Orta vadeli programın büyüme hedefi...
İrfan Hüseyin Yıldız
Son Köşe Yazıları

Orta vadeli programın büyüme hedefi...

19.09.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye ekonomisi, pandemiden önce başlayarak sorunlar biriktirmeye başlamıştı. Pandeminin getirdiği yüklerle birlikte ekonomik kriz derinleşerek devam etti. Bu durum, en belirgin biçimde, geniş kesimlerde fakirleşme, artan işsizlik, enflasyon, gelir dağılımında bozulma ve artan borçluluk olarak kendini gösterdi. 

Eylül başında (5 Eylül) orta vadeli program (OVP) açıklandı. OVP’de 2021 yılı makroekonomi gerçekleşme tahminleri, önümüzdeki üç yıla ilişkin hedefler ve politika uygulamaları açıklandı. Ülkemizde bir süredir bu programlara karşı, haklı olarak bir güvensizlik oluşsa da program analizinin, iş ve yatırım yapanlar için önemli olduğunu düşünüyorum...

Program hedeflerinin bir arada gerçekleşmesi mümkün görünmüyor...

Önceki programlarda, sanki büyüme ya da enflasyon için çalışılmamış da “Ne olsun?” diye düşünülüp “yüzde 5 büyüme, yüzde 5 enflasyon olsun denilmiş ve temenni niteliğinde bir döviz kuru konulmuş...” Programın kalanı bunlara göre oluşturulmuş gibi bir görüntü vardı. Bu programın temel sorunu ise hedeflerin birlikte tutturulmasındaki güçlük gibi görünüyor. 

Programda 2022 yılında güçlü büyüme eğiliminin korunması, enflasyonun düşüş eğilimine girmesi, cari işlemler açığındaki daralmanın sürmesi bekleniyor. Bu hedefler belki tek tek tutturulabilir. 2021 yılında yüzde 9 ve sonraki yıllarda yüzde 5 ve 5.5 büyüme hedeflerine ulaşılabilir. Ya da tek başına enflasyon hedefi olarak 2022 ve sonrasında yüzde 10’un altına inmek mümkün olabilir. Tek başına cari açık ya da bütçe açığı hedefi de tutabilir. Ancak şu açık ki büyüme hedefi ile faiz hedefi birlikte tutarsa (faizler düşerse), bu sefer kur hedefi ve milli gelir hesapları şaşabilecektir. 

OVP’NİN BÜYÜME HEDEFİ GERÇEKÇİ Mİ?

Yılın son çeyreğinde büyüme hızını (yüzde 2 civarında) yavaşlattığınız bir ekonomi, baz desteğinin olmayacağı 2022 yılında yeniden hızlanıp Türkiye ortalama büyümesi olan yüzde 5 rakamına nasıl ulaşacak? 2021 yılı ikinci çeyrek verileri içerisinde büyümenin dinamiklerine baktığımızda, en fazla katkının sırasıyla mal ve hizmet ihracatından, hanehalkı tüketim harcamalarından, sabit sermaye yatırımlarına yapılan harcamalardan ve ithalat harcamalarından geldiğini, kamu harcamalarının etkisinin ise çok sınırlı kaldığını görüyoruz. Bu dinamiklerden ihracat ve hanehalkı harcamaları enflasyonu tetikleyen kalemleri oluşturmaktadır. Bu etkiler biliniyorken, ekonominin büyüme hızını artırmak hem enflasyonist etki yaratacak hem de cari açığı tetikleyebilecektir. Ekonomik büyüme ihracat üzerinden olacaksa eğer, yine enflasyonist etkinin ortaya çıkması kaçınılmaz olacaktır. 

Programda büyümenin finansmanının, yurtiçi tasarrufların artırılmasıyla, tüketim harcamalarının baskılanmasıyla sağlanacağı öngörülmüş. Son üç yılın çeyrek dönemleri itibarıyla ortalama yüzde 1.8 büyümüş olan bir ekonomide bu nasıl mümkün olacak? Kamuda, seçime hazırlık nedeniyle tasarruf olmayacağı beklenmelidir. Öyleyse büyümenin finansmanı yine yabancı kaynaklarla (cari açığın büyütülmesiyle) mümkün olabilecektir. Bu durumda faiz indirimine gitmek kolay gözükmüyor. Sıcak para yüksek faize bağlı olarak kısa vadede gelse bile, sabit sermaye yatırımlarının gelmesi büyük oranda, Türkiye ekonomisine güvenin yeniden tesis edilmesiyle mümkün olabilecektir. Güven konusu ise önemli ölçüde ülkede işleyen hukuk ve demokrasi standartlarının düzeyi ile ilgilidir...

Programda “üretim üzerinden büyüyeceğiz” vurgusuna rağmen, son yirmi yıllık süreç bunu doğrulamıyor. Ülkemizdeki gelir dağılımı bozulmaları, istihdam üzerinden değil sosyal yardımlar ile giderilmeye çalışılmış. Bu gelişme, yoksulluğu nedeniyle merkezi güce bağımlılığı yüksek, sınıf bilinci olmayan, örgütsüz bir kitle oluşturmuş durumda. Bunun siyaseten bir tercih olduğu bile söylenebilir. Aslında, istihdam tarafında çok radikal iyileşmeler beklenmediği, programda yer alan yüksek işsizlik oranları üzerinden itiraf edilmiş oluyor.  

Kişi başına milli gelir analizi, ülkemizdeki fakirleşmeyi net gösteriyor. Türkiye, 2013 yılında 12 bin 480 dolar kişi başına milli gelir seviyesini gördü. Daha sonra sürekli gerileyen rakam 2020 yılında 8 bin 599 dolar seviyesine geldi. Reel olarak kişi başına gelir yüzde 31.1 oranında azalmış durumda. Yani fakirleşmişiz. Bu durum üst üste yedi yıl sürmüş.

Türkiye’nin büyümesi, istihdamı desteklemiyor ve dar gelirlilerin refahını artırmıyor. Türkiye, orta gelir tuzağı içinde patinaj yapıp duruyor. OVP’de öngörülen büyüme hedefi dahil, bütün hedefler tek tek tutturulabilir olsa bile, bunların aynı anda gerçekleşmesi mümkün görünmüyor. Bu hedeflerin birlikte nasıl gerçekleşeceği sorusunun cevabı havada kalıyor...

Yazarın Son Yazıları

Kalkınma ve akademik meslekler

Birinci sanayi devriminin belirleyici teknolojisi; makineler, buhar gücü ve fabrika sisteminin oluşmasıydı (1760-1840).

Devamını Oku
17.08.2025
Ekonomik belirsizlikler

Ülke olarak neden sürekli makroekonomik belirsizlikler ve dengesizliklerle uğraşıyoruz?

Devamını Oku
03.08.2025
Bıçak kemiğe dayandı

İktidarın iki yıldır yürüttüğü enflasyonla mücadele programında yolun sonuna gelindi diyebiliriz.

Devamını Oku
20.07.2025
İçimiz yanıyor!

Her yaz meydana gelen orman yangınları, yaşadığımız bir trajediye dönüştü...

Devamını Oku
06.07.2025
Ekonomi politik girdap

Trump’ın, gümrük tarifelerinde ve uluslararası ticarette yarattığı belirsizliklere, 13 Haziran’da İsrail’in, İran’a saldırmasıyla artan jeopolitik riskler de eklenince...

Devamını Oku
22.06.2025
Bayramlaşamıyoruz bile!

Düşünce üreten, yazan ve çizen insanların erdemi, elbette yaşadığı dönemin sorunlarını dile getirmekten geçiyor.

Devamını Oku
08.06.2025
İstikrarsızlığın maliyeti büyüyor

Geçtiğimiz cuma günü, 19 Mart’ta başlayan İBB operasyonlarının dördüncüsü yapıldı. Merkez Bankası da perşembe günü, 19 Mart’tan sonra ilk enflasyon raporu sunumunu gerçekleştirdi.

Devamını Oku
25.05.2025
Ekonomi sert daralıyor

Ekonomi sert daralıyor

Devamını Oku
11.05.2025
Depremi beklerken

Depremi beklerken

Devamını Oku
27.04.2025
Dünya’da Trump belirsizliği

Dünya’da Trump belirsizliği

Devamını Oku
13.04.2025
Ekonomide büyük tahribat

Ekonomide büyük tahribat

Devamını Oku
30.03.2025
Milli gelir büyümesi ve kalkınma

Milli gelir büyümesi ve kalkınma

Devamını Oku
16.03.2025
Ekonomide güven sorunu

Ekonomide güven sorunu

Devamını Oku
02.03.2025
TÜSİAD’ın enflasyon eleştirisi

TÜSİAD’ın enflasyon eleştirisi

Devamını Oku
16.02.2025
Sosyal adaletin küresel krizi

Sosyal adaletin küresel krizi

Devamını Oku
02.02.2025
Bütçede adaletsizlik ve keyfilik

Bütçede adaletsizlik ve keyfilik

Devamını Oku
19.01.2025
Ekonomide öngörüler

Ekonomide öngörüler

Devamını Oku
05.01.2025
Dağılımda adaletsizlik büyüyor

Dağılımda adaletsizlik büyüyor

Devamını Oku
22.12.2024
Emekli maaşı ve asgari ücret sancısı

Emekli maaşı ve asgari ücret sancısı

Devamını Oku
08.12.2024
Aralıkta faiz indirimi sinyali

Aralıkta faiz indirimi sinyali

Devamını Oku
24.11.2024
Vergide adalet kalmadı

Vergide adalet kalmadı

Devamını Oku
10.11.2024
Kurumlar güvenilirliklerini kaybediyor

Kurumlar güvenilirliklerini kaybediyor

Devamını Oku
13.10.2024
Faiz sarmalına girdik

Faiz sarmalına girdik

Devamını Oku
29.09.2024
Bu ‘OVP’ de piyasalara güven vermedi

Bu ‘OVP’ de piyasalara güven vermedi

Devamını Oku
15.09.2024
Tarımını kaybeden ülke

Tarımını kaybeden ülke

Devamını Oku
01.09.2024
Ekonomide belirsizlikler devam ediyor

Ekonomide belirsizlikler devam ediyor

Devamını Oku
18.08.2024
Servet transferi ve iktidar

Servet transferi ve iktidar

Devamını Oku
04.08.2024
Vergide sistemsizlik ve adaletsizlik

Vergide sistemsizlik ve adaletsizlik

Devamını Oku
21.07.2024
Krizin bedelini emekçiler ödüyor

Krizin bedelini emekçiler ödüyor

Devamını Oku
07.07.2024
Faşist ideolojiler geri mi geliyor?

Faşist ideolojiler geri mi geliyor?

Devamını Oku
23.06.2024
Enflasyon zirve yaptı

Enflasyon zirve yaptı

Devamını Oku
09.06.2024
Ahbap çavuş kapitalizmi

Ahbap çavuş kapitalizmi

Devamını Oku
26.05.2024
Enflasyonla mücadele programı başarılı mı?

Enflasyonla mücadele programı başarılı mı?

Devamını Oku
12.05.2024
Mali müşavirler ayakta

Mali müşavirler ayakta

Devamını Oku
28.04.2024
Kötü yönetilmeye kırmızı kart

Kötü yönetilmeye kırmızı kart

Devamını Oku
14.04.2024
Enflasyon en büyük endişe kaynağı

Enflasyon en büyük endişe kaynağı

Devamını Oku
31.03.2024
Ekonomimiz uyuşturucu bağımlısı

Ekonomimiz uyuşturucu bağımlısı

Devamını Oku
17.03.2024
İrfan Hüseyin Yıldız yazdı...

Hayat pahalılığı kimleri eziyor?

Devamını Oku
03.03.2024
Kapsayıcı kurumlarımızı kaybediyoruz

Kapsayıcı kurumlarımızı kaybediyoruz

Devamını Oku
18.02.2024
Kapitalizm krizleri üretiyor

Kapitalizm krizleri üretiyor

Devamını Oku
04.02.2024