Çalınan gelecek!...

29 Nisan 2024 Pazartesi

Gelecek, bir ülkenin eğitimiyle çalınır.

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan eğitim belgesi adıyla bile amacını açıklıyor: MAARİF!

Ne oldu da “eğitim” kaldırıldı da yerini “maarif”e bıraktı?

Çünkü amaç, Türkçe yerine Osmanlıcayı getirmek.

Çünkü amaç, “laik bilimsel eğitim” yerine “medrese” öğretisini getirmek.

Çünkü amaç, “bilinçli insan” yerine “inançlı insan” yetiştirmek.

Böylece; “soran-sorgulayandüşünen-tartışan insan” yerine, “sormayan-sorgulamayan-biat itaat eden insan” yetiştirilecektir.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, işgal ettiği makamın adından vazgeçerek “eğitim” yerine “maarif” diyor.

O bakan ki “sizin tarikat-cemaat dediğiniz bizim STK dediğimiz kuruluşlar” diyor.

O bakan ki eğitim kurumlarına imamları eğitim için sokuyor.

O bakan ki tarikatlarla cemaatlerle eğitim amaçlı protokoller imzalıyor.

Öyle bir anlayıştan “laik bilimsel eğitim” beklenebilir mi?

Bir ülkenin geleceği işte böyle çalınır.

ÜLKE AYAĞA KALKMALIDIR

3 yaşından 23 yaşına kadar 20 yıl eğittiğimiz çocuklarımız nasıl bir gelecek için hazırlanmalıdır?

Çocuklarımızı nasıl bir gelecek için eğitiyoruz?

Bu yakıcı sorular yanıtlanmadan hiçbir çalışma önem taşımaz.

Şimdi, bir haftalık sürede görüş bildirilmesi isteniyor.

Gene bir kap-kaç hazırlanmıştır.

Bir hafta gelip geçecek, “Görüşler alınmıştır” diye bu “maarif” çalışması devreye sokulacaktır.

Bütün öğretmenler, anneler babalar, yurttaşlar, muhalefet partileri kitlesel bir karşı koyuş göstermelidir:

Biz laik bilimsel eğitim istiyoruz.

Söylenecek söz budur.

Bugün de yarın da bu sözle iktidarın karşısına dikilmeliyiz.

Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmalıyız.

Bu ülkenin geleceğine sahip çıkmalıyız.

Kitlesel olarak ve kararlılıkla.

MÜZAKERE Mİ, MÜCADELE Mİ?

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel’in partili cumhurbaşkanı ile görüşmesi farklı yorumlara yol açtı.

Bu görüşmeyi olumlu bulanların yanında olumsuz yorumlar yapanlar da oldu.

“Bu görüşme onu tanımak olur” diyenler, “Onunla görüşmek onu kabul etmektir” diye yorum yapanlar arasına eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı:

“Müzakere değil, mücadele etmeli” dedi.

Özgür Özel bu yorumları şöyle yanıtladı:

“Biz milletin sesi olacağız!”

“Müzakere de ederiz, mücadele de ederiz”.

Aslında bu görüşme birçok gerçeğin ortaya çıkması için çok önemli bir kavşaktır.

Özel bu görüşmede dosyayı açıp masaya koyacaktır:

Can Atalay, Anayasa Mahkemesi kararına karşın neden hâlâ hapistedir?

Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş hukuksuz olarak yıllardır yatıyorlar, neden hâlâ özgür değiller?

28 Şubat bahane edilerek yatırılan hapisteki generaller neden tahliye edilmiyor?

Neden yargıya Saray’dan müdahale ediliyor?

Enflasyonla mücadele neden vatandaşın daha da zorlanmasıyla yürütülüyor?

IMF ile görüşmenin amacı ve sonucu nedir?

Emeklilerin sefaleti için neden etkin destek sağlanmıyor.

Kamudaki israf belgelenmişken neden adım atılmıyor?

Cumhurbaşkanlığı uçakları, lüks arabaları, Saray’ın giderleri, yüksek maaş ödenen gereksiz personel, çifte maaşlar neden çözümlenmiyor?

Neden ihaleler hep yandaş şirketlere veriliyor?

Şirketlerin vergi borçları neden affediliyor?

Daha başka sorular da masaya getirilecektir.

Acaba partili cumhurbaşkanının bunlara verecek bir yanıtı olacak mı?

İşte bu görüşmede bunları göreceğiz.

Onun için de bu görüşme yararlı olacaktır.

Mücadele mi? O hiç bitmez.

Müzakere de mücadelenin bir parçasıdır.

Yeter ki “milli irade” her zaman, her yerde egemen olsun.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları