Mehmet Ali Güller

Finans kapital partisi: AKP

20 Ağustos 2022 Cumartesi

AKP bir halk partisi değildir, mali sermaye (finans kapital) partisidir. Yani AKP fiilen kapitalizmin en sömürücü kanadının siyasetteki temsilcisidir. 

14 Ekim 2021’de bu köşede, “Mali sermaye partisi: AKP” başlığıyla konuyu incelemiştik. Önceki gün Merkez Bankası’nın politika faizini bir puan daha düşürerek 13’e indirmesiyle, AKP’nin bu özelliği daha da netleşti.

KUR KORUMALI MEVDUAT SOYGUNU

AKP’nin kur korumalı mevduat projesi, pratikte Hazine’den bankacılık sistemine para transferiydi. Yüzde 17 faiz getirili sistem özetle şöyleydi: Parası olan bankaya para yatıracak, o paraya yüzde 14 faizi banka, kalan yüzde 3’ü Hazine verecekti. Eğer dövizin yükselişi bunun üzerindeyse o fark da Hazine’den ödenecekti. 

Hazine kim? Hazine’nin esas omurgasını “ücretli çalışanlar” oluşturuyor. Ücretli çalışanların da yarısı asgari ücretli. Yani bankaya yatıracak parası olanın faizini, bankaya yatıracak parası olmayan ödüyor özetle. Robin Hood’un fakirden alıp zengine vermesi kısaca...

Saray faizi bir puan düşürünce kur korumalı mevduatta tablo şöyle olacak: Bankanın vereceği faiz 14’ten 13’e düşecek, ücretli çalışanın vergisiyle oluşan Hazine’nin ekleyeceği faiz 3’ten 4’e yükselecek. Yani Hazine’den para transferi artacak.

13’LE PARA TOPLA, 40’LA SAT

Mali sermaye (finans kapital), yani bankalar sadece böyle mi kazanıyor? Hayır. 

Asıl vurgun şöyle işliyor: Bankalar AKP’nin kur korumalı mevduat kıyağıyla, ağırlıklı olarak orta sınıftan paraları yüzde 13 faizle topluyor. Sonra o paraları sanayiciye yüzde 40-45 faizle kredi olarak veriyor. Aradaki farkla da bankalar, yani mali sermaye, daha da büyüyor. 

Bu arada bankalar yurtdışından, Londra’dan, New York’tan kredi alıp Türk sanayicisine yine yüksek faizle veriyor. Böylece Türkiye’deki bankacılığın topladığı sermaye, fiilen uluslararası sermayeye kazanca dönüşüyor. Nitekim Türkiye bankacılık sektörünün yarısından fazlası artık yabancı.

Dolayısıyla AKP’nin ekonomi-politiği, bankacılığı, New York bankerlerini, Londra tefecilerini beslemiş oluyor.

BANKALAR KÂR REKORU KIRIYOR

Sayılarla anlatalım: Şu anda bankacılık sektörünün yaklaşık 3.3 trilyon liralık “TL mevduatı” var. Bunun yaklaşık yüzde 36’sı AKP’nin kur korumalı mevduatlarından oluşuyor. Yani 1 trilyon liradan fazlası. Dolayısıyla bu büyüklükteki paraya faizi Hazine, yani ücretli çalışanlar ödüyor. 

Bankaların ise ağzı kulaklarında. Kârlılık rekoru üstüne rekor kırıyorlar. Bankalar birleşip parti kursa AKP’nin kazandırdığından daha fazlasını kazandıramaz!

Kur korumalı mevduatın ilan edildiği 21 Aralık 2021’den 18 Ağustos 2022’ye kadar olan dönemde sınai endeksi yüzde 42, BIST100 yüzde 58 artarken bankacılık endeksi yüzde 82 yükselmiş (Yalçın Karatepe, “İktidar kimi sübvanse ediyor?”, BirGün, 19.8.2022).

Bankacılık ve Düzenleme Kurumu’nun (BDDK) açıklamasına göre bankalar kur korumalı mevduat ile kârlarını katlıyor: 

Örneğin “Bankacılık sektörü net kârı nisan ayı sonu itibarıyla, geçen yılın aynı ayına göre yaklaşık 5’e katlanarak 98.2 milyar TL oldu. Geçen yıl bankaların net karı 20.7 milyar TL idi.” (Dünya, 3.6.2022). 

Örneğin “bankacılık sektörünün haziran sonu itibarıyla ilk altı ay dönem net kârı 169 milyar 145 milyon lira oldu”. (Cumhuriyet, 4.8.2022)

ASGARİ ÜCRETLİDEN SANAYİCİYE HERKES KAYBEDİYOR

Kısacası, AKP ile bankalar yani mali sermaye / finans kapital çok mutlu. Finans kapital kârına bakar; parlamenter rejim yıkılmış mı, tek adam rejimi mi var, eğitim imam hatipleşmiş mi, pazarda domates kaç lira olmuş, işçi ücreti ne kadar yükselmiş, işsizlik artmış mı, umurunda olmaz...

Sonuç olarak finans kapital ve onun siyasi temsilcisi AKP karşısında, asgari ücretliden sanayiciye kadar tüm sınıflar kaybediyor. Kuşkusuz en çok kaybeden en alttakiler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Esad’ın analizi 25 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları