ye bakarsak...
Sanat piyasasının görece cılızlığına rağmen, bu kriz Türkiye’de oldukça şiddetli yaşanmaktadır ve müzayede rakamları son yıllarda birden eriyivermiştir. Gerçek galeri fiyatları da düşmüş, hatta birçok galeri kapanmak zorunda kalmıştır.

Petrol zenginleri
- Ortadoğu’nun petrol zengini şeyhleri ve emirlerinin piyasanın yükselmesinde önemli bir rol oynadığı ileri sürülüyor. Sanat üzerinden yeni kimlikler edinme uğraşı mı?
Küreselleşmeyle birlikte, finansallaşma dışında sanatın yaşadığı diğer bir radikal dönüşüm, iletişim sistemlerine eklemlenmesidir. Biliyorsunuz zamanımız, anlamları ele geçirmek uğruna amansız bir mücadelenin sürüp gittiği “semantik kapitalizm” çağı olarak tanımlanıyor. Ve Guattari, iletişim savaşlarının nükleer savaşlar kadar etkili olduğunu söylüyor.
Sanat da bütün tarihi boyunca etkili bir iletişim mecrası olmuş. Belki en etkilisi. Piyasa hegemonyasının da körüklemesiyle sanat, bugün de, ürünler kadar, kentlerin hatta ülkelerin anlamlandırılmasındaki, markalandırılmasındaki en etkin dillerden biri.
- Bunun en etkili örneklerinden biri de, Körfez’de kurulmakta olan görkemli müzeler galiba. Belki de seyircisi olmayan müzeler...
Körfez’in şeri monarşileri, birer küresel metropol olarak egemenleşmek amacıyla, inanılmaz bir müzeleşme hareketi sürdürüyorlar. Abu Dabi, Dubai ve Katar, Louvre, Guggenheim gibi ünlü müzeleri, Sorbonne, Harvard gibi tarihsel, gözde üniversiteleri kendilerine çekiyorlar.
Mimarlıklarını, Frank Gehry, Zaha Hadid, Jean Nouvelle, Norman Foster, Rem Koolhaas gibi çağdaş “deha”lara teslim ediyorlar.
Böylece, aynı zamanda çağdaş bir mimarlık rönesansı yarattıkları söyleniyor.
O zaman da, Katar Şeyhi en güçlü çağdaş sanat koleksiyoneri olabiliyor ve şân için bir Gauguin’e 300 milyon dolar yatırıyor.
Bu arada Şeyh’in koleksiyonlarını küresel müzayede tekeli Christie’s’in başkanı Edward Dolman’ın yönettiğini de kaydetmek gerek. Abu Dabi koleksiyonları da Fransız Müzeler Ajansı’na emanet.  

Yazarın Son Yazıları

Bir ‘Ali Gevgilili ironisi’

Bir ‘Ali Gevgilili ironisi’

Devamını Oku
13.09.2018
Irgat’ın Türküsü

Irgat’ın Türküsü

Devamını Oku
14.05.2018
‘Tüm iktidar hayalgücüne!’

‘Tüm iktidar hayalgücüne!’

Devamını Oku
04.05.2018
Milos Forman: Mizah ve eleştirinin formeni

Milos Forman: Mizah ve eleştirinin formeni

Devamını Oku
24.04.2018
Kâr ve kapital

Kâr ve kapital

Devamını Oku
14.04.2018
Hücrede bir ‘Kuyucaklı’

Hücrede bir ‘Kuyucaklı’

Devamını Oku
02.04.2018
İyi ki varsın edebiyat...

İyi ki varsın edebiyat...

Devamını Oku
11.11.2017
Dünya Kupası’nda hangi gruptan elendik?

Dünya Kupası’nda hangi gruptan elendik?

Devamını Oku
10.10.2017
Orwell yaşasaydı...

Orwell yaşasaydı...

Devamını Oku
05.10.2017
Kitapla 1 dakika!

Kitapla 1 dakika!

Devamını Oku
01.10.2017
Konuş, belleğim!

Konuş, belleğim!

Devamını Oku
06.09.2017
‘Hayır’ diyen insan...

‘Hayır’ diyen insan...

Devamını Oku
21.08.2017
‘Cahil’den ‘Korkuyorum’…

‘Cahil’den ‘Korkuyorum’…

Devamını Oku
07.08.2017
Heybeliada’nın belleği

Heybeliada’nın belleği

Devamını Oku
05.05.2017
Edebiyatın kurduğu kardeşlik

Edebiyatın kurduğu kardeşlik

Devamını Oku
02.05.2017
Kaleci Yevtuşenko

Kaleci Yevtuşenko

Devamını Oku
12.04.2017
Hayır de! (14.02.2017)

Hayır de!

Devamını Oku
14.02.2017
2017’de ‘1984’...

2017’de ‘1984’...

Devamını Oku
02.02.2017
‘El pueblo, unido…’

‘El pueblo, unido…’

Devamını Oku
23.01.2017
Behey gafil...

Behey gafil...

Devamını Oku
02.01.2017
Dans ve müzik Lorca için sevişti…

Dans ve müzik Lorca için sevişti…

Devamını Oku
17.12.2016
Şimdi uzak yakın...

Şimdi uzak yakın...

Devamını Oku
15.12.2016
Tek başına kalsan da...

Tek başına kalsan da...

Devamını Oku
26.11.2016
Yaşar Kemal’i özlerken...

Yaşar Kemal’i özlerken...

Devamını Oku
15.11.2016
‘Ne gündüz biter, ne gece...’

‘Ne gündüz biter, ne gece...’

Devamını Oku
07.11.2016
‘Hadi, Cumhuriyet’e gidiyoruz...’

‘Hadi, Cumhuriyet’e gidiyoruz...’

Devamını Oku
05.11.2016
Hangisi?..

Hangisi?..

Devamını Oku
29.10.2016
Aklımıza dolanan ‘Ağ’...

Aklımıza dolanan ‘Ağ’...

Devamını Oku
22.10.2016
Wajda: Insanlığın sesi

Wajda: Insanlığın sesi

Devamını Oku
15.10.2016
Yazarları da yarıştırırlar…

Yazarları da yarıştırırlar…

Devamını Oku
08.10.2016
Bayram ‘kurban’ı

Bayram ‘kurban’ı

Devamını Oku
19.09.2016
Homo Sapiens ikilemleri...

Homo Sapiens ikilemleri...

Devamını Oku
17.09.2016
Sanat her şeye iyi gelir

Sanat her şeye iyi gelir

Devamını Oku
01.08.2016
Darbe-i mesel...

Darbe-i mesel...

Devamını Oku
18.07.2016
Futbol topunun dayanılmaz hafifliği

Futbol topunun dayanılmaz hafifliği

Devamını Oku
02.07.2016
Futbol bahane, şovenizm şahane…

Futbol bahane, şovenizm şahane…

Devamını Oku
28.06.2016
Abidin Dino’nun attığı ‘Gol!’

Abidin Dino’nun attığı ‘Gol!’

Devamını Oku
21.06.2016
Tam bir cehalet...

Tam bir cehalet...

Devamını Oku
13.06.2016
Ha asker, ha sivil...

Ha asker, ha sivil...

Devamını Oku
27.05.2016
Cinayetin müzayedesi…

Cinayetin müzayedesi…

Devamını Oku
17.05.2016