Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sakat rejimde sakat seçim!

13 Nisan 2023 Perşembe

20 yıllık Erdoğan AKP iktidarı, rejimi sakatladı:

“Demokratik Parlamenter Rejim” sonlandırıldı...

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi” denilen ucube bir “Şahsım Devleti Rejimi” kuruldu.

DEMOKRATİK REJİM SAKATLANDI!

Şimdi ilk hedef “Demokratik Parlamenter Rejimi” yeniden kurmak!

Peki bunu nasıl kuracağız?

Seçimle.

AMA BU SEÇİM DE SAKATLANDI!

***

Bugüne kadar neler yaşadık, neler öğrendik?

1) Seçmen listeleri, iktidar emrindeki bürokrasi tarafından hazırlanıyor.

2) Listeler, seçmenler tarafından konut ve adres olarak kolayca ve mukayeseli olarak kontrol edilemiyor.

3) Seçim sonuçları da iktidar emrindeki bürokrasi tarafından ilan ediliyor.

4) Sayım sırasında YSK, yasalara aykırı kararlar alıyor; oy sayımları yasalara aykırı yapılıyor.

5) Sandıklar açılmaya başladıktan sonra, TRT ve AA, iktidarı önde gösteren tarafgir sonuçlar yayımlamaya başlıyor.

6) Seçim sonuçları, iktidar tarafından “Atı alan Üsküdar’ı geçti” diye, üstelik de YSK Başkanı’nın da desteğiyle, resmi sayım bitmeden ilan ediliyor.

7) Seçimlerde baraj yüzde 10 gibi son derece yüksek bir orandaydı; iktidar ortağı olan küçük parti taban yitirince bu baraj yüzde 7’ye indirildi; hâlâ yüksek; küçük partiler Meclis dışında bırakılıyor.

8) Recep Tayyip Erdoğan kendi yaptırdığı Anayasa’nın açık ve amir hükmüne göre üçüncü kez seçilme hakkına sahip olmamasına rağmen aday oldu.

Seçilirse Anayasa yasağına rağmen seçilmiş olacak.

9) Milletvekili adayı olduklarında görevlerinden istifa etmelerinin gerekli olmasına rağmen, Bakanlar istifa etmediler.

Seçilirlerse, yasalara aykırı olarak seçilmiş olacaklar.

***

Seçim yasası, siyaseti ve sandığı nasıl sakatladı?

1) Bu iktidar da bütün sağ iktidarlar gibi, her seçim öncesi, seçim yasasını kendi çıkarlarına uygun olarak değiştirdi; değiştirilen yasa, partiler arasında, kuralları her seçimde değiştirilen ittifak olanakları getirdi.

2) Tek başlarına Meclis’e girmelerine, tek bir sandalye bile kazanmalarına olanak olmayan çok küçük partiler bile, bir büyük parti ile ittifak ettikleri takdirde, Meclis’e girme şansını elde ettiler.

3) Rejimi sakatlayan Erdoğan/AKP iktidarı döneminde, yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar daha da artınca, aralarında AKP’nin önde gelen eski yöneticileri tarafından kurulmuş olanların da bulunduğu sağ partiler CHP şemsiyesi altında “Millet İttifakı” adı altında “Demokratik Parlamenter Rejimi” yeniden kurmayı hedefleyen bir birliktelik oluşturdular.

4) Bu birliktelikte, sağ kesimdeki seçmenlerden de oy almayı hedefleyen CHP, kendi dışındaki bütün ittifak partilerinin sağ eğilimli olmalarından dolayı da çok ödün vererek sağa kaydı; laiklik ve Atatürkçülük gibi konularda kendi çekirdek seçmenlerini rahatsız eden hassasiyetlere yol açtı.

5) CHP ile ittifak etmeselerdi, Meclis’e girme şansları bile olmayan küçük sağ partilerin, özellikle de eski AKP yöneticilerinin lider olduğu iki partinin, CHP listelerinden Meclis’e girecek olan milletvekili sayıları, yüzde 7 barajından dolayı gerçekte sıfır olan sandalye sayısı potansiyellerini çok aşan bir nitelik kazandı.

6) Kendi potansiyel güçlerinin çok üstünde milletvekilliği sandalyesi isteyen sağ partilerin adayları arasında, sanki inadına yapılıyormuş gibi, “Şahsım Devleti Rejiminin” kurulmasına hizmet edenler de başta Silivri Davaları Kumpasları sırasında Adalet Bakanı olan Sadullah Ergin olmak üzere, CHP listelerinde yer aldı.

7) CHP de sağa açılma (sağa kayma) politikası çerçevesinde, aday listelerinin en hassas yerine, İzmir’de birinci sıraya, sanki geleneksel seçmeniyle inatlaşıyormuş gibi, hem “Şahsım Devleti Rejiminin” kurulmasında Taraf Gazetesi yazarı olarak önemli roller üstlenmiş hem de Atatürk düşmanlığıyla tanınmış bir politikacıyı, Yüksel Taşkın’ı koydu.

***

Sonuç olarak sakatlanmış Demokratik Rejim’de, hem seçim güvenliği hem de partilerin potansiyel güçleri ile orantılı temsil adaletinin bozulması konularında 14 Mayıs 2023 seçimleri de şimdiden sakatlanmış görünüyor!

Hiç kuşku yok ki “Şahsım Devleti Rejiminin” koyu karanlığından bunalmış olanlar, her ne olursa olsun, Kılıçdaroğlu’na oy verecekler ve seçimi, “Bay Kemal” birinci turda büyük bir farkla kazanacaktır.

Ama seçim sonrası ortaya çıkacak olan Meclis yapısıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nin “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti” yolunda “Güçlendirilmiş Parlamenter Rejime” yeniden kavuşması, çok zaman alacak gibi görünüyor.

Bu konuyu seçimden sonra, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı döneminde, daha derinliğine tartışma olanağımız olacak!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları