Mehmet Ali Güller

Göç sorununa çözüm: Türkiye-Suriye Ortak Ekonomi Alanı

09 Ağustos 2021 Pazartesi

AKP hükümetinin İhvancı dış politikası sonucu ülkemizde bulunan resmi 3.6, gayri resmi 5 milyon Suriyeli sorunu nasıl çözülecek? 

İktidarın -en azından bir kısmını bile- gönderme niyeti yok. Tersine Erdoğan, “Finansını iyi yönettiğimiz için alıyoruz, finansını iyi yönetmeye devam ederek daha da alacağız” diyor. 

Açık ki iktidar açısından göçmen, finansal bakımdan iki yönlü öneme sahip: Birincisi ucuz işgücü olarak, ikincisi de Türkiye’yi tampon ülke yapıp karşılığında AB fonları, Batı kredi ve borcu alarak.

AKP’li Yasin Aktay’ın ve Mehmet Özhaseki’nin “Suriyelileri gönderirsek ekonomi çöker” özetli çıkışları, hiç kuşkusuz gerçeğin bir yönüne, bu finans yönüne işaret ediyordu. Yaklaşık 1 milyon Suriyelinin ucuz işgücü olarak asgari ücretin altında çalıştığı şartlar, egemen sınıfın ve o sınıfın siyasi temsilcisi olan AKP’nin işine geliyor. Dahası bunu zam isteyen sendikalı işçilere karşı kullanıyorlar. 

SURİYELİLERİ İKNA SORUNU

Baştaki soruya dönersek: 5 milyon Suriyeli sorunu nasıl çözülecek? Üstelik kapıda Afgan göçmen sorunu da var... 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere kimi muhalefet liderleri, haklı olarak “Ankara-Şam anlaşması” gerektiğini belirtiyorlar. Biz de öyle düşünüyoruz. Çünkü o anlaşma, en azından yeni Suriyeli gelişlerini durduracaktır. 

Fakat temel sorun şu: Mevcut Suriyeliler nasıl gönderilecek? Zorla sınır dışı uluslararası hukuk bakımından uygulanabilir değil. Mevcut Suriyelilerin en azından bir bölümünü ikna ederek ülkelerine gönderme dışında bir şansımız yok. 

Peki, İstanbul’a, Ankara’ya, İzmir’e gelip yerleşmiş, iyi kötü iş bulmuş, ev tutmuş, burada doğan çocuğu burada okula bile yazılmış Suriyelileri geri dönüşe nasıl ikna edeceğiz?

İstanbul’daki, Ankara’daki Suriyeli, sırf Ankara ile Şam nihayet barıştı diyerek Hama’ya, Humus’a döner mi?

SURİYELİLERİ İKNA PROJESİ

Evet, Ankara mutlaka Şam’la anlaşmalı. Ama nasıl anlaşmalı? Önerim şu: 

Ankara Şam’la şu hedefle anlaşmalı: Türkiye’nin Suriye’ye komşu bölgesi ile Suriye’nin Türkiye’ye komşu bölgesi bir “ortak ekonomi alanı”na ya da “ekonomik işbirliği bölgesi”ne dönüştürülmeli.

Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP), bu proje için geliştirilmeli ve Türkiye-Suriye sınır bölgesinde, her iki sınırdan kabaca 100 km derinlikte olmak üzere toplam 200 km eninde bir alan, endüstriyel tarım merkezli ama içinde çeşitli noktalarda organize sanayi bölgelerinin de olduğu, zamanla birkaç teknopark da içerecek şekilde geniş bir ekonomik alana dönüştürülmeli... 

Bu hem Türkiye’nin güneydoğusunu hem de Suriye’nin kuzeyini kalkındıracak bir hamle olacaktır. 

Türkiye, Suriye’nin kuzeyinin imarında rol alacak, yeni konutlarla bu geniş bölgeyi geri dönüşe hazırlayacaktır. 

Kısacası, İstanbul’daki, Ankara’daki, İzmir’deki Suriyeli, ülkesinde barınma ve iş sorununun çözüldüğünü gördükçe, geri dönüşe ikna edilebilecektir. 

TÜRKİYE’NİN HÜKÜMET SORUNU

Fakat bunun için de yapılması gerekenler var elbette: AKP hükümetinin “Esad’la barışma” ihtimali hâlâ pek olası görünmüyor. Türkiye’nin öncelikle komşusuyla yeniden barışacak bir iktidara ihtiyacı var!

İktidar, Esad yönetimini yıkamayacağını en sonunda gördü ama hâlâ İdlib üzerinden bir nüfuz alanı siyaseti izliyor. Şartlar oluştuğunda ya da mecbur bıraktığında, Suriye’nin kuzeybatısındaki ÖSO bölgesini, Suriye’nin kuzeydoğusundaki YPG bölgesine karşılık ABD’yle pazarlık yapabileceği bir kart olarak görüyor. 

Kuşkusuz, Esad’ı yıkma hedefi gibi bu da tutmayacak bir hedef. Ancak bu hedef sürdükçe, mevcut Suriyelilerin en azından bir bölümünü gönderme şansını yitirdiğimiz gibi, yenilerinin de gelmesinin önü açılmış oluyor.

O nedenle Türkiye’nin öncelikle AKP iktidarından kurtulma sorunu var.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları