Fazıl Say ve J.S. Bach

15 Eylül 2021 Çarşamba

ENKA Sanat, artık İstanbul’un sanat yaşamında klasikleşmiş bir merkez. Her şeyden önce, yıllardır klasik konser, müzikal, tiyatro, çocuk tiyatrosu, kendi tarzlarında müzik yapanlar ve Genco Erkal’ın etkinliklerini aksatmadan sürdüren organizasyonu kutlamak isterim. Sonra da bu etkinliklerin uzun yıllardır bir parçası olan Fazıl Say’ı. Şarık Tara’nın nasıl bir klasik müzik meraklısı olduğunu yakından bilirdim. Onun öncülüğünde kurulmuş bu organizasyonun başında şimdi de Sinan Tara var. ENKA Sanat’ın direktörü Gül Mimaroğlu ve koordinatörü de Murat Ovalı.

ENKA’nın “daimi sanatçısı” Fazıl Say’ı her yıl bu programların akışı içinde izliyoruz. Dünyanın bir başka ucunda konseri olsa da ne yapıp edip bu sanat merkezindeki konserlerini ihmal etmiyor.

Geçen hafta çok özel bir programla dinleyicinin karşısındaydı: J.S. Bach’ın “Goldberg Çeşitlemeleri”ni baştan sona, Türkiye’de ilk kez ENKA Açıkhava Tiyatrosu’nda seslendirdi. Konserin başında ise pandemi sürecinde yazdığı ve “bugüne dek bestelediğim en iyi eserim” dediği, “Yeni Hayat” OP.99 başlıklı sonatını çaldı. Bu sonatta piyanonun tuşları kadar içindeki telleri de kullanması ona ait bir imzaydı. Bütün özellikleriyle artık olgunluk çağında bir besteci vardı karşımızda. 

İZLEYİCİYE AÇIKLAMALAR

Fazıl, son zamanlarda konserlerinde izleyiciyle konuşuyor, onunla dertleşiyor, yapıtları açıklıyor, sıcak bir atmosfer yaratıyor. Avrupa’dan yeni döndüğünü, orada günde iki konser verdiğini öğrendik. Yorgunluğunu da bizimle paylaştı. Çok içten bir üslupla Goldberg’in içindeki tekrarları yapmayacağını, bir buçuk saatin ötesine geçmeyeceğini söyledi. Eserlerin tarihçesini ve kendi üstündeki izlenimini anlattıktan sonra, çalmaya başladığında yapıtın atmosferine girmiş ve yorgunluğundan iz kalmamıştı. “Goldberg Çeşitlemeleri”ndeki Olgun Barok dönemin süslemelerinde, ince işlemelerle oyunlar oynayan çocuksu bir kimlikteydi. Piyanodan çembalo (klavsen) sesi üretti. Ne de olsa Bach’ın zamanında henüz bugünkü piyano icat edilmemiş, bu yapıt da diğerleri gibi çembalo için bestelenmişti. Bestecinin en uzun solo çembalo yapıtıydı. Bach, Goldberg’i 1741’de bestelemişti. 30 çeşitleme içindeki bu çalışma onun yazdığı onlarca klavsen eserinin arasında süresi en uzun olanı. Klavsen kullanımında daha ileriyi görmüş ve piyanonun renklerini hazırlamış.

Fazıl önündeki kuyruklu piyanosunda klavsen süslemelerini dantel gibi işlerken bizleri de alıp Olgun Barok dönemine götürdü. 

HANGİ BACH?

Derler ki 1750’den günümüze dek bestelenmiş bütün müzik yapıtları yitip gitse, J.S. Bach’ın çalışmalarını inceleyenler o günden bugüne ne tür müzik akımları geleceğini tahmin edebilir. Bach’ın müziğinde Barok, Klasik, Romantik, Post-romantik ve Modern deyişler dahi vardır. Fazıl’ın yorumunda, Goldberg Çeşitlemeleri’nin satır aralarındaki bu akımlarını da okuyabildik.

Johann Sebastian Bach, kendinden önceki ve kendinden sonraki 103 adet “Bach” adıyla tümü de besteci/müzisyen olan bir aileden gelmektedir. 20 çocuğu arasında 4 oğlu da ünlü bestecilerdir: Carl Philipp Emmanuel, Wilhem Friedemann, Johann Christoph Friedrich ve Johann Christian Bach. 

Bu nedenle size birisi Bach’dan söz etti mi, “Hangi Bach” diye sorabilirsiniz! Çünkü büyük Bach, baba Bach- J.S. Bach olarak anılır.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları