Donuk bir bakış, kimi zaman öfke yumağına dönüşüyor...
Aşk üzerine şiirler yazılıyor dünyanın dört bir yanında.
Bir kuş kanat çırpıyor tüm yalnızlar için. Bir çocuk umudu yakalamak istiyor zaman tünelinde.
Bir çocuk ağlıyor...
Bir kadın kâğıt mendil satıyor Şişli’de.
Yaşamı, umudu, güzellikleri bir araya toplamak o denli zor mu?
Bir bilinmeyene gitmek, mavi bir çiçeğin türküsünü söyleyerek. Sonra bir yerde aşkın adresini sormak.
Sen, terk edilmiş beyaz bir sevdanın resmini çiziyorsun hiç durmadan.
Ben ise gözlerimi yumuyorum denizin üzerinde soluk alıp verirken.
Hiçbirimiz bilmiyoruz karanlığın çıkışlarını...
Carlos de Andrade’nin o eski zaman hatırasında düşler kuruyoruz yarınlar için.
Tarihi günler yaşadığımız kesin de, bir ucunda pişkinlik- yüzsüzlük tarihi olduğunu Umur Talu’nun 12 Ağustos 2016’da yazdığı yazısında bir kez daha tanık olabiliyoruz.
Talu diyor ki:
“Bugün ‘FETÖÖÖ’ diye en çok bağıranların bir kısmı ‘Rabbim ve milletim bizi affetsin’ bile demeden, zerre utanmadan avaz avaz!
Adam arsalar tahsis etmiş, ama şimdi en çok bağırıyor.”

***

Kim bunlar, nereden çıktı diye sormayın. Hep vardılar, rüzgâra göre yön değiştirirlerdi.
“Gazeteci övgüler düzmüş, yalakalıktan yalama olmuş, ama şimdi en çok o bağırıyor!
Beriki yıllarca sözcülüğünü yapmış, ama şimdi en çok bağıran o...”
Bağıranları yakından tanıyorduk...
Biri Akın İpek’in Bergama Ovacık’taki altın ocağını savunurdu. Patronunu eleştirenlere, karşı yazı yazanlara, saldırırdı.
Yani meslektaşlarına...
Sonunda AKP’den milletvekili oldu...
O da FETÖÖÖ, diye bağırıyor...
Umur, bir yıl önce bir başka eski FETÖ’cüyü yazmış, diyor ki:
“... Filanca, hem profesör hem danışman, hem tam saha iktidar; ‘Biz iktidar için FETÖ’yü kullandık’ derken bile, sıkılmaktan, büzülmekten, üzülmekten ziyade bağırıyor, bağırıyor.”
FETÖ, devletin kılcal damarlarına sızarken onlara “tam saha destek” verenler, FETÖ’yü yere göğe koyamayanlar, “Hocaefendimiz” diyerek el etek öpenler, Pensilvanya seferleri düzenleyenler, yıllarca Fethullah’ın sözcülüğünü yapanlar, en çok bağıranlardır.
O çok bağıranları gördükçe yıllar öncesine gidiyorum...
FETÖ, ABD’de yaşıyor ama Avrupa ülkelerinde de örgütlenmesini sürdürüyor...
ABD’den sonra Almanya, İngiltere gibi ülkelerde de lobi çalışmaları yapıyor.
Türkiye’den kaçan firari FETÖ’cülerin büyük bölümü Almanya’da yaşıyor.

***

Zaman kendi aralığında mevsimleri alıp götürüyor sessizce. İri yıldızlara takılan yalnızlığımız, tropikanın soluğunu hissettiğimiz bedenimiz bizim son umutlarımızı da alıp götürüyor sevgili Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Ahmet Şık ve Emre İper...
Sesler yağmur kadar ilkel oluyor bazen...
Şimdi siz hücrelerinizde belki kitap okuyorsunuz...
Sevecenlik bir çiçek gibi açıyor sizi düşünürken...
Herkes özgür olmadıkça kimse özgür değildir, biliyorsunuz...
Temel insan hak ve özgürlükler, insanlığın yüzyıllar boyu süren mücadeleleri sonucu elde edilmiş kazanımlarıdır.
Octavia Paz, vızıldayan bir sesin arasında tıpkı dilsiz çağlayan gibi bakıyor kadının yüzüne...
Acının bütün tarihi nedir söyler misiniz? Boş bir beşik midir, bir akçaağaç yaprağı mıdır acı?
Anlatır mısınız?
Gökyüzü suskundur, ağaçlar, kuşlar, denizler suskun...

***

Hiç konuşmaz yıldızlar, geceyi avuçlarımıza aldığımızda, sessizliğin öfkesiyle boğuştuğumuzda.
Belki nasıl olduğunu unuttuk, lacivert atlasa benzeyen göğün altında...
Yaz yaprakları altında bir zaman tüneli vardı...
Umut...
Sevgi...
Barış...
Özgürlük...
Eşitlik...