Işıl Özgentürk
Işıl Özgentürk isilozgenturk@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Deprem de Yolda!

27 Mayıs 2014 Salı

İçime doğdu, ben bugünlerde bir deprem bekliyordum.
Nedeni
şu: Bize topluca bir ders gerek.
Yüzlerce AVM ve rezidans yapıp kendinizi pek bir beğendik.
Bir
kibirli olduk bir kibirli...
Vay benim AVM’lerim, rezidansların var!
Bana kim karşı
duracakmış şaşarım! İşte küçük bir deprem oldu, o kibirli halimizi şıp diye sildi.
Sanılmasın ki AVM’ler, rezidanslar hayat kurtaracak!
Şimdi hep birlikte aynaya bir bakalım.
Bugünlerde aynaya
bakmak bende alışkanlık haline geldi.
Çünkü aynalar yalan
söylemiyor ve çok acımasızlar.
Yağmur duasına çıkalım diyen Bülent Arınç’tan sonra, Şehircilik ve Çevre Bakanı İdris Güllüce de depremin Cenab-ı Hakk’ın bir uyarısı olduğunu söyledi ve “evleri kötü olanlar hızla kentsel dönüşüm olmalı ki, kurtulun” dedi. Alkışlar! Şimdi şu gerçeği hep birlikte görelim.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Acil Eylem Planı başlığı altında kentte boş alan olarak tutulması planlanan ve daha sonra yapılaşmaya açılan alanlar şöyle: Ali Sami Yen (Şişli), Anthill (Şişli), Starcity Outlet Center (Bahçelievler), Zaman Gazetesi (Bahçelievler), Meydan AVM (Bahçelievler), Sahilpark Veliefendi (Zeytinburnu), Ora AVM (Bayrampaşa), Forum İstanbul (Zeytinburnu), Kiptaş Ünalan Evleri (Üsküdar), Kiptaş Tuzla 2-3 Etap Konutları (Tuzla), DAP Royal Center (Maltepe), Kemalpark Evleri (Esenler), Çınar Olimpia Park Sitesi (Bağcılar) Ataköy Konutları (Bakırköy), Capacity AVM (Bakırköy), Ortaköy Ermeni Vakfı Arazisi (Beşiktaş).
Ne gördünüz? Anlaşılan bir deprem zamanında çadır kurulacak yerimiz bile yok!
Artık yıkılmazsa eğer AVM’leri işgal edip çadırları oraya kurarız. Ama bir sorun var: Bu AVM’lerdeki havalandırma yeterli olmaz, bu kez de oksijensizlikten usul usul ölürüz.
Hadi biraz düşünün.
Marmara depreminden sonra İstanbul’daki 752 mahalle ve 173 köye, içinde olası afette ihtiyaç duyulacak battaniye, çadır, ilkyardım ve kurtarma malzemeleri bulunan konteynırlar yerleştirilmişti. Her biri yaklaşık 20 bin dolar olan konteynırlarda afet sonrası ilk saatlerde yurttaşların kurtarma çalışmalarında kullanılacak 960 parça malzeme bulunuyordu. Bunlar toplanma alanlarında tutuluyordu. Şimdi neredeler. Yoklar… Evet, halkın afet anında toplanacağı afet alanları birer birer ranta açılınca, onlar da gitti.
Ben Kadıköy’de oturuyorum, Kuşdili Çayırı toplanma alanı ilan edilmiş, şimdi ne? Otopark olarak kullanılıyor. Neyse üstüne henüz bir AVM yapılmamış. Bu arada Büyükşehir Belediyesi’nin bir ekiple belirlediği bu toplanma alanlarını da gösteren “Afete Yönelik Acil Eylem Planı” ise yıllar önce belediyenin sitesinden kaldırılmış.
AKP hükümeti, defalarca kanıtladı ki, “insanların yaşam hakkı” diye bir hak onlar için yok. Ölen ölür kalan sağlar bizimdir” ve neredeyse “Eğer bizden değilse ölmesi iyi olmuştur diyerek, rant ekonomisine ve AVM yapımına devam etmektedir. İşin tuhafı, CHP belediyelerinin de AVM yapımına pek bir meraklı olmalarıdır. Herkesin gözü dönmüş, bir boş alan gördüklerinde hemen gözlerinin önünde bir AVM canlanıyor. Şimdi hakkını yemeyeyim, çok iyi bildiğim için söylüyorum, İstanbul’da Ataşehir Belediyesi bölgeyi biraz olsun rezidanslardan ve AVM’lerden kurtarmak için boş alanlara hemen bir park yapıyor. Belediye başkanı Battal İlgezdi’nin adı da “parkçı başkana” bu nedenle çıkmıştır. İyi bir lakap, umarız başka başkanlar da bu lakaba ulaşmak için çaba sarf ederler.
Bir deprem anında neler olabileceğini sıralamaya devam edersem herkesin moralini bozacağımı biliyorum. Sadece İstanbul’a uzak ve küçük bir depremde iletişimin ansızın kesilmesi, deprem anında koşmamak gerektiğini unutanların koşmaya başlaması, kendilerini pencerelerden atması durumun vahametini göstermeye yetiyor.

Not: Evet, sonunda geldi. Sevinçli bir haber Cannes Film Festivali’nden geldi. Nuri Bilge Ceylan’ın “Kış Uykusu” adlı filmi Altın Palmiye’yi kazandı. Nuri Bilge Ceylan’ı ve tüm ekibini kutlarım.

>İzmir Büromuzdan Emre Döker, ölümün kâbus gibi çöktüğü Elmadere köyünde öyle etkileyici fotoğraflar çekti ki, onları sizlerle paylaşmamak olmaz. Sevdiğim ressamlar biraz bekleyebilir. Ellerinde ayakkabı kutularıyla, derin bir sohbete dalmış bu çocuklar ne konuşuyor? Ölümü mü? Ayakkabı kutularının içinde sadece bir çift spor pabuç var. Avro’lar başkalarında.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları