Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Boğazlar Karşılığında
Yıl 2008’di. İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’i taşıyan “Queen Elizabeth HMS Illustrious” uçak gemisi Çanakkale Boğazı’ndan özel izinle gece geçiş yaptı. Oysa, Montrö Sözleşmesi’ne göre savaş gemileri Boğazlar’ı gece kullanamıyordu. Montrö Sözleşmesi, Çanakkale Boğazı açısından o gün delindi.
\nKarşılığında ne mi oldu?
\nKraliçe Elizabeth, önce uçak gemisinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eşi Hayrünnisa Gül onuruna resepsiyon verdi. Ardından, 2010’da Abdullah Gül, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in elinden “Chatham House Ödülü”nü aldı.
\nGeldik 2011’e. Recep Tayyip Erdoğan, onlara göre “çılgın”, bize göre “uçuk kaçık” Karadeniz’i Marmara’ya bağlayan kanal tasarımını açıkladı.
\nDemek ki, sıra İstanbul Boğazı’na geldi.
\n\n
Balyoz’un Gürler’i
\n\n\nSilivri’de süren Balyoz davasında söz alan emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Özden Örnek ile emekli Hava Kuvvetleri Komutanı İbrahim Fırtına, 2003’te bir darbeyi önlediği ileri sürülen emekli Kara Kuvvetleri Komutanı Aytaç Yalman’ı, bildiklerini açıklamaya çağırdılar.
\nSon yıllarda Aytaç Yalman’ın adı her nedense sıkça Faruk Gürler ile anılıyor. Ankara’daki kimi çevrelerde, Yalman için “Balyoz’un Faruk Gürler’i” diyenlere rastlıyoruz.
\nNeden böyle bir yakıştırma yapıldığını anlayabilmek için Faruk Gürler’in geçmişteki tutumuna bir bakalım:
\nDönemin 2. Ordu Komutanı Faruk Gürler, 1970’te “genç subayların gönlünü kazandığı” gerekçesiyle 1. Ordu Komutanı Faik Türün’ün yerine Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na atanır. Gürler, dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Muhsin Batur ve kimi genç subaylarla birlikte 9 Mart 1971’de gerçekleştirilecek “sol darbe” girişimini örgütlemektedir. Ancak, Gürler ve Batur, 9 Mart’ta harekete geçmezler ve dönemin Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç ile birlikte 12 Mart muhtırasını verirler. 12 Mart’ın ardından da TSK kadrolarında “sol” tasfiye gerçekleştirilir.
\nAytaç Yalman için “Faruk Gürler” nitelemesini yapanlar, benzer bir tasfiyenin bugün Silivri davaları aracılığıyla gerçekleştirildiğini savunuyorlar.
\n\n\nHeyecanlı başkan ve diğerleri
\n\n\nİktisat kökenli Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, heyecanlı konuşmalar yapıyor. Anayasalarımızın millet değil, devlet tarafından hazırlandığını savunurken, kurtuluş sürecimizin en önemli yasal aracı olan 1921 Anayasası’nın “egemenliği doğrudan kullanabilen olağanüstü yetkilere sahip bir Meclis tarafından hazırlandığını” filan söylüyor. 12 Eylül 2010’daki referandumda kabul edilen anayasa değişikliklerinin yalnızca AKP imzasını taşıdığını unutup “demokratik gelişmeler, dayatmacı anlayışlardan bunalan halkın bundan kurtulma arayışları ve tüm bu gelişmelere kayıtsız kalan yargısal direnç, yapılan anayasa değişikliklerinin zorunlu sebepleri arasında sayılabilir” diyebiliyor ve ekliyor:
\n“Geleneksel tarihle siyasal kabuller sorgulanmaya başlandı. Artık Türkiye farklılıklarının bilincinde olarak, geleceği özgüvenle kucaklayacak bir anlayışla kendini yeniden tanımlama aşamasına geldi.”
\nMerak ediyoruz:
\nKılıç, siyasi içeriği ağır basan konuşmalarını yalnızca kendi mi hazırlıyor, yoksa başkanlığa seçilmesine önemli katkılar sunmuş kimi üyelerin de görüşlerini alıyor mu?
\nAnayasa Mahkemesi Başkanvekili, Kılıç Ali’nin torunu Osman Paksüt’ün örneğin...
\n\n\n\n\n\n
Zonguldak
\n\n\nCHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata, sahaya Zonguldak’ta indi. İşte gözlemleri:
\n“Zonguldak kömürün merkezi olma özelliğini yitirdikten, kömüre bağlı sanayilerin de gerilemesinden sonra bir durgunluk, gerileme içine girmiş. AKP döneminde de Zonguldak’a halkın aklında kalan ciddi hiçbir yatırım yapılmamış. Emeğin şehri, emekli şehrine dönmüş.
\nAKP’nin 10 senedir akılda kalan ciddi bir hizmet yapmaması CHP’ye seçimde \tönemli bir avantaj doğuruyor. 85 binmiş CHP’nin oyu, referandumda 185 bin hayır çıkmış. Bu çok büyük bir tırmanış. Bunun içinde elbette MHP oyu var, ama MHP’nin oyunun 27 bin civarında olduğunu biliyoruz. CHP’nin bu ilde bir yükselme içine girdiğini söyleyebiliriz. Zonguldaklı CHP’liler 4-1’i hayal ediyorlar, 3-2’den çok ümitliler.”
\n\n\nHukuk
\n\n\nSakalıyla, yeni giysisiyle Osmanlı şeyhülislamlarına özenen Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Kürt sorununa el attı bu kez:
\n“Kürt kardeşlerimizle ilgili sadece kardeşlik edebiyatıyla sorunlar çözülmez. Kardeşlik hukukuna vurgu yapmak gerekiyor. \tYani, din kardeşliğinin getirdiği bir hukuk \tvar.”
\nAçıkçası “yurttaşlık” bilincini unutun diyor...
\n\n\nAçık konuş
\n\n\nAB Komisyonu 6 Mayıs’ta Brüksel’de, “Türkiye ve Batı Balkanlar’da Medya ve İfade Özgürlüğü” konulu konferans düzenledi.
\nBaşlığı “Açık Konuş!” olarak saptanan konferansa Türkiye’den Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Ahmet Abakay ile Bilgi Üniversitesi’nden Prof. Yaman Akdeniz katılacak. Abakay, yola çıkmadan önce dedi ki:
\n“Derdimizi Türkiye’de kırk kez anlattık, anlamadılar. Ne Başbakan, ne basından sorumlu bakan duydu sesimizi. Bari, dedik, dışarı çıkalım da oradan bağıralım, belki bu kez duyarlar.”
\nAbakay bir şey daha söyledi:
\n“Basından sorumlu bakan Bülent Arınç, ÇGD’yi tanımadığını belirtmişti. Bizi dünya tanıyor, bir o tanımıyor. O yüzden de duyamıyor.”
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza