Radarda GörünmeyenNeymiş?Tek Adam Tasarısı

15 Ekim 2012 Pazartesi
\n\n\n

Genel kanı: Suriye tarafından gelip Türkiyeye düşen top mermileri, Suriyede ne oldukları belirsiz çapulcu takımının işi.

\n

Türkiyenin bu kanıyı kanıta dönüştürecek araçları var mı? Var...

\n

Örneğin, Türk Silahlı Kuvvetlerinin elindeki AN/TPQ-36 radarları, düşman topçu ve füze bataryalarının konumlarını tam otomatik belirleyebiliyor. Sistem yatayda 90 derece genişliğinde bir bölgeyi saniyede birkaç kere tarıyor, düşman füzelerini ve top mermilerini algılıyor, yörüngelerini hesaplayarak atış noktalarını bulana kadar izliyor. Saptadığı düşman topçu ve füze bataryalarının yerlerini operatöre görüntülüyor. Konum belirleme o denli hızlı ki, mermi veya füzenin vuruş noktası daha bunlar havada seyrederken belirleniyor.

\n

İki pilotumuzun ölümüne neden olan keşif uçağının düşürülmesi ne denli giz dolu ise Akçakaleye düşen top mermilerinin çıkış noktası da o denli kamuoyundan saklanıyor.

\n

Tıpkı, Rusyadan Suriyeye giderken Esenboğaya indirilen uçakta ne gibi malzemelerin olduğunun açıklanmadığı gibi.

\n

Neden her şey gizli, saklı? Neden herkes düşman?

\n

Sultanımız efendimizin gözünü kan bürüdü de ondan...

\n\n\n\n\n

Patronlar, küreselleşmedenen yeni oyunu pek sevmişlerdi. Büyük bunalım sonrası, işler değişmiş görünüyor.

\n

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersin Kalaycıoğlunun küreselleşmeye ilişkin eleştirileri, TÜSİADın dergisi Görüşte yayımlandı:

\n

Bir dönem romantik bir küreselleşme söylemiyle ortaya çıkan ulus-devletlerin yok olmakta olduğu savı da yanlışlanmış görünüyor.

\n

Piyasalar sınırlama olmadan küresel olarak çalışsa iyi olacak ama piyasaların mükemmel mekanizmalar olmadıkları ve zaman zaman çöktüklerine bir kez daha tanıklık ettik. Çöken piyasaların parçalarını toplayacak gücün ulus-devletler olduğunu bir kez daha gözlemledik. Mükemmellikten uzak piyasaların geliştiği nurlu küresel ufuklar hayal ederken daha uzun müddet insanlığın ürettiği zorlu sorunları uluslar ve onların devletleriyle çözmeye devam edeceğimizi de gördük.

\n

Günaydın, sabah şerifleriniz hayırlı olsun.

\n\n\n

ÜniversiteSempozyumu

\n

Dediğin...

\n\n\n

Vanda, konusu Said Nursi Eğitim Felsefesiolan Medresetüzzehra Sempozyumuyapıldı.

\n

Düzenleyenler Van Valiliği, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Akademik Araştırmalar Vakfı ve Risale Akademiydi. Sempozyumun Onursal Başkanı Van Valisi Münir Karaloğlu, Onursal Başkan Yardımcısı Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal.

\n

Katılımcılar arasında, TÜBİTAK Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Çengel ile birlikte birçok devlet üniversitelerindenprofesörunvanlı kişiler yer aldı.

\n

Sunulan bildirilerden kimilerinin başlıklarını sıralayalım:

\n

Medresetüzzehranın Çağdaş Bir Nur Okulu Olarak Tasavvuru”, “Mektep-Medrese-Zaviye Uyumu. Uygarlığı Doğuracak İklim: Medresetüzzehra”, “Mektep-Medrese-Tekke Ayrışması Karşısında Bediüzzamanın Eğitim Felsefesi”, “Medresetüzzehranın Lisansüstü Boyutu ve Kısa Vadede Gerçekleştirilebilecek Öneriler.

\n

Yakın geçmişteki Yüzüncü Yıl Üniversitesi operasyonu boşuna yapılmamış...

\n

Hem, üniversite sempozyumudediğin de böyle olur işte!

\n\n\n\n\n

Başkan babacı, tam bağımlı, piyasasever, ılımlı İslam federasyonunun bir başka adımı daha atılıyor. Büyükşehirlerin sınırlarını genişleten tasarı TBMMde.

\n

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydına tasarının anlamını sorduk:

\n

- Tasarı, federasyonun idari yapılanmasını mı kurguluyor?

\n

- Başkanlık sisteminin altyapısı oluşturuluyor diyebiliriz.

\n

- Tasarı ile başkanlık sistemini nasıl bağdaştırıyorsunuz?

\n

- Tasarı ile 29 kentte büyükşehir belediye başkanı üzerinden yetki kullanımı söz konusu. Şu anda valiler korunuyor, fakat bir süre sonra seçilmiş büyükşehir belediye başkanı ilin tamamına hizmet götürüyor olacak. Yakın süreçteArtık valiye de gerek yokdenecek ve büyükşehir belediye başkanı üzerinden illerin, bölgelerin yönetimi yapılandırılacak. Federalizm dediğiniz de böyle bir şey.

\n

- Yetki kullanımı genişletilerek yerel yönetimlere özgürlük tanınıyor diyebilir miyiz?

\n

- Tam tersine bu tasarıya merkezileşme ve otoriterleşme tanımı uygun düşer. İllerde, demokratik yapı il genel meclisidir. İl genel meclisini kaldırıyor, yerine valinin sevk ve idaresi altında bir yeni yapı oluşturuyor. Bu gösteriyor ki, burada yerelleşme yok. Ayrıca, tasarıyla her iki belediyeden biri kapatılıyor. Belediye kapatarak, 16 bin köyün tüzel kişiliğini kaldırarak bir yerelleşme sürecinden söz etmek mümkün mü? Bu tasarı, yetkiyi merkeze bağlayan otoriterleşme eğiliminin en açık göstergesidir.

\n

- Tasarı, iktidar karşısında muhalefeti de ezen bir yan taşıyor mu?

\n

- Tasarı ile seçim çevresi değişiklikleri de getiriliyor. Bu çerçeve içinde elbette AKP, siyasi rant oy hesabını çok somut bir biçimde yapıyor. Türkiyenin demokratikleşmesine katkı sağlamıyor. Türkiyeyi tek adam rejimine hazırlıyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

IMF Defteri 27 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları