Kalkınmayı planlamak
Erinç Yeldan
Son Köşe Yazıları

Kalkınmayı planlamak

07.10.2020 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Ülkemizin yoğun ve yıpratıcı gündemi arasında, geçen hafta sessiz sedasız bir yıldönümü kutlandı: Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bundan 60 yıl önce 30 Eylül 1960’ta 91 sayılı kanun ile kurulmuştu. Böylece Türkiye, kalkınmasını artık “iktisadi ve toplumsal hayatın bütününü göz önünde bulunduran ve en son tekniklere dayanan yeni ve ileri bir planlama anlayıs¸ı içinde gerçekles¸tirilecekti”

On bes¸ yıllık bir görünge içinde ele alınan ve bu sürenin ilk bes¸ yılı (1963 - 1967) kapsayan “KALKINMA PLANI” da 21 Aralık 1962 tarihinde yürürlüğe giriyordu. Plan metninin açılış sayfasından devam edelim:  

Büyük kütleler çok kötü s¸artlar içinde ve uygarlık araçlarından yoksun olarak yas¸amaktadır. Okuma yas¸ında bulunan ve bu yas¸ı as¸mıs¸ olanların yüzde 60’ı okuma yazma bilmemektedir. Köylerin yüzde 53’ü, kasabaların yüzde 55’i içme suyundan yoksun veya yeteri kadar içme suyu bulamayacak durumdadır. Nüfusun yüzde 69’u elektrikten faydalanamamaktadır. Dogˆan her bin çocuktan 165’i bir yıl içinde ölmektedir. Nüfusun yüzde 2.5’i veremlidir. Buna kars¸ılık 4 bin kis¸iye bir doktor düs¸mektedir. S¸ehir konutlarının yüzde 30’u oturulamayacak durumdadır.”

Birinci Plan, bu tarihsel dönemeçte uygulamaya geçilecek ve Türkiye, “planlı kalkınma” diye anılan tüm 1961-1979 arasında, yıllık yüzde 5.2 büyüme gösterecektir. Bu oran tüm Cumhuriyet tarihi ortalamasından neredeyse yüzde 1 puan daha yüksektir.

Demokratikleşme İçin Plan, 1978-1982

Türkiye’nin planlı kalkınma arayışları sadece ekonomik bir dönüşüm meselesi olarak kalmayacak ve 1978 yılında Türkiye İşçi Partisi’nin hazırladığı “Demokratikleşme İçin Plan” belgesi ile yepyeni bir ivmelenme kazanacaktır. Söz konusu metin, Türkiye coğrafyası içinde belki de o güne değin hazırlanmış en kapsamlı, en tutarlı ve en devrimci planlama belgesidir. Sunuş cümlelerinde şu görüşler paylaşılmaktadır:

“ ‘Demokratikleşme İçin Plan, 1978-1982’ ülkemizde demokratikleşme sürecinin maddi temellerinin yaratılabilmesi için ekonomik alanda ilk adımda gerçekleştirilmesi gereken dönüşümleri ve önlemleri içermektedir. Ülkemizin emperyalizme bağımlılığının kırılmasını, işbirlikçi tekelci büyük sermayenin ulusal pazarı kontrolü altına alan ekonomik gücünün, tekellerin egemenliğinin geriletilmesini, işçi ve emekçi kitlelerin yaşam düzeylerinin yükseltilmesini ve üretim sürecinin yönetimine etkin bir biçimde katılmalarını öngören yapısal dönüşümleri tasarlamaktadır.”

1980’ler sermayenin karşıdevrimi

Ancak kapitalizmin anarşik yapısı, kârlılıkta azalma ve emek hareketinin görece güç kazanması ile birlikte bu ivmenin sürdürülmesi mümkün olmayacak ve 1980’lerden başlayarak sermayenin tahakkümünü sağlayacak yapısal düzenlemeler, gerek Türkiye’de gerekse tüm dünyada zor, tehdit ve demokrasidışı baskı yöntemleriyle uygulamaya konulacaktır.

Bu süreçte sosyal devletin yerini “teknik ve etkin yönetişim” prensipleri alacak; kalkınma ve sanayileşme hedefleri de artık terk edilerek yerlerini finans dünyasının kısa-dönemci ve miyopik kararlarına dayalı rant arayışlarına bırakacaktır. “Ulusal tasarruf” kavramı iktisat yazınından tamamıyla kaldırılırken, “yatırım” kavramı da sadece tek bir hedefe kilitlenecektir: Yabancı sermayeyi davet etmek.

Böylelikle, “kalkınmakta olan ülkeler” de bir grup olarak “yükselen piyasalar” diye adlandırılır iken, bu ülkelerin zaten çok genç ve zayıf olan demokratik kurumları “istikrar önündeki bürokratik engeller” olarak gösteriliyor ve “bağımsız üst kurullara dayalı denetim ve yönetişim” gibi makyajlanmış politikalar altında ulus-ötesi şirketlerin ve uluslararası finans sermayesinin doğrudan denetimi altına sokuluyorlardı.

Türkiye’de de DPT 2011 yılında kapatılarak, yeni oluşturulan Kalkınma Bakanlığı’na dönüştürüldü. Doğrudan Başbakanlık’a bağlı bir üst düşünce ve strateji merkezi konumunda iken, Bakanlar Kurulu’nda bir sandalyeye indirgendi. 1300’ü aşkın deneyimli ve çoğu doktoralı uzman kadrosu yarı yarıya azaltıldı; idari yapısı ve tarihsel birikimi tahrip edildi. 2018’de Kalkınma Bakanlığı da kapatılarak “kalkınma stratejisi ve planlama” kavramları bürokrasinin çeşitli basamakları arasında yok edildi.

21. yüzyıl için planlama

Bütün bu olumsuzluklar arasında aklın ve bilimin direnci de her zaman var oldu kuşkusuz: Örneğin, Prof. Dr. Bilsay Kuruç’un önderliğinde, 2011 Mayıs ayından başlayarak, Ankara Üniversitesi çatısı altında bilimin ve aklın rehberliğine dayanan yepyeni bir bilimsel çalışma grubu ve çalışma düzeni, 21. Yüzyıl İçin Planlama Kurultayları adı altında kurulmaktaydı. Çalışmalarını

http://21inciyuzyilicinplanlama.org adresinde sergileyen 21. Yüzyıl İçin Planlama hareketi stratejik vizyonunu şu sözlerle paylaşıyor:

“Yeni bir çağın dünyasına öncelikle yeni bir düşünce, sorgulama ve kavrayışlar ve daha sonra, bunlardan hareket ederek geleceğin ufkuna tasarlayabilme kapasitesi ve özlemiyle girilebilecektir”. Zira, “21. yüzyıla giremeyen toplumun zihin, görgü, bilgi ve kapasite bakımından zamana karşı yarışı kaybedeceği (kesindir). Böyle bir toplum belki teknoloji müşterisi olmakla yetinip, avunup, övünecek ama bilgi ve teknoloji âleminin birikimli insanı (21. yüzyıl insanı) ile bir ortak dünya paylaşabilme, onunla konuşabilme, söylediklerini anlayabilme şansına kavuşamayacaktır”.

“Türkiye’nin geleceğini böyle bir boyut üzerinde konuşmak, düşünmek, tasarlamak ve özlemek bugünün büyüyen dertlerinin ötesinde bir kolektif mecburiyet(tir).”

Yeniden ve inadına, demokratikleşme ve kalkınma için düşünmeye devam... 

Yazarın Son Yazıları

Amerika’da enflasyon yeniden

Amerika’da enflasyon yeniden

Devamını Oku
19.05.2021
Kârların aşısından halkların aşısına...

Kârların aşısından halkların aşısına...

Devamını Oku
12.05.2021
Girişimci fabrikası üniversiteden enflasyona...

Girişimci fabrikası üniversiteden enflasyona...

Devamını Oku
05.05.2021
Halkın ekonomisi, ‘Özgür İktisat’

Halkın ekonomisi, ‘Özgür İktisat’

Devamını Oku
28.04.2021
Rakamların anlattığı: 128 milyar dolar ve 60 milyar TL

Rakamların anlattığı: 128 milyar dolar ve 60 milyar TL

Devamını Oku
21.04.2021
Mundell ve açık makroekonomi

Mundell ve açık makroekonomi

Devamını Oku
14.04.2021
2018 Ağustos sonrasında enflasyon ve ücretler

2018 Ağustos sonrasında enflasyon ve ücretler

Devamını Oku
07.04.2021
Üniversiteler küresel tehdit altında

Üniversiteler küresel tehdit altında

Devamını Oku
31.03.2021
Halkların Merkez Bankası tarihi

Paranın ve merkez bankacılığının serüveni, insanlık tarihinde görece yeni bir olgu.

Devamını Oku
24.03.2021
Bitmeyen masal: Yapısal reform

Bitmeyen masal: Yapısal reform

Devamını Oku
17.03.2021
Türkiye’de kadın olmak

Türkiye’de kadın olmak

Devamını Oku
10.03.2021
Büyüme, istihdam, bölüşüm üstüne

Büyüme, istihdam, bölüşüm üstüne

Devamını Oku
03.03.2021
Aşı emperyalizmi

Aşı emperyalizmi

Devamını Oku
24.02.2021
24 Haziran 2018 ve sonrası

24 Haziran 2018 ve sonrası

Devamını Oku
17.02.2021
Türkiye İşçi Partisi 60, DİSK 54 yaşında

Türkiye İşçi Partisi 60, DİSK 54 yaşında

Devamını Oku
10.02.2021
Biden’ın üçlemi

Biden’ın üçlemi

Devamını Oku
03.02.2021
Kapitalizmin 1980 dönemeci ve 24 Ocak’lar

Kapitalizmin 1980 dönemeci ve 24 Ocak’lar

Devamını Oku
27.01.2021
Üniversite nedir, ne değildir?

Üniversite nedir, ne değildir?

Devamını Oku
20.01.2021
‘Yeni’ Türkiye’de mutfağın enflasyonu

‘Yeni’ Türkiye’de mutfağın enflasyonu

Devamını Oku
06.01.2021
Ücretli emek, küresel ekonomide ve Türkiye’de

Ücretli emek, küresel ekonomide ve Türkiye’de

Devamını Oku
30.12.2020
Leo Panitch ve ütopyalarımız

Leo Panitch ve ütopyalarımız

Devamını Oku
23.12.2020
Paris Sözleşmesi’nin beşinci yılı

Paris Sözleşmesi’nin beşinci yılı

Devamını Oku
16.12.2020
Salgın günlerinde asgari ücret gerçekleri

Salgın günlerinde asgari ücret gerçekleri

Devamını Oku
09.12.2020
Krize karşı paketler ve büyüme

Krize karşı paketler ve büyüme

Devamını Oku
02.12.2020
19 Kasım öncesi ve sonrasıyla sanayi

19 Kasım öncesi ve sonrasıyla sanayi

Devamını Oku
25.11.2020
19 Kasım’ı beklerken

19 Kasım’ı beklerken

Devamını Oku
18.11.2020
Sınırsız sömürü, dibe doğru yarış

Sınırsız sömürü, dibe doğru yarış

Devamını Oku
11.11.2020
ABD seçimleri

ABD seçimleri

Devamını Oku
04.11.2020
Cumhuriyetin 97. yılında sanayileşme sorunumuz

“Son dönemin en kritik yapısal reformu hayata geçti. Cumhurbaşkanımızın başkanlığında Sanayileşme İcra Komitesi’ni kuruyoruz. Ekonomi tarihimizde böyle bir vizyon ilk defa hayata geçmiş olacak. Bu komitede, sanayimize seviye atlatacak ve ülkemizi geleceğe hazırlayacak kararlar, ilgili bakanlıklarla birlikte alınacak. (...) Uzun vadeli kamu alımlarını destekleyebileceğiz, böylece sanayide ölçek oluşumunu teşvik edeceğiz. Finansman, gümrük, çevre, altyapı, lojistik ve enerji gibi alanlarda kurumlar arası koordinasyonu hızlandırıp yatırımcının önünü çok net görmesini sağlayacağız. Tedarik zincirlerindeki kritik ürünlerin yerlileşmesini teşvik edip yurtiçi üretim çeşitliliğini zenginleştireceğiz.”

Devamını Oku
28.10.2020
IMF’den dünya ekonomisinin görünümü

IMF’nin yılda iki kez yayımladığı “Dünya Ekonomisi Görünümü” (WEO) raporunun ardından Dünya Bankası ile birlikte düzenlediği yıllık toplantılarının ardından gözler bir kez daha dünya ekonomisinin Covid-19 krizi ve sonrasındaki olası seyrine çevrildi.

Devamını Oku
21.10.2020
Amerikan emekçisinin sağlığı ve yoğunlaşan sömürüsü

Amerika Başkanı Trump’ın Covid-19 virüsüne yakalanması ve neredeyse mucizevi bir biçimde kısa sürede sağlığına kavuşarak görevine geri dönmesi, geçen haftanın önemli başlıklarından birisiydi.

Devamını Oku
14.10.2020
Kalkınmayı planlamak

Ülkemizin yoğun ve yıpratıcı gündemi arasında, geçen hafta sessiz sedasız bir yıldönümü kutlandı: Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) bundan 60 yıl önce 30 Eylül 1960’ta 91 sayılı kanun ile kurulmuştu. Böylece Türkiye, kalkınmasını artık “iktisadi ve toplumsal hayatın bütününü göz önünde bulunduran ve en son tekniklere dayanan yeni ve ileri bir planlama anlayışı içinde gerçekleştirilecekti”.

Devamını Oku
07.10.2020
Eskimiş bir ‘Yeni Ekonomi Programı’

2020-2023 yıllarını kapsayan Yeni Ekonomi Programı Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından dün açıklandı.

Devamını Oku
30.09.2020
Türk Tabipleri Birliği nedir? Ne yapar?

Türk Tabipleri Birliği (TTB) 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’na dayanarak 23 Ocak 1953’te kuruldu. Altmış beş ile yayılmış tabipler odalarına kayıtlı yüz bini aşkın hekimi bünyesinde barındırmakta. Üyelerinin yarısı kamuda çalışan, üyeliği zorunlu olmayan hekimlerden oluşuyor.

Devamını Oku
23.09.2020
K-tipi büyüme: Gelirin eşitsizliği

Ulusal ekonominin seyrindeki inişli çıkışlı dalgalanmaların alfabenin harflerine benzetilerek açıklanmaya çalışılması ekonomi gündemimizin renkli ve popüler uğraşları arasında. Özellikle ilgi çeken harf, V ! Bununla daralan bir ekonominin, aynı hız ve kararlılıkla çıkışa geçeceği vurgulanıyor. Örneğin, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak geçen hafta içerisinde yaptığı açıklamada, “tüm öncü göstergeler Türkiye açısından en kötünün geride kaldığını gösteriyor. 2. yarıda ‘V’ şeklinde toparlanma bekliyoruz” sözleriyle bu beklentiyi dile getirmekteydi.

Devamını Oku
16.09.2020
Türk Tabipleri Birliği Uyarıyor

Bu satırların yazıldığı sırada dünyada toplam olgu sayısı 27 milyon 436 bin kişiyi aşmış; virüs nedeniyle yaşamını kaybedenlerin sayısı 896 bin kişiye ulaşmış idi. 7 Eylül itibarıyla, Sağlık Bakanlığı’nca yayımlanan resmi verilere göre, ülkemizdeki aktif olgu sayısı 281 bin 509 kişi; yaşamını kaybedenlerin sayısı ise 6 bin 730 idi.

Devamını Oku
09.09.2020
Milli gelirin normal halleri

Türkiye’nin milli geliri 2020’nin ikinci çeyreğinde bir yıl öncesine oranla yüzde 9.9 azaldı.

Devamını Oku
02.09.2020
Türkiye’nin enerji sorunu

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, geçen hafta “Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi” sözleriyle kamuoyunda bir süredir beklenmekte olan müjdeyi açıkladı. Erdoğan, 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunduğunu belirterek “Hedefimiz 2023’te Karadeniz gazını milletimizin kullanımına sunmaktır” dedi. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak da söz konusu müjdeyi “Artık cari fazlayı ve döviz fazlasını konuşacağımız yeni bir dönem başladı” sözleriyle karşıladı.

Devamını Oku
26.08.2020
Döviz kurunda rekabetçi olmak

Türk Lirası’nın uluslararası paralar karşısında hızla değer yitirdiği günlerin ardından konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, dövizdeki pahalılığın vatandaşlar açısından önemli olmadığının altını çizerek “Önemli olan kurun seviyesi değil rekabetçi olup olmamasıdır” dedi ve “Turizmin gelmesi için ihracatçı için benim para birimim daha cazip, daha rekabetçi olsun” görüşünü savundu.

Devamını Oku
19.08.2020
Türk Lirası’nı ve TC Merkez Bankası’nı anlamak

Başlığımızdan yola çıkalım: “Türk Lirası’nın seyrini ve TC Merkez Bankası’nın ne yapmak istediğini anlamak” hiç de zor değil aslında… Bu sorulara yanıt verebilmek için çok derin iktisat bilgisine de ihtiyaç gerekmiyor. Biraz sağduyu, en temel birkaç veriyi izlemek ve önyargılı, bağnaz inançlardan uzak, akılcı düşünmek yeterli. Ama bu saydıklarımız içinde de en zor olanı sonuncusu: Bağnazlık ve kör inançlara değil, bilimsel şüpheye ve aklın üstünlüğüne dayanmak.

Devamını Oku
12.08.2020