İyiliğe susamış toplum...

İyiliğe susamış toplum...

18.02.2023 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir gün Tanrı Zeus’la oğlu Hermes iyi insan aramak için kılık değiştirerek dolaşmaya çıkar. Çalmadık kapı bırakmaz ama beklediği karşılığı da alamazlar. Bir kulübede yaşayan yaşlı ve yoksul çifte rastlarlar. Karı koca ellerinde avuçlarında ne varsa sunarlar. Sonunda misafirlerinin Tanrı olduğunu öğrenirler. Yoksul olduklarından mahcubiyet duyarlar duymasına ama Zeus’la Hermes onları takdir eder. Bu küçük öykü bize iyi insanın kolay bulunamayacağını söyler. Ayrıca yoksullar, parayla gücü ellerinde tutanlara göre “iyi” olarak adlandırılabilir. Ne yazık ki modern dünya, yoksullara övgü olarak nitelendirilebilecek bir alan değildir. 

***

Brecht’in ünlü oyunu “Sezuan’ın İyi İnsanı”nda ise üç Tanrı kendi aralarında anlaşıp yeryüzündeki iyi insanı aramaya çıkar. Dünyada iyi insanın olabileceğini kanıtlamak istemektedirler. Ne yazık ki evlerinde kalmak istedikleri hemen herkes onları geri çevirir. Koca şehirde onlara yardım eden tek bir kişi vardır, o da bir fahişedir. Tanrılar da misafirperverliği için genç kadına iyi olmasının karşılığında bir servet bırakır. Ama genç kadın için işler yolunda gitmeyecek, iyilik yaptığı herkesten kazık yiyecek, en sonunda da toplumun kuralına ayak uyduracaktır. Çünkü sistem iyiliği saflık olarak sunmaktadır. 

***

Oysa iyilik, yaşadığımız dünyada sadece bireylerin katkısıyla oluşabilecek bir merhamet ağı değildir. Kaldı ki kitleleri birilerinin merhametine bırakmak, günün birinde zulme de kapı aralamaktır. Muktedirleşen iktidarlar, vatandaşı için en önemli unsurlardan, eğitim, sağlık ve barınmadan hızla uzaklaşır. Sözde sosyal dayanışma ağıyla, karşısındakinin kendine muhtaç kalmasına çalışır. Kapı önlerine bırakılan makarna kolilerini düşünün... Üretim ve paylaşım eşit olmadığı için o makarna da tencerede mecburen pişer/ pişmek zorundadır. Gelişmiş toplumlarda ise daha iyi bir yaşama kavuşma bir arada yaşama kültürü, adil toplanan ve harcanan vergilerle mümkündür. Çağdaş ve sosyal örgütlenme adına da sorumluluk sahibi olan devlettir. Böyle bir toplumda kimsenin kimseye iyilikle üstünlük kurmasına ve merhamet etmesine gerek kalmaz. 

***

Büyük İskender’in Hint seferinden sonra yenilgiye uğradığını tarihçiler yazar. Gerçekten de orada âlemlere dalan İskender, aslında savaşmak yerine kendisine verilen hediyelerle ezilmiştir. Böylece iyilik karşısında bir anlamda alt olmuştur. İyilik çoğu zaman tahakküm aracıdır. 

***

Bazen doğa umulmadık zamanlarda insanlığın başına çorap örer. Ancak yaşadığımız çağda afetlere karşı pek çok korunma yönteminin olduğu gerçektir. Barınmadan istihdam alanlarına kadar geniş bir yelpazede çağdaş devletin sunacağı olanaklar karşımıza çıkar. Afete karşı önlem almak, yurttaşının can güvenliğini sağlamak mümkündür. 

***

Büyük afetler sonrasında, büyük ekonomik sıkıntılar nedeniyle toplu dayanışma ağları kurulur. Eğer ülkede sosyal dayanışma ağları halihazırda etkinliğini koruyorsa onların daha geniş bir alanda el uzatmasını sağlamaktan başkaca çözüm yoktur. Bunu engellemek akıl dışıdır. Önemli olan hızlı bir şekilde var olan krizleri bertaraf edip bir an önce aydınlığa kavuşmaktır. Bu da sosyal devlet anlayışının yeniden gündeme taşınmasıyla, hızlı bir biçimde gönüllü ve duyarlı insanlara yöneltilen suçların geri çekilmesiyle, kadınlara, çocuklara ve hayvanlara yönelik suçların cezasızlıktan çıkmasıyla mümkündür. 

***

Uzun zamandır iyi insanı arıyoruz. Ancak modern toplumlarda iyiliği sağlayan sosyal devlettir. O da öncelikle adaletle mümkündür. 

***

Bu yazıyı yazdığım sırada tanıdığım en zarif insanlardan, gerçek bir beyefendi, ömrünü sözcüklere adamış, yazar Hikmet Altınkaynak’ı yitirdiğimizi öğrendim. Cumhuriyet ailesine ve okura sabır dilerim.

Yazarın Son Yazıları

Evler...

Gülten Akın “Evler” şiirinde dediği, “Odaları şarkı tutan ev/ biri mistik biri güncel biri öyle eski/ pancursuz, yeşile gizli, çekilmiş yarışmalardan, melâli hüzünden ayıran ev/ işte o ev”di bizim ev de...

Devamını Oku
15.11.2025
Bizi Öldürdükleri Yer: İlhan Erdost Mezarlığı

12 Mart’ın hemen sonrası.

Devamını Oku
08.11.2025
Otel odalarında…

Otel odalarında…

Devamını Oku
01.11.2025
Bir Davanın Düşündürdükleri: Toplumsal Cinayet

Golding’in “Sineklerin Tanrısı” romanı, dünyanın en güzel adalarından birinde geçer: Mercan.

Devamını Oku
25.10.2025
Kitabın onurunu korumak

D.H. Lawrance “Kitaplar” adlı denemesinde, “Bir kitap iki kapaklı bir yeraltı kovuğudur. Yalan söylemek için eşi bulunmaz bir yer...” diyor.

Devamını Oku
18.10.2025
Okan Toygar’la Ataol Behramoğlu söyleşisi: ‘Hayatımız Güzeldir’

Yıl: 1983. Tren iki saat kadar rötar yaptığı Kapıkule’den ayrılmak üzere.

Devamını Oku
11.10.2025
Bir kadının hikâyesi

Kardeşim Zeynep Altıok’la birlikte geçtiğimiz haziran ayında Kadıköy Belediyesi’nin katkılarıyla Asım Bezirci üzerine bir panel gerçekleştirmiştik; şimdi de Bezirci için o panelden yola çıkarak hazırlayacağımız bir kitap çalışması için kolları sıvadık.

Devamını Oku
04.10.2025
Dil Derneği’nin Dil Bayramı’nda Yaşar Kemal

“Çocukluğum cennetimdi.” Annemle birlikte Türk Dil Kurumu’nun merdivenlerinden tırmanır...

Devamını Oku
27.09.2025
Çizgi roman denilince...

90’lı yıllarda Ankara’da bir üniversite öğrencisiyken ders çıkışı sınıf arkadaşımla sahafları dolaşırdık.

Devamını Oku
20.09.2025
Hangi 12 Eylül?

Yıllar önce okumuştum Yiğit Bener’in yazdığı “Eksik Taşlar” romanını.

Devamını Oku
13.09.2025
Kültürün demokratikleşmesi için festivallerin yaygınlaşması

Son yıllarda “kültür politikası” üzerine çok sayıda çalışmanın karşımıza çıktığı bir gerçek.

Devamını Oku
06.09.2025
Yanı başımızda oluşan nefret dili

Coetzee’nin çok sevdiğim romanı “Utanç”a, bir “modern diller” hocasının, Cape Town Teknik Üniversitesi’nde “romantik şairler” konulu bir ders verirken öğrencisiyle yaşadığı rahatsızlık verici ilişkiyi sorgulayarak başlarız.

Devamını Oku
30.08.2025
İki deprem: Sındırgı depremi ile siyaset depremi

“Hadi, gelin de dikkatle seyredin bu korkunç yıkıntıları,/ Küllerini şu talihsizin, şu döküntüleri, şu kalıntıları...”

Devamını Oku
16.08.2025
Gazze’de katliam, dünyada ikiyüzlülük

Geçtiğimiz günlerde son on beş yıldır Gazze’ye gönüllü olarak giden İngiliz doktor Nick Maynard’ın İsrail’de devam eden gaddarlığı anlattığı haberler yansıdı basına.

Devamını Oku
02.08.2025
Adalet terazisi

Paris’te bir sonbahar günüydü...

Devamını Oku
26.07.2025
Attila Jozsef dosyası

“Notos” dergi bu ayki sayısında Sevgican Yağcı Aksel’in hazırladığı Attila Jozsef dosyasıyla okurla buluşuyor.

Devamını Oku
19.07.2025
Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Sivas’tan sonra Rıfat Ilgaz’ı anımsamak...

Devamını Oku
12.07.2025
Bir yangının külü...

Yanıyoruz. Hem de birer ikişer değil, azar azar değil, biner biner...

Devamını Oku
05.07.2025
Bilimden yana edebiyata doğru

Bizlerin yaşam döngüsü tam otuz iki yıldır ortaçağ karanlığı olarak nitelendirdiğimiz Sivas katliamının yaşandığı o kara günde saklı...

Devamını Oku
28.06.2025
Nükleer savaş dersleri

Bazı kitaplardan bazen bir duygu tohumu, bir im kalır geriye.

Devamını Oku
21.06.2025
Siz Nihat Genç deyin ben abi…

Gökbilimciler, iki yıldızın evrende çarpışmasını “birleşme” olarak yorumlar...

Devamını Oku
14.06.2025
Cezaevi kapısında...

Bugün bayramın ikinci günü. Canımız sıkkın, yüreğimiz buruk. Düşünceleri nedeniyle kırk kilit altına alınanlarla özgürce buluşuncaya kadar tadımız tuzumuz yok!

Devamını Oku
07.06.2025
Sarıyer Edebiyat Günleri

Geçtiğimiz hafta pazar günü Sarıyer Belediyesi’nin düzenlediği “12. Sarıyer Edebiyat Günleri”nde “Öykücülüğümüzün Yüz Yılı” başlıklı bir panelde Sadık Aslankara, Özcan Karabulut, Hürriyet Yaşar’la birlikte konuşmacıydım.

Devamını Oku
31.05.2025
Bir Aydınlanmacı: Refik Ahmet Sevengil

Elimde uzun süredir Cemal Ünlü’nün kaleme aldığı “Söylemenin Vakti Var: Bir Yirminci Yüzyıl Bilgesi: Refik Ahmet Sevengil” kitabı var.

Devamını Oku
24.05.2025
İç sıkıntısı

Umutsuzluk ölümcül sayılabilecek bir hastalıktır. Büyük iç sıkıntıları daha çok geçmişle değil gelecekle ilişkilidir. İnsan geçen günlerden çok gelecek günlere ilişkin kaygı duyar.

Devamını Oku
17.05.2025
Dün, bugün, yarın

Dün, bugün, yarın

Devamını Oku
10.05.2025
Bir ‘örgü’ meselesi

Bir ‘örgü’ meselesi

Devamını Oku
03.05.2025
Yazarın masası

Yazarın masası

Devamını Oku
26.04.2025
Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Saf kötülüğün karşısında ayakta kalmaya çalışan iyilik

Devamını Oku
19.04.2025
İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

İyi ki doğdun Ataol Behramoğlu

Devamını Oku
12.04.2025
‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

‘Ödenmeyecek! Ödemiyoruz!’

Devamını Oku
05.04.2025
Hüzünlü bir tiyatro günü

Hüzünlü bir tiyatro günü

Devamını Oku
29.03.2025
Onur mücadelesi

Onur mücadelesi

Devamını Oku
22.03.2025
Başka bir sağlık sistemi mümkün

Başka bir sağlık sistemi mümkün

Devamını Oku
15.03.2025
‘Kadınlar da Vardır’

‘Kadınlar da Vardır’

Devamını Oku
08.03.2025
İç dökümü

İç dökümü

Devamını Oku
01.03.2025
Kral Çıplak

Kral Çıplak

Devamını Oku
22.02.2025
Saklı bir tarih: ‘Ankara Öykü Günleri’

Saklı bir tarih: ‘Ankara Öykü Günleri’

Devamını Oku
15.02.2025
Eylem Şafak Aydın için...

Eylem Şafak Aydın için...

Devamını Oku
08.02.2025
‘Suç’ ve kamu görevi

‘Suç’ ve kamu görevi

Devamını Oku
01.02.2025