Hikmet Altınkaynak

Can Yücel Haftası...

11 Ağustos 2022 Perşembe

Görmek için gidenlerin dönmediği güzel yerlerden biri de Datça

Can Yücel de öyle yaptı. Londra, Paris, Ankara, İstanbul, Bodrum derken Datça’ya yerleşti, son on yılını orada yaşadı, dönmedi. Bu kez tüm hayranları artık Datça’ya gitmeye başladı. Aslında onun gelecek öngörüsü, o müthiş zekâsı ve hicviyle son şiirlerinden birini Datça için yazdı:

“Beni kuzum Datça’ya gömün

Geçin Ankara’yı İstanbul’u!

Oralar ağzına kadar dolu

Alabildiğine de pahalı,

Örneğin Zincirlikuyu’da

Bir mezar 750 milyona

Burası nispeten ucuzluk

Ortada kalma tehlikesi de yok

Hayır dua da istemez,

Dediğim gibi beni Datça’ya gömün 

Şu deniz gören mezarlığın orda,

Gömü sanıp deşerlerse karışmam ama!”

Dediği yapıldı, 12 Ağustos 1999’da İzmir’de yaşamını yitirdi, 17 Ağustos’ta Datça’da sonsuzluğa uğurlandı Can Yücel. Hastayken de şu ironiyi dilinden düşürmedi, kanserdi “Koskoca Can Yücel, nezleden ölecek değil ya” diye espri yaptı. 

Bir ağustos günü (21 Ağustos 1926) dünyaya gözlerini açmıştı, yine bir ağustos günü bu dünyaya veda etti.

Son yazdıkları kitaplaştırıldı: Mekânın Datça Olsun (1999). Bugün Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından bütün yapıtları yeniden basılarak 15 kitapta toplandı.

İTİRAZ EDEN AYDIN 

Veda ettiğine inanan azdı. Çünkü sosyal medyada her gün birbirinden güzel onun olduğu ileri sürülen Can Yücel şiirleri yayımlanıyor. Bunlar üzerinde araştırma yapan şair, yazar, tiyatro yönetmeni Prof. Dr. Semih Çelenk, Kafkaokur dergisinde kendisiyle yapılan röportajda onun olmayan kimi şiirlerin 4-5 milyon beğeni aldığını söylüyor.

Bu sevgi nedeniyle Datça’dan başlayarak yurdun ve dünyanın birçok yerinde Can Yücel, özellikle bu ayda anılır, şiirleri okunur, anıları, ona olan özlem dile getirilir. Çünkü Can Yücel, kendi deyişiyle: “Türkiye’deki haksızlıklara, insan haklarından yoksunluğa ve sınıfsal hegomenyanın, Atatürk dönemi hariç, öteden beri varlığına itiraz eden” bir aydındı, bir sevgi şairiydi.

TYS (Türkiye Yazarlar Sendikası) yarın Datça’da, kahvaltıyla başlayıp saat 23.00’te bitecek, günboyu sürecek zengin bir programla anılacak. Kimbilir başka nerede benzer etkinlikler yapılacak? Kim bilir hangi dergi ve gazetede hakkında yazılar, şiirler yer alacak? 

Bunlardan Fikir, Sanat ve Edebiyat Dergisi Kafkaokur’a bir büyük market zincirinin dergi bölümünde kapağında Cansu Akın’ın çizdiği hüzünlü bir karakalem Can Yücel portresiyle karşılaşıp aldım. Portrenin altında Can Yücel’in bugünlerde saldırıya uğrayan mezar taşında yazılı “Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi” sözü var.

Bu nedenle ağustosta bu Can Yücel Haftası ki tüm hayranları hem bir yandan içlerindeki Can Yücel sevgisini haykırıyo rlar, hem bir yandan da yeni Can Yücel sevgisi depoluyorlar.

HASAN ÂLİ YÜCEL

Türk milli eğitiminde rönesans yaratan, efsane Milli Eğitim Bakanı Hasan Âli Yücel’in oğlu Can Yücel, en güzel şiirlerinden biri olan “Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim” şiirini babası için yazmıştı.

Halkı hiç ihmal etmedi onu gülünç ve küçük düşürmeden, onunla alay etmeden, alayı/ironiyi/mizahı yol gösterme aracı olarak kullandı.

Can Yücel’in şiiri, tıpkı Nâzım Hikmet’in şiiri gibi, yüksek sesle okunma özelliğine sahiptir. Zengin bir anlatım gücü vardır. Kullandığı simge ve alegoriler kapalı ve karmaşık değildir. Mecaz yüklü anlatımın yanı sıra, pırıl pırıl bir açıklığa sahiptir.

Can Yücel’i sevgiyle, özlemle anıyorum.

Biliyorum ki günümüz Türkiyesi’nin daha çok muhalefete ihtiyacı var. Can Yücel’e, Can Yücel gibi, şiiriyle güldürerek, düşündürerek, alay ederek, dalga geçerek muhalefet yapan Can Yücel gibi toplumcu-gerçekçi şairlere ihtiyacı var. Selam olsun onlara!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Okullar tatildeyken... 26 Ocak 2023

Günün Köşe Yazıları