İstanbul’da görkemli etkinlikler

02 Şubat 2022 Çarşamba

Kimi konserde sahnedeki yapıt görkemlidir, kiminde seslendiren ekip daha ustadır. Bazen sahne çok başarılıdır ama salon boştur. Geçen hafta hem sahnenin görkemli olduğu hem de dinleyicinin salonu tıklım tıklım doldurduğu iki etkinlik izledim: “Uğur Mumcu Kantatı” ile Mozart’ın “Requiem”inin yer aldığı Cemal Reşit Rey konseri ve yıllardır aynı heyecanı sürdüren “Amadeus Müzikali”. Her ikisi de dinmek bilmeyen alkışlarla iz bıraktılar. 

Şef Murat Cem Orhan yönetimindeki Turgay Erdener’in 2019’da bestelediği “Uğur Mumcu Kantatı”nda solistler Görkem Ezgi Yıldırım, Tuğba Mankal, Selva Erdener, Emre Akkuş’tu. Yarısı çalınan “Requiem”deki solistler ise Ayşe Şenoğul, Ezgi Karakaya, Mert Süngü ve Doğukan Özkan’dı. Görkemli ve dramatik efektler sergileyen Cemal Reşit Rey salonunun korosunu Volkan Akkoç yönetiyordu. Turgay Erdener’in teatral özelliklerle yazılmış “Uğur Mumcu Kantatı” dinleyiciyi mıknatıs gibi içine çekti. “Kantat” aslında dekor ve kostüm gerektirmeyen bir mini operadır. Erdener’in yapıtında bu özellikleri izledik. Mozart’ın Requiem’indeki üçüncü bölümde “Tuba mirum”a girişte Ertan Şahin’in tertemiz tuba solosu yükseldi. Lacrimosa “acıklı, gözü yaşlı” anlamındadır. Mozart bir sipariş üzere yazmakta olduğu Requiem’ini (Ölüm duası) tamamlamaya çalışırken artık son nefesini vermek üzeredir. Müziğin iniş çıkışları da son nefesini veren insanın simgesi olur.

Şef Murat Cem Orhan, haşin bir baget hareketiyle Lacrimosa’nın ortasında müziği durdurdu. “Tam da burada Mozart’ın yaşamı yarım kalmıştı” diyerek şiirsel bir anlatımla tarihte nice kahramanın yarım kalan yaşamını sundu. Uğur Mumcu da en verimli çağında canice öldürülmüştü. Bu müziksiz ama şiirsel anlatım yarım kalan iki tarihi yaşamı birbirine bağladı. Uğur Mumcu için yaratıcı bir anma oldu.

Murat Cem Orhan’ı ilk kez izliyordum. Koroya, orkestraya, solistlere, sahnedeki giriş çıkışlara bile hâkim, dinamik ve belli ki derin kültüre sahip bir şef.

Öte yandan kimi izleyici önceki şef Cem Mansur’un neden mevsimin ortasında birdenbire görevden alındığını hâlâ sorgulamaktaydı.

AMADEUS

Amadeus, 1985’ten beri kapalı gişe rekorları kırdı. Bir müzikalden öte, teatral yönü ağır basan, Selçuk Yöntem, Okan Bayülgen ve Özlem Öçalmaz’ın üstün tiyatroculuklarıyla başrolleri paylaştığı, Peter Shaffer’in yazdığı ve Türkçe çevirisini Nevit Özdoğru’nun yaptığı, dillere destan oyun. Harika çocuk olmanın çilelerini ve ağır yükünü yansıtırken küçük şeylerle mutlu olmayı kabul eden Wolfgang Amadeus Mozart’ın çileleri. Mozart’ı çektiği acılar kadar bir o kadar da hayat boyu onu kıskanmış zamanın ünlü bestecisi Salieri’nin kıskançlığını ve bu nedenle çektiği acıları dile getiriyor. ZORLU Performans Sanatları Merkezi’ndeki geniş sahne bu oyuna çok elverişliydi.

YİNE PROGRAM NOTLARI

Kâğıt tasarrufuna başladığımızdan beri program notları basılmıyor. Ben bir türlü alışamıyorum bu uygulamaya. Herkes telefonundan karekodu okutarak programı öğrenebiliyor mu? Peki, orada yazan bilgiler doyurucu mu? Konser başlamadan gidip salonun kapısındaki bir köşeden telefonunuza kopyalayacaksınız. Salon karanlık olmadan hemen okuyup öğreneceksiniz: Ne çalınıyor, kim ne zaman bestelemiş, kimler çalıyor, şefin özgeçmişi vb. bütün bunları salonda kaç kişi öğrenmiş oluyor acaba? Eserin bestecisine dair bilgileri karekod’dan indirip öğrenmeye zamanınız kaldıysa ne âlâ. Yoksa eser çalınıp bittikten sonra sahneye çıkıp selam veren kişi için “Demek besteci buymuş, hem de hayattaymış!” diyorsunuz.

Program notları bir eğitim aracıdır. Bu yıl ZORLU’da yer alan BİFO konserlerinden bir saat önce Aydın Büke ve Serhan Bali gibi değerli müzik yazarlarımızın açıklayıcı konuşmalarını kaçırmayın. Onlar da değerli bir eğitim sunuyorlar.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Eski bayramlar 10 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları