Işık Kansu
Işık Kansu kansu@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

CHP'nin Kılavuzu

01 Haziran 2013 Cumartesi

CHP’yi ikiye bölen bir bildiri hazırlayıp imzaya açan CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Danışmanı Mehmet Karlı’nın özel Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde yarı zamanlı öğretim görevliliği yaptığını öğrendik.
Hasan Kalyoncu’nun adına ilk, Uğur Mumcu’nun Rabıta kitabında eski MSP’li bakanlardan Korkut Özal’ın iş ortağı olarak rastladık. 2008’de ölen işadamı Kalyoncu, Recep Tayyip Erdoğan’ın Milli Türk Talebe Birliği’nden (MTTB) mücadele arkadaşı. Necip Fazıl Kısakürek’in 1975’te MTTB gecesinde okuduğu “Gençliğe Hitabe”deki ifadesiyle “kininin davacısı” gençlikten yani. Kalyoncu ile Recep Tayyip Erdoğan, daha sonra birlikte Birlik Vakfı’nı kurdular.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin mütevelli heyetinde AKP’ye yakın isimler bulunuyor. Örneğin, bunlardan biri olan Osman Nuri Filiz, AKP kurucusu...
CHP danışmanları, onların hazırladıkları bildirilere imza atan BDP’liler ve onların çalıştıkları üniversitelerde AKP’liler... Barış içinde kalıcı bir demokrasi kurulmuş bile...

\n

Komiserim Bilir...

\n

Karabük Üniversitesi, Hicaz Demiryolu çalışmaları nedeniyle II. Abdülhamit’e onursal doktora verme kararı verdi.
CHP Zonguldak Milletvekili
Ali İhsan Köktürk de bir yaman çelişkiye dikkat çekti:
“Karabük, kent olarak varlığını Cumhuriyete borçludur. 1927’de Cumhuriyetin ilk ili olan Zonguldak’a bağlı ilçe durumuna getirilen Safranbolu’nun bir köyünün 13 hanelik mahallesidir. 1 Haziran 1934’te Ankara-Zonguldak demiryolunun açılmasıyla bugünkü istasyonun olduğu yere bir ad verilmesi gerektiğinde, bu 13 hanelik köyün adı uygun görülmüş. Böylece Karabük adı resmen ilk kez T.C. Devlet Demiryolları haritasında geçmeye başlamıştır. 3 Nisan 1937’de demir-çelik fabrikasının temelinin atılmasıyla Karabük Türkiye’de ve dünyada adını kısa zamanda duyurmuştur.”
Ama en iyisini, hiç kuşkusuz
“mobilya ve dekorasyon” doktoralı, “komiser” unvanlı Karabük Üniversitesi Rektörü Burhanettin Uysal bilir...

\n

Kuşatma

\n

Şık şıkırdam türbanları ve yeni adları ile “süslüman” hanımlar, en lüks ciplerde. Beylerde bıyıklar badem, cüzdanlarda görkem.
Ve de Egemen Bağış’ın dillere destan 90 bin liralık “hediye çeki” listesi...
Akit gazetesi yazarı
Abdurrahman Dilipak bile yazdı onları:
“Torpil ve rüşvet nasıl da kuşatıyor çevremizi. Kimi çetesi adına, kimi cemaat bağlantıları ile adeta köşe kapmaca oynuyor. Rüşvetini gizlemek için ona din kisvesi, hayır kisvesi giydiriyor bir de!”

\n

Ay...

\n

Aymaz, ayakçıdır. Ayar verilip ayakucunda oturtulur. Ayakyoluna atılmaz, ayrıcalıklıdır. Ayran içip ayık görünse de baştan aşağı ayıplıdır.

\n

Köprü

\n

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, üçüncü Boğaz köprüsüne Recep Tayyip Erdoğan adının verilmesini önermiş.
Oysa Erdoğan, köprünün adının
Yavuz Sultan Selim olmasını uygun gördü.
Anımsayalım:
“Halife sultan” Yavuz, Anadolu’yu kasıp kavurmuş, Türklere de “eşek” demişti.

\n

Milliyetler Devleti

\n

AKP-PKK pazarlığı ülkeyi cemaatler ve kavimler toplumuna doğru sürüklüyor. CHP’li Birgül Ayman Güler de bu gidişin ulus devletin yıkılarak yerine “milliyetler devleti” kurulması ile sonuçlanacağını söylüyor. Güler’e, “Milliyetler devleti ne anlama gelir” diye sorduk. Yanıtladı:
“Ulusal devlet bireysel hak ve özgürlüklere dayanır. Yurttaşların eşitliği! Oysa milliyetler devleti, etnik toplulukların kimliklerini siyasal hale getirir ve bunlara dayanır. Etnik yapıların eşitliği, ‘eşit vatandaşlık!’
Milliyetler devletinde anadiller resmi dil yapılır. Böylece anadiller kültürel olmaktan çıkar, siyasallaştırılmış olur. Şimdiki ulusal devlette Türkçe resmi dildir; diğer etnik diller siyasal olmayan kültürel varlıklardır. Milliyetler devleti bu durumu ortadan kaldırır.
‘Anadilinde eğitim, savunma, kamu hizmeti sunumu’
talepleri, anadilleri resmi dil haline getirmeyi talep etmek demektir. Yani bunlar milliyetler devletini kurmak isteğinden başka bir anlama gelmez.”
Birgül Ayman Güler’e göre,
“kendi etnik kimliğiyle siyaset yapmak” da, milliyetler devleti kurulmasını istemekle eşdeğer:
“Etnik kimliklerin resmen tanınması, yani siyasal hale getirilmesi durumunda devlet; etnik kimlikleri sınıflandıracak, istatistiğini çıkaracak, nüfus cüzdanlarına etnik kimlik haneleri açılacaktır. Bu altyapı, TBMM-belediye meclislerinde sandalyeleri etnik toplulukların toplumdaki oranlarına göre dağıtmaya; işe alma süreçlerinde etnik kota sistemleri kullanmaya; bakanlık koltuklarını buna göre doldurmaya uzanacaktır. Bu yolla etnikçi bir toplum kurmaya, milliyetler devleti denir.
Milliyetler devleti, etnik yamalar devletidir. Ulusallaşma sürecinde büyük gelişme göstermiş ülkeler ve Türkiye için, ülkeyi değiştirmekten başka işe yaramaz.
21. yüzyılda feodalleşme, Osmanlı’nın ‘milletler sistemi’yle ileriye doğru atılabilecek tek bir adım yoktur. Atılacak her adım, Türkiye ve Ortadoğu bölgesinde Sevr ruhuna hizmet eder.”

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları