Savcılar ve Avukatlar Üzerine

08 Nisan 2015 Çarşamba

Mahkeme, taraflar arasındaki hukuki anlaşmazlıkları hukukun üstünlüğü ilkesine uygun olarak sivil ya da askeri, adli veya idari konularda adaleti sağlamak üzere yetkilendirilmiş bir yargılama kurumudur. Yargıç, savcı ve avukat olmak üzere üç temel öğeden oluşur. Savcı olmadan da davaya bakan sulh ceza mahkemeleri bir istisnadır.
Bu yazıda üzerinde durmak istediğim savcı ve avukatların konumlarına ilişkin olarak kamuoyunda oluşmuş yanlış bir algıdır.

***

Savcının görevi, suçu ve suçluyu ortaya çıkararak ve kamu davası açıp bunu sonuna kadar takip ederek suçlunun/ suçluların cezalandırılmasını sağlamaktır.
Avukat, kişi ya da kurumlar arasında ortaya çıkan anlaşmazlıkların mahkemelerde yasalara uygun olarak, kısa sürede ve güven içinde giderilmesi, bu yolla adaletin gerçekleşmesi için yargıçlara yardımcı olan kişidir. Başlıca görevleri mahkeme ya da yargı yetkisi bulunan diğer organlar karşısında gerçek ve tüzelkişilere ilişkin hakları dava etmek ve savunmak, adli işleri, resmi dairelerdeki tüm işleri izlemek, bu işlerle ilgili belgeleri düzenlemek, kendisine verilen ya da kendisinin kabul ettiği bir davayı ister kısa, ister uzun zaman aralığını kapsasın, sonuna dek izlemektir.

***

Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de duruşma salonlarında yargıçlar yükseltilmiş bir kürsüde otururlar. Savcının, yargıcın ‘L’ şeklindeki kürsüsünün kısa kısmında onunla aynı yükseklikte otururken avukatların aşağıda bir masada oturuyor olması ise ülkemize özgü bir durumdur.
Sanık haklarını savunan, kutsal bir görev yaptığı söylenen avukatın duruşma salonundaki konumu, bu mesleğin kutsallığı ve vakarı ile bağdaşmamaktadır.
“Silahların eşitliği” evrensel bir ilkedir. Bu ilke gereği, kamu davasının davacısı olan, cumhuriyet savcısı ile kutsal olan savunma hakkını temsil eden sanık avukatının farklı konumlarda oturmaları, daha baştan, mahkemenin bağımsızlığı ve yansızlığı konusunda tam bir inanç oluşmasını engellemektedir.
Bu eşitsizlik kamuoyunda savcının avukata nazaran daha yüksek/üstün bir makam sahibi olduğu gibi yanlış bir algı yaratılmasına yol açmıştır.

***

Bu algının yansımalarını geçen hafta Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın, adliye saraylarına girişlerinde avukatların üstlerinin aranmasına ilişkin söylemlerinde gördük. İki gün önce İstanbul Barosu Başkanı ile başsavcılığın bu konuda bir uzlaşmaya varmalarına rağmen sorunun kökünden çözüldüğünü söylemek zordur.
Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’ndan adliye sarayının girişindeki güvenlik görevlisine kadar kafalara yerleşmiş yanlış algının silinmesi için atılması gereken ilk adım, savcılar ile avukatların duruşma salonlarındaki konum eşitsizliğini ortadan kaldırmaktır.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları