Zor günler

02 Kasım 2016 Çarşamba

Zor günlerden geçiyoruz. Giderek yaygınlaştırılan FETÖ operasyonlarından gazetemizin de dışında kalamayacağı söyleniyordu. Söylenen oldu. Vakfımızın yönetim kurulu üyeleri, genel yayın yönetmenimiz, yazarlarımız, bir çizerimiz toplam 13 arkadaşımız gözaltına alındı.
1996 yılından bu yana Cumhuriyet’te yazıyorum. Bu yirmi yıl içinde çok zor günlerimiz oldu. Gün geldi, yayınımız durduruldu. Yazarlarımız hakkında birçok soruşturma açıldı. Daha önce siyasal teröre kurban verdiğimiz Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok gibi yazarlarımıza 1999 yılında Ahmet Taner Kışlalı eklendi. Bir FETÖ kumpası olduğu yargı tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında başyazarımız İlhan Selçuk, yazarlarımız Mustafa Balbay ile Erol Manisalı sanık sandalyesine oturtuldu.
Yılmadık, susmadık. Kendi içimizde ve okurlarımızla, ülkemizin özgürlükçü, demokrat güçleriyle dayanışarak bu zor günleri aştık.

***

Bu kez bizi en olmadık, en olmayacak yerden vurmaya çalışıyorlar. İstanbul 5. Sulh Ceza Hâkimliği’nin kararıyla yöneticilerimiz ve yazarlarımıza karşı başlatılan operasyonun gerekçesi “PKK/ KCK ve FETÖ/PDY örgütleri adına suç işlendiği”. Akıl alacak gibi değil; örneğin, 40 yıldır Gülen Cemaati’nin faaliyetlerini deşifre eden, her türlü terörü lanetleyen Hikmet Çetinkaya böyle bir gerekçeyle gözaltına alınıyor.
Hükümet sözcüsü Numan Kurtulmuş ise şöyle bir açıklama yapıyor: “(Operasyon) Cumhuriyet’in yazar kadrosuna değil, Yenigün Haber Yayıncılık Grubu’na, 18.08.2016 tarihinde başlatılan bir soruşturma var. Tüzel kişiliğe açılan bir soruşturmadır. Devam eden hukuki bir süreç var.”
Peki, o zaman soralım: Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu’nun, yazarlarımızın gözaltında ne işleri var?

***

Bu akıl dışı operasyon karşısında aklı başında bir yazı kaleme almak mümkün değil.
İktidar sürekli olarak demokrasiden, ülkeye demokrasi getirdiğinden söz ediyor.
Burada sözü değerli dostum Emre Kongar’a bırakıyorum:
“Hayır, bu, demokrasi filan değil…
Bu, FETÖ veya PKK terör örgütleriyle mücadele filan da değil…
Bu, (…) resmen demokrasiye yapılan sivil bir darbenin ta kendisi!”

***

Şimdi ne olacak? Arkadaşlarımızın tahliyeleri için çalışacağız. STK’lerle, özgürlükçü, demokrat, devrimci kuruluşlarla, başta okurlarımız olmak üzere halkımızla dayanışmamızı güçlendireceğiz.
Sivil darbeyi yenecek olan tek gücün halkın gücü olduğuna inanarak umudumuzu yitirmeyeceğiz, karamsarlığa kapılmayacağız.
Kısacası bu zor günleri aşmak için yılmayacağız, susmayacağız, mücadele edeceğiz.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları