Erinç Yeldan

AB Borç Krizi Küresel Ticareti Tehdit Etmekte

23 Kasım 2011 Çarşamba
\n

\n

Amerika Birleşik Devletlerinin 15 trilyon doları bulan ve Amerikan ulusal gelirinin yüzde 120sine ulaşan borç stokunu çevirebilmek amacıyla oluşturulan 12 üyelik partiler üstü Süper Komite herhangi bir somut öneride uzlaşma sağlayamayarak görevi iade etti. Haftaya umutlarla başlayan küresel borsalarda hüsran ve yıkım egemen...

\n

Hafta başında bir diğer önemli demeç, IMF İcra Direktörü Christine Lagardeden geldi. Bayan Lagarde, Avrupa borç krizinin artık tüm küresel ekonomiyi durgunluğa sürükleyecek ve işsizliği arttırarak sosyal gerginliklere yol açacak boyuta ulaştığı uyarısını yaptı. Lagardeye göre şu anda yaşananlar, üç sene önce Lehman Biraderlerin iflasıyla sonuçlanan güvensizlik ve panik ortamını andırmaktaydı.

\n

***

\n

Avrupa ekonomilerinde durgunluğun yaygınlaşması, ihracat gelirlerinin yüzde 20sini buradan elde etmekte olan Amerikan ekonomisi için önemli bir tehdit olarak göze çarpıyor. Küresel ticaret akımlarında beklenen yavaşlamanın Japonya, Kore ve Singapur gibi Uzak Asyanın ihracat kaplanlarını şimdiden etkilemiş durumda olduğu görülmekte. Ekim ayına ait dış ticaret verileri Japonyanın ihracat gelirlerinin önceki yıla görece yüzde 3.7 azaldığını ve bunun sonucunda da Japon dış ticaret açığının 273 milyar Yene (yaklaşık 3.5 milyar dolara) ulaştığını gösteriyor. Bu gelişmenin piyasaların Japon ekonomisi için öngörülen 800 milyon dolarlık dış ticaret fazlası beklentilerini doğrulamadığını, finans sektörü çalışanlarından öğreniyoruz...

\n

Bütün bu veriler Japonyanın zaten uzun süredir durgunluğa sürüklenmiş olan ekonomisinde umutla beklenen ihracat ivmesinin artık 2012 sonrasına taşındığını belgeliyor. Kuşkusuz, söz konusu olumsuz beklentiler sadece Amerika ve Japonya ekonomilerine özgü değil. İhracat gelirlerinin yarısına yakınını Avrupa piyasalarından elde eden Türkiye için de benzer tehditlerin söz konusu olduğu çok açık bir gerçek. Diğer yandan döviz kurlarındaki yukarı doğru hareketlenme sonucunda ithalat maliyetleri giderek tırmanmakta olan ulusal sanayinin uluslararası piyasalarda rekabet gücü giderek zayıflıyor.

\n

Nitekim Türkiyenin geçtiğimiz hafta yayımlanan dış ticaret verileri, dış açığın (cari işlemler açığının) yıl başından bu yana geçen dokuz ayda 60.7 milyara çıktığını ve söz konusu rakamın geçen yılın eş dönemine görece yüzde 101 artış ifade ettiğini belgeliyor. Cari işlemler açığının on iki aylık birikimli düzeyinin 77.7 milyara tırmanarak Türkiye ekonomisi için çok ciddi bir kırılganlık ve istikrarsızlık unsuru olduğunu; bunun da ötesinde, böylesi bir dış açığın Türkiyede sürmekte olan işsizlik sorununun ana yapısal nedenini oluşturduğunu ve ulusal sanayinin ve enerji üretiminin ithalata bağımlı yapısı değiştirilmedikçe bu sorunun üstesinden gelinemeyeceği gerçeğini bu satırlarda artık tekrarlamaya gerek duymuyoruz.

\n

***

\n

Avrupanın borç krizini aşabilmek için kısa dönemde önerilen çareler, merkez bankalarının batık hükümetlerin ve bankaların borç kâğıtlarını satın alarak piyasalara yeniden nakit para sürebilmesine dayanıyor. Ancak, bu adımın finansal varlıkların yeniden değerlendirilebilmesi için yeni kaldıraçlar arayışı içinde olan küresel finansal yatırımcıların spekülatif kazançlarını körüklemekten öteye geçmeyeceği, 2008 sonrası deneyimlerden biliniyor.

\n

Kapitalizmin küresel krizini aşmak için finansal spekülatif kârlarının ötesinde reel sektörlerde Şumpetergil bir yaratıcı yıkımgerekiyor. Ama nasıl?

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları