Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kim Haklı, Kim Haksız
Yıllar önce bir davada tanıklık yapmak için ilk kez mahkeme salonuna girmiştim.
\nDaha içeri girer girmez mübaşirden “elini cebinden çıkar” diye bir fırça yemiştim. Mahkeme başkanının sorusuna cevap vermeye kalkıştığımda ise bu kez lafı uzattığım için azar işittim.
\nTanık olarak böyle bir haldeysem sanıkların hali ne olur diye o an düşünmüştüm.
\nAdalet böyle bir şey miydi?
\nKendisine belli bir yetki verilmiş kişilerin sizi azarlayabildiği, susturabildiği, konuşturabildiği bir tür askeri ortam mıydı mahkemeler?
\nYoksa kişilerin kendilerini en net biçimde ifade edebildiği, savunabildiği, böylelikle söz konusu uzlaşmazlığın çözüme kavuşturulabileceği yerler miydi?
\n***
\nTürkiye’de insanların birbirini “seni mahkemelerde süründürürüm” diye tehdit ettiğini çok duymuşsunuzdur.
\nSahiden de mahkeme, bir hakkın arandığı yer olmaktan çok yalnızca bir cezalandırma yeri gibi görülüyor.
\nNereden gelirse gelsin, hangi kökenden veya sınıftan olursa olsun yurttaşların kendisini güvende hissettiği bir yer olması gereken mahkeme, güven duyulmayan bir yere dönüşürse o toplum adil bir yönetime sahip değil demektir.
\nAnayasa Mahkemesi Başkanı’nın geçen günlerde, kuvvetler ayrılığı ilkesini vurgulayarak, yargının siyasetin baskısına boyun eğmeyeceğini söylemesi sanırım bu algıya karşı söylenmiş bir sözdür...
\nÇünkü iktidarlar size baskı uygulayabilir, onun emrindekiler kendi adamlarını size karşı kayırabilir. Toplumlar bütün bunlara boyun eğebilir. Ama haksızlığa uğradıklarında gittikleri son yer olan mahkemede de bu algıya sahip olurlarsa o toplumun düzeni bozulmuş demektir.
\n***
\nYargının siyasallaşması, aslında yargının yalnızca iktidardakilerden emir alması demek değil.
\nTürkiye’de yargı geçmişte de siyasi kararlar vermedi mi? Bir siyasi partinin gazete haberleriyle, internete konmuş duyumlarla kapatılma iddianamesi yazmakla, her muhalifi bir örgüte bağlayıp bütün suçları onlara yamamak arasında fazla fark yok.
\nYassıada Mahkemesi de, 12 Eylül mahkemeleri de mahkemeydi. Savunmalar yapılıyor, avukatlar bulunuyordu.
\nAma bu davaların hiçbiri genel kabul görmedi.
\nTürkiye’yi büyük bir çıkmaza ve aslında darbeye götürdüğü iddia olunan siyasiler daha sonra yeniden işbaşına geldiler, seçime girdiler, seçildiler, ülkeyi yeniden yönettiler.
\nYargı kararları böyle olunca, kişisel mali suçlardan yargılananlar bile kendilerine bir komplo kurulduğunu söyleyerek daha sonraki hayatlarına muteber işadamı olarak devam edebildiler.
\nBugün ister 12 Eylül’ü yargılayın, ister KCK örgütlenmesini, insanların kafasında soru işareti ve kuşku varsa sonuçlar yalnızca bir dönemin siyasi yapısını sürdürmeye yarar. Yani haklıyla haksızı birbirinden ayırmamızı sağlamaz.
\nKısacası, 30 yıl önce birilerini yargılayanlar 30 yıl sonra başkaları tarafından yargılanır ama toplum genel olarak hukukun üstünlüğü kavramına ve tarafsız yargıya inanmaz.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı