Hürriyet’in “Brüksel lahanası” Hadi’ye dokununca zıpladı... Aydın Doğan’ı korumak isterken benim üzerime atladı, işi “Ergenekon”a getirip sözde kendini savundu...

Hadi, döneklerin şahıdır!

Aynanın önüne geçip, dilini çıkarıp bir baksa ne görecektir?

Nasırlaşmış bir dil!

Daha düne dek yurtseverlere, Kemalistlere, sosyalistlere, devrimcilere saldırıp din pazarlamacılarını, tarikat şeyhlerinin müritlerini, Tayyip Bey’i övmüyor muydu bizim tosuncuk Hadi?

AKP’nin bir numaralı yalakasıydı!

Atatürk ve Cumhuriyet devrimlerinin karşıtıydı.

Brüksel’de THY uçağına binmiş İstanbul’a gelirken yakalarında Atatürk rozeti bulunan hostesleri görünce çılgına dönmüştü.

İstanbul’a geldi. Bir baktı havaalanının adı “Atatürk Havalimanı” olmuştu. Sinirlendi, küplere bindi. Taksiye atladı ve yola çıktı. O da ne? Atatürk Bulvarı’ndan geçiyor. Küfür etti...

Taksim’e çıkınca ne görsün bizim tosuncuk Hadi! Karşısında Atatürk Kültür Merkezi...

Bir yazı döşendi; Atatürk’e, Cumhuriyet devrimlerine saldırdı...

Hadi yıllar sonra Brüksel’den dönüp İstanbul’a yerleşti...

İşler tıkır tıkır giderken Tayyip Bey’le Aydın Bey kapıştı...

Hadi patronunu savunurken Cumhuriyet’e, yurtseverlere, Marksistlere saldırıyor...

Hasan Yalçın “Dönekler” kitabında (Kaynak Yayınları) Hadigilleri, Şahingilleri çok iyi anlatmıştır.

Marksist ruhlarını yitirmiş vicdansızlara son sözüm şu:

“Haydi başka kapıya!”

***

Bir hafta bekledim Başbakan Tayyip Bey’i...

Hani Aydın Doğan’la ilgili önemli açıklama yapacaktı ya... Merakla bekledim... Tayyip Bey, bir hafta önce söylediklerini yineledi ve sadece “Benim kalemşorlarım yok” dedi...

Dinci medya ve AKP yalakası kalemler ne güne duruyordu?

CHP yolsuzluk savlarının üzerine gittikçe, Tayyip Bey kızıyor, öfkeleniyordu.

Bu kez oklar Hürriyet’e değil Milliyet’e yönelikti.

Sedat Ergin’in değindiği gibi başlıkları bile neredeyse kendisi atmak istiyordu.

İşte bu sırada aklıma geldi... Mehmet Akif Beki, bu işi yapabilirdi.

Başbakanlık sözcüsü Beki, Yeni Dünya İletişim AŞ’nin Ankara temsilcisi olduğunu unutmuş, bana “şerefsiz” diye sataşmıştı...

18 aydır Deniz Feneri e.V. olayını benimle birlikte izleyen Aykut Küçükkaya, dün Cumhuriyet’te belgeyi yayımladı...

Almanya’da “Deniz Feneri e.V.” davasında tutuklu olarak yargılanan Mehmet Gürhan, Mehmet Akif Beki ve Türkiye’deki Deniz Feneri Genel Başkanı Engin Yılmaz’ın adları Yeni Dünya İletişim AŞ’de geçiyordu...

Bu ne anlama gelir?

Yeni Dünya İletişim AŞ, “Kanal 7” olursa Türkiye’deki “Deniz Feneri”, Almanya’daki “Deniz Feneri e.V.”, Kanal 7 İNT ilişkisi kendiliğinden ortaya çıkıyordu.

***

Bakalım Beki, bugün nasıl bir açıklama yapacak, bekliyorum...

Belki tosuncuk Hadi’yle birlikte açıklama yapar!

Belgeler çıktıkça AKP yalakaları yerlerinden zıplıyorlar, küfür ediyorlar, saldırıyorlar!

Türkiye Deniz Feneri Başkanı Engin Yılmaz ne diyor:

“Kanal 7’yle ilişkim profesyoneldir. Kanal 7, Deniz Feneri programını sosyal kurum anlayışı içinde programa ev sahipliği yapmaktadır...”

İşe bakın siz... Hem Yeni Dünya İletişim AŞ’de personel müdürü, hem Deniz Feneri başkanı.

Mehmet Akif Beki de aynı telden çalıyor:

“Yeni Dünya İletişim AŞ demek, Kanal 7 demektir. Ben şirketin üyesi değil, profesyonel çalışanıyım... Bunu başka şeymiş gibi yazan da, yazdıran da, söyleyen de, söyleten de şerefsizdir!...”

Belgeler ve ilişkiler zinciri ortada.

Kıvırın bakalım kıvırdığınız kadar...

18 aydır bu olayın izini Cumhuriyet olarak sürüyoruz Aykut Küçükkaya’yla birlikte.

Vurgun 50 milyon Avro olarak görünüyor şimdilik...

Peki, din kardeşlerimizden toplanan altınlar, bilezikler, kurban paraları...

Eee, RTÜK Başkanı Zahid Akman ne yapacak şimdi? Tayyip Bey neler söyleyecek?..

[email protected]

Faks numaramız: 0212 343 72 69