Türkiye’yi yöneten kadronun “ağabeyi”, TBMM Başkanlığı’na kadar taşınmış bir Cumhuriyet karşıtıdır İsmail Kahraman.

Şehirlerin düşman işgalinden kurtuluşunun kutlanamayacağını, bunun “küçüklük kompleksi” olduğunu söylemiş ve eklemiş:

“İstanbul’un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir’in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan Harbi bitti, müstevliler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler.”

Utanma, çekinme diye bir şey yok bu takımda. Tüm dünyaya örnek olmuş bir bağımsızlık savaşını yok saymak, ancak bu kindar nesilde var olabilir.

O kindar neslin, en önemli eyleminin “Kanlı Pazar” ile sonuçlandığı bilinir.

Nedir Kanlı Pazar?

İstanbul’a gelen ABD 6. Filo’sunu kınamak üzere öğrenci ve işçiler, 16 Şubat 1969 Pazar günü bir yürüyüş düzenlerler. Bunun üzerine Komünizmle Mücadele Derneği (KMD) ve Milli Türk Talebe Birliği (MTTB), bu yürüyüşte “komünistlere ders vermek” ve ABD 6. Filo’sunu korumak üzere cihat çağrıları yapar. Bu iki örgütün üyeleri, Dolmabahçe’de toplanırlar ve kıble olarak 6. Filo’yu alarak tekbirlerle cihat namazı kılarlar. Ardından “Kanımız aksa da zafer İslamın” sloganlarıyla Taksim’e yürürler. ABD 6. Filo’sunu ve emperyalizmi kınamak amacıyla miting yapan yurtseverlerin üstüne saldırırlar. Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan’ı bıçaklayarak öldürür, yüzlerce göstericiyi yaralarlar.

6. Filo’yu kıble alan Milli Türk Talebe Birliği’nin o günkü başkanı kimdir derseniz... İsmail Kahraman’dır.

6. Filo kahramanı ne anlar, bağımsızlıktan, kurtuluştan...

Küçüklükmüş, kompleksmiş.

Haydi oradan...

ÖNEMLİ BİR YANLIŞ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çok önemli bir yanlış yaptı. Eğer iktidara gelirse, darbe girişiminde bulunan casusluk cemaatine FETÖ’ye üye oldukları için devletten temizlenmiş olanların tümünün görevlerine döndürüleceklerini söyledi. 

Neyse ki CHP’nin kendi örgütünden yetişmiş Grup Başkanvekili Özgür Özel, partinin olması gereken tutumunu açıkça belirledi:

“Yargılanıp beraat edenler, kovuşturmaya gerek olmayanlar iade edilecek. Darbeciler, eli kanlılar, planlayıcılar, finansörler bu kapsamın elbette dışında. Balyoz’un hâkimleri göreve iade edilir mi hiç. Asarız kendimizi yine yapmayız öyle bir şey!” 

CHP, 1940’lı yıllarda da bugüne benzer bir çizgi izlemişti. Yanlış oy hesapları ile gericiliğe ödün vermiş, devrimci çizgisinden, ilkelerinden uzaklaşmış, Cumhuriyete bağlı toplum kesimlerini yalnız bırakmıştı.

Tarihten ders almayan, kendisi ile birlikte çevresine büyük acılar çektirir.

MEMLEKET

Oysa, ne güzeldir Cahit Sıtkı’nın “Memleket” şiiri...

Dizelerini bugüne uyarlarsak:

Bir memleket düşünün ki ne gökte mavilik kalmış ne dal yeşil ne de tarla sarı. Kuşların, çiçeklerin, insanların diyarı desen, kapkaranlık...

Bir memleket düşünün ki temizliği, dürüstlüğü filan mafyacıdan bekler!