Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Çekilme Bağlılığı
Barış, silahların bırakılması demektir. Ama, bizde farklı algılanıyor.
PKK davasından tutuklu Hayati Kaytan, DİHA’ya gönderdiği mektupta olup biteni yorumlamış:
“Yaşanan geri çekilme hiçbir şekilde teslimiyet olarak anlaşılmamalı. Geri çekilme gerillanın ve halkın önderliğine olan bağlılığının ifadesi ve göstergesidir. Gerillanın geri çekilmesi, sürecin tıkandığı ve bittiği anlamına gelmiyor. Yaşanan sadece sınır dışına çekilmedir. Silah bırakma veya teslimiyet değildir.”
Recep Tayyip Erdoğan’ın “Hasan Abi”si de (Hasan Cemal), PKK ile birlikte çekilirken kendisine “PKK Genelkurmay Başkan Yardımcılığı” rütbesini uygun görmüş bulunan Bahoz Erdal ile görüşmüş. Bahoz Erdal, “Hasan Abi”ye demiş ki:
“Ateşkes ilan ettik. Dediler ki ‘Yetmez çekilin’. Şimdi de çekiliyoruz. Yarın ‘Bu da yetmez, silah bırakın’ derler. Bu olursa, bu tam bir dayatma olur. Teslimiyet dayatmasıdır bu. Biz şimdi bugün silahı bir kenara koyuyoruz. Bu silahı bırakma anlamında değildir.”
Recep Tayyip Erdoğan’a sorarsanız, işte bunun adı “barış”.
Reyhanlı Notları
Reyhanlı’ya giden TKP heyetinden Kaya Güvenç’in notlarından:
- Patlamalardan iki hafta önce Reyhanlı’da, CIA faaliyetlerinde görev üstlenen Ulusal Demokrasi Enstitüsü’nün de düzenleyicileri arasında bulunduğu “sivil meclisler projesi” kapsamında bir toplantı yapılmış.
- Olay günü Suriye’den gelenlerin patlamaların olduğu bölgelerden çekildiği yoğun olarak dile getiriliyordu.
- Gözaltına alınanların hemen tümü Alevi. Ayrıca, bomba taşıyan araçların önce Alevilerin yoğun olarak yaşadığı bölgelerde dolaştığına ilişkin söylentiler, olayı Alevilerin üzerine yıkarak, bir mezhepsel çatışmanın körükleneceğine dönük senaryolara açık kapı bırakılıyor.
- Reyhanlı halkı, ölümlerden en çok AKP iktidarını suçluyor. “Niye sorumlu” diye sorduğumuzda, “Olayın olacağını biliyorlardı” ya da “Hükümet bizi korumak, kollamak zorundaydı” yanıtını aldık hep.
Adaylık İçin
CHP’de kıpırdanmalar başlamış.
Örneğin, örgütlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin’in gönlü Mustafa Sarıgül’den yanaymış.
İstanbul Belediye Başkan adaylığı için değil, genel başkan adaylığı için...
Düğüm Noktası
AKPKK’nin zorlamasıyla oluşturulmak istenen anayasa değişikliğinin düğüm noktası “başkanlık” mı?
CHP’li Birgül Ayman Güler’e göre, başkanlık bir sonuç, asıl düğüm noktası “vatandaşlık” maddesi. Çünkü, vatandaşlık maddesinden “Türk vatandaşlığı” çıkarılıp “TC vatandaşlığı” getirildiğinde ya da yalnızca “vatandaşlık” dendiğinde şu düzenlemeler kendiliğinden yapılabilir hale gelecek:
“Birden fazla resmi dil kabul edilebilir. Eğitimde, savunmada, tüm kamu hizmetlerinde ve özel sektörde birden fazla resmi dil kullanımı mümkün kılınmış olur. Böylece ‘ulusal devlet’ yıkılmış, yerine ‘milliyetler devleti’ kurulmuş olur. Bölgesel resmi dillerin kabulüyle eyalet sistemi inşası gerekli hale gelir. Eyalet sistemi ise tepede ‘başkanlık rejimi’ gerektirir.”
Muz
FB’li taraftarların GS’li siyahi oyunculara muz göstermesi tartışılıyor.
Maymun ya da maymunlar arıyorsak eğer, spordan siyasete zorbaların peşinden koşan büyük çoğunluğa bakmak gerek...
Vizyonlu Sonuç
CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, AKP’nin Suriye, Irak derken Bulgaristan’ın içişlerine karıştığını; AKP milletvekilleri ile kaymakamların, Bulgar seçimlerinde, Türk soyluların Hürriyet ve Şeref Halk Partisi’ne oy kullanılması için propaganda yaptıklarını duyurmuştu.
Bulgar seçimleri yapıldı. Emre Köprülü diyor ki: “AKP’nin Bulgaristan’da desteklediği parti yüzde 1.4 oy aldı. Bu mu dış politikadaki başarı? Aleyhlerine çalışılan Hak ve Özgürlükler Partisi yüzde 11 oy alarak 3. büyük parti oldu. Yani, bölmeye çalışılan soydaşlar yine bir noktada birleştiler. Ama, işin başka vahim bir boyutu var. Hak ve Özgürlükler belki olası bir iktidarı kaybetti ve ırkçı bir parti olan ATAKA Partisi belki iktidara gelecek. Sorumlusu kim biliyor musunuz? Desteklediği parti yüzde 1 oy alıp Hak ve Özgürlükler’in 3-4 tane milletvekili çıkarmasına engel olan AKP.”
Vizyon derin, sonuç sıfır...
Şairin Çığlığı
Şair Ergül Çetin, “Aldanışlar” adlı kitabıyla kazandığı M. Sunullah Arısoy Şiir Ödülü’nü alırken dedi ki:
“Yaşadığımız dönemde, şairin en önemli görevlerinden birinin de bu topraklardan gelmiş geçmiş bütün uygarlıklarla tanışmak, yüzleşmek, akrabalıklar kurmak olduğunu düşünüyorum. Hayatın her alanında kuşatılmış, yalnızlaştırılmış, yabancılaştırılmış bireyin karşısında şiirin daha geniş, evrensel bir olanaklar bilgisi olduğunu düşünüyorum. Günümüz şairinin en büyük görevinin, bütün küresel ve bölgesel yıkımlara, yok edimlere rağmen, yalnız ülkesinin değil, çağının coşkusal, büyük yoğunluğunu dile getirmek olduğunu düşünüyorum.”
Çetin’in çığlığı, tüm dünyayı giderek kaplayan yeni ortaçağa karşıdır.
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması