Diriliş: Engizisyon
Mine G. Kırıkkanat
Son Köşe Yazıları

Diriliş: Engizisyon

12.07.2020 07:00
Güncellenme:
Takip Et:

Paris’in on ikinci bucağında, garip bir kitapçıydı. İçi, Joe Dante’nin unutulmaz Gremlinler filminde, canavarlar doğuran o sevimli hayvancığın satın alındığı çerçi dükkânını andırıyordu. Üstelik sahibi, filmdeki gibi Çinli, ancak yaşlı bir erkek değil de genç ve güzel bir hanımdı.

Çoğu ezoterik inançlara ilişkin eski kitapları karıştırırken, Henri Boguet imzalı ve Büyücülüğün İğrenç Söylemi başlıklı tarihi bir yapıt buldum. Büyücü küfürleri, sihirli formüller falan yazılı sandığım kitabı; ne olur ne olmaz, bir gün işime yarar, korkutucu küfürler savurabilirim, bakarsın tutar ve sevmediğim birkaç kişiyi çarpabilirim umuduyla aldım. Hemen oracıktaki Kızıl Baron’a sığınıp okumaya başladım.

Le Baron Rouge, Paris’in en eski meyhanelerinden biridir. Tıpkı 19. yüzyıldaki gibi üst üste dizili şarap fıçıları süs değildir. Mahalle sakinleri Kızıl Baron’dan şarap almak için boş şişeleriyle gelir, şişelerin istedikleri fıçıdan doldurulmasını beklerken de tezgâhta iki tek atarlar. Kızıl Baron’un hem mahzen yanını seviyordum hem de büyücü küfürleri öğrenmek için ideal ortam olduğunu düşünüyordum.

Meğer yanılmışım.

Mahzende başlayıp evde sabaha karşı bitirdiğim kitap hiç de eğlenceli değildi. Kapağını kapattığımda, “iğrenç söylem”in yazarın kendisine ait ve zavallı büyücülerin ne kadar zararsız, ne kadar talihsiz olduklarını anlamıştım.

Ekmek teknesi olarak şeytan

Fransa’nın geç dönem engizisyon tarihine “Dehşet Çakıcı” diye geçen Henri Boguet; zamanın teoloji hukukunda “demonolog” diye anılan “şeytan işi uzmanı”, mahkemelerin akıl danıştığı pek saygın bir yargıçtı. 1596 ile 1616 yılları arasında Bourgogne bölgesinde ağır ceza mahkemesi başkanlığı yaparken pek çok masumu büyücü diye önce kemiklerini kırdırmış, sonra yakarak idam ettirmişti. Saçtığı dehşet öylesine büyüktü ki idam sayısıyla orantısız bir abartmayla “Bin beş yüz infazlı yargıç” diye anılır olmuştu. Tarihçi Michelet, bu sadistten “Başka hiçbir yargıç böylesine kıyıcı olmadı. Boguet’nin adalet dağıttığı bölgede insan kalmadı” diye söz ediyordu.

Henri Boguet’nin ekmek teknesi şeytandı. Şeytanın emrinde büyücülük yapmakla suçladığı insanların işkence altında verdikleri ifadelerden, “şeytan ve büyücülükle mücadele” konulu üç kitap yazmıştı. İşte bunlardan biriydi benim okuduğum ve ilk baskısı 1602 yılında yapılmış; ancak korkunç yargıç ölünce, saldığı namdan utanç duyan ailesi piyasadan toplayabildikleri tüm kitaplarını yakmıştı. Dinsel sapkın diye tanımladığı kurbanları üzerine yazdığı sözümona incelemelerden bizzat cinsel sapık olduğu anlaşılan Boguet için mahkûmların her davranışı şeytani bir suçtu. İşkence altındaki insanların iniltilerini şeytanın sesi, bayılma ya da ölüm öncesi sessizliklerini “şeytanın suskunluğu” diye tanımlıyordu.

Irkçılığın temeli dincilik

Fakat okuduğum kitabından, dinsel sapkınlığa ilişkin başka kaynaktan öğrenemeyeceğim çok şey öğrendim. Örneğin Avrupa tarihinde İslamiyet sembolü ve bizim bayrağımızı da süsleyen “hilal” biçimi ay, meğer şeytanın boynuzlarını simgelermiş! Başka bir deyişle bugün ırkçılık dediğimiz yabancı düşmanlığının temeli, aslında dincilikte yatıyor...

Engizisyon jargonunda “kıç öpmek” adeti de şeytana tapınmakmış. Çünkü “arka yüz” diye anılan insan kaidesi, meğer şeytanın çehresiymiş!

Günümüzde kimlerin, kimlerin kaidelerini öptüğüne bakınca, doğrusu bu varsayım, pek de yanlış sayılmaz.

Zaten cadı avı da bitmedi, hatta yaşamaktan çok ayakta kalmaya çalıştığımız 21. yüzyılda küresel ivme kazandı, çok daha büyük çapta sürüyor. Eski ABD Başkanı George W.Bush’un 2002’de sözde kitlesel imha silahı üreten ve terörü destekleyen ülkeleri “şeytan ekseni” tanımıyla hedef alması, engizisyon jargonu değil miydi? IŞİD’in “şeytana tapan kâfirler” diye katlettiği Iraklı Yezidiler, çağdaş engizisyon kurbanı değiller mi?

Modern engizisyon

Fanatik Katoliklerin Yahudileri, papaya biat etmeyen öteki Hıristiyanları ve özellikle kadim kültürleri yaşatan sağlıkçı kadınları hedef aldığı toplu katliam dönemi engizisyon, bin yıla yayılan ortaçağın beş yüz yılını kapsadı ve işkence edilen, yakılarak öldürülen kurban sayısı iki yüz bini aşmadı.

Oysa Hırıstiyan/Yahudi dünya ile zaten mezheplerin çatıştığı İslam âlemini karşı karşıya getiren adı konulmamış din savaşlarının başlayıp sürdüğü son yirmi yılda, birbirini şeytana tapmakla suçlayan milyonlarca insan katledildi!

Engizisyon mantığının yargı esası aynı kaldı, infaz usulü değişti. Bir yanda Tanrı ya da Allah’ın vekili egemenler, öte yanda egemene biat etmeyen cadılar, sabit esası oluşturuyor. İnfaz geleneksel ise doğrudan katlediliyor, modern ise zindanlarda çürütülüyorlar.

Çağdaş cadıların mahkûm edilmesi için egemen güçten değişik deri renginde ya da iktidara muhalif olması bile yetiyor.

Muktedire gözünün üstünde kaşın var diyen, enkizitör yargısı tarafından herhangi bir terör örgütüne yamanıp hapsi boyluyor.

Terör örgütleri de zaten bilirsiniz, ya şeytana tapar ya da şeytanla işbirliği yapar!

Türkiye’de tutuklu pek çok muhalif ve gazeteci de böylece, Diriliş’te Ertuğrul’u beklerken engizisyonun çıkageldiği cadı avının masum kurbanları oluyorlar.

Yazarın Son Yazıları

Yangın önlemek mi, keriz silkelemek mi?

Turizm, Türkiye’nin en önemli gelir kaynaklarından biri.

Devamını Oku
09.11.2025
Panik atak mı, panik aşk mı?

Kırk yaş, rastgele bir yaş değildir.

Devamını Oku
02.11.2025
İster zart, ister zurt, illaki zort

Dünyada pek çok devlet ve yönetim biçimi vardır.

Devamını Oku
26.10.2025
Yılanların yalanı

Türkiye’nin yalanları, tarihi kadar uzun, kalın ve kuyrukludur.

Devamını Oku
19.10.2025
Hayaller Riviera, gerçekler Gazze

ABD’nin en hafif deyimle en tuhaf başkanı Trump’ın Gazze’ye ilişkin bir projesi var.

Devamını Oku
12.10.2025
Siter yalha züdü çekger dirmi?

Çocukken çok sevdiğim bir oyun vardı. Belki siz de oynamışsınızdır...

Devamını Oku
05.10.2025
Al saat ver saat

Makronezya müstebiti Valdemir Potin’in ricası üzerine Mikronezya’yı barışçıl amaçlarla işgal eden 100 bin Çinli askeri doyurmak kolay değildi.

Devamını Oku
04.10.2025
Bir muhtarın çığlığı

11 Eylül 2025 tarihinde Kadıköy ilçesindeki Caferağa Mahallesi’nin kalbindeki tek mazbut (tahrip edilmemiş alan), Ali Oğlu Hüseyin Vakfı’na ait 12 dönümlük arsa için bir ihale düzenlendi.

Devamını Oku
28.09.2025
Hatırla sevgili, o makus tarifi

100 bin Çinlinin 100 bin nüfuslu Mikronezya adasını işgali, iştah ve sefayla sürüyordu.

Devamını Oku
27.09.2025
Eğriliğin ederi, doğruluğun bedeli

Dünyanın tüm kedileri aynı dili konuşur, aynı tınılarda hırlar ve miyavlarlar.

Devamını Oku
21.09.2025
Kayyum devşirme

12 Haziran 2011 genel seçimleri, Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP genel başkanı olarak girdiği ikinci, oy kullanabildiği ilk seçimdi.

Devamını Oku
14.09.2025
Sal gideyim, salla geleyim

Yalnız ve güzel ada Mikronezya’nın uyuşuk ahalisi, her şeye alıştığı gibi savaşsız gerçekleşen Çin işgaline de alışmış, minnak adayı nüfusu kadar işgalciyle paylaşmayı da kabullenmişti.

Devamını Oku
13.09.2025
Hayaller dolgun fon, gerçekler yırtık don

Güzel bir Kafkas atasözüdür: “Yükseklerde ne eserse alçaklarda onu toplarsın.”

Devamını Oku
07.09.2025
Belirsizliğe doğru

Joseph Ignace Guillotin, 1738 ile 1814 yılları arasında yaşamış bir doktor; Paris Tıp Enstitüsü’nde anatomi dersleri veren bir hocaydı.

Devamını Oku
31.08.2025
Yarım insan hakları

Mısır, nüfus çoğunluğu Müslüman bir ülkedir.

Devamını Oku
24.08.2025
我们身后还有十五亿

Çin’in Mikronezya’yı sessizce işgali Makronezya müstebiti Valdemir Potin hariç, Ezya arşipelindeki tüm istibdatları heyecana gark etmiş ve hatta okyanus ötesi kıtaları da zıplatmıştı.

Devamını Oku
23.08.2025
Bir vasiyetin ağırlığı

“Toplum olarak fikirdüşünce gelişmesi ve vicdan bilinçlenmesi gibi nimetlerden yoksun kalmışlığımızın iki sorumlusu vardır...

Devamını Oku
17.08.2025
Çin işi, asker dişi

Mikronezya ile Yutania’nın şöyle ağız tadıyla bir türlü kapışamayan ordularının sahillerde pineklediği bir sabah; olan oldu.

Devamını Oku
16.08.2025
İsyan hakkı

İnsanlar niçin anneye, babaya, düzene isyan ederler?

Devamını Oku
10.08.2025
Yanık toprak taktiği

Türkiye, artık ağır yaralı bir ülke.

Devamını Oku
03.08.2025
Satamam derdimi kimseye

Mikronezya’nın Yutania ile nihai kapışması beklenirken Ulu Çoban Muktedir Makropiç’in de askeri ve sivil ahalinin moralini elbette yüksek tutması gerekiyordu.

Devamını Oku
02.08.2025
Patria Nostra’dan Madara Mostra’ya

Hani karşınızda biri limon yer, sizin damağınız kamaşır.

Devamını Oku
27.07.2025
Emekli açlık, emeksiz tokluk

Köyde doğdum. Lise bitene kadar kara lastik ayakkabı giydim. Devlet yurdunda tıkış tıkış vaziyette üniversiteyi bitirebildim...

Devamını Oku
20.07.2025
Son dilek, yok çörek

Mikronezya ve Yutania’nın yaz sıcağında çöle dönüşen kumsallarında düşman beklerken sivrisinek avlayan, sevdiklerinden aylardır uzak kalan askerler, depresyona giriyorlardı.

Devamını Oku
19.07.2025
Yüreğimiz sızlar, ciğerimiz yanarken...

Canlılar arasında bir canlı türü olan insanın, ait olduğu memeliler sınıfındaki diğerlerinden tek üstünlüğü, beyinsel yeteneğidir.

Devamını Oku
13.07.2025
Dar sahada kısa paslaşma

Mikron ordusu kıyıda düşman beklerken, Betonit Saray’da işler çığrından çıkmıştı. Olası savaş masrafları boyuna yoksul halkın sırtına bindiriliyor; savaş korkusu ise Kel Tepe’deki ayrıcalıklı nüfusun cima furyasını kamçılıyordu. Sarayın CİA danışmanı Frozen Goldstein, donuk zekâsına karşın epeyce ateşli bir çapkındı. Güzeller güzeli karısı Frambuaz ise başlangıçta dini bütün bir Yolcu ve erdemli bir kadındı. Ama kocasının ihanetlerini öğrenince yoldan çıkmış; “göze göz dişe diş” deyip o da cima havuzuna atlamıştı.

Devamını Oku
07.07.2025
Diyanet’in yol harcı, teğmenlerin ihracı

Tuzla Piyade Okulu’nda 10 Kasım 2023’te Atatürk’ü anma etkinlikleri için son hazırlıklar yapılıyordu.

Devamını Oku
06.07.2025
Saçma sapan bir savaş mıydı?

Saçma sapan bir savaş mıydı? İ srail’in suikast saldırıları, İran’ın Demir Kubbe’yi delen füzeleri, ABD’nin İran’ı bombardımanı, yıkılan binalar, insan kayıpları ve pek de anlam verilemeyen bir savaş daha tavsadıktan sonra ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth dünyaya açıkladı: “Biz bu saldırılara aylardır hazırlanıyoruz…”

Devamını Oku
29.06.2025
Suratın tatlısı, limonun ekşisi

Mikronezya adasının Yutania’ya bakan kıyı şeridinde, askeri karargâh dışında bir sivil yaşam belirtisi de vardı...

Devamını Oku
28.06.2025
Sarı Paşa ve Türk Mucizesi

Vakit dardı. Kütahya mücadelesi sonrası, Yunan ordusu var gücüyle saldırıya geçecekti.

Devamını Oku
22.06.2025
Felekten bir gece, adını hece hece

Bolluk ve mutluluk istibdatı Yutania adasında, herkes seferberlik öncesi günleri özlüyordu.

Devamını Oku
21.06.2025
Organize işler

Antik Yunan tarihinin “Sokrates öncesi” diye anılan ilk filozofları, sayıları 23’e ulaşan bir düşünür topluluğuydu.

Devamını Oku
15.06.2025
Doğal cennetten parasal cinnete: Türkiye

Jeolojik olarak yaklaşık 300 milyon yıl önce oluşan ve şairin dediği gibi Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan Anadolu, birçok ilkleri barındıran bir coğrafya olmasının yanı sıra çok çeşitli bitki ve hayvana da ev sahipliği yapar.

Devamını Oku
08.06.2025
Yalan patolojik, savaş psikolojik (2)

Dünyada halen “iftira yoluyla algı operatörlüğü” yapan pek çok hükümet ve istihbarat kurumu, Edgar Hoover’ın yasadışı COINTELPRO yöntemlerini izliyor.

Devamını Oku
01.06.2025
Yalan patalojik, savaş psikolojik

İster muktedir olsun ister muhalif, tüm politikacıların yalan söylemesine dünya halkları da alışıktır, biz de epeyce idmanlıyız.

Devamını Oku
25.05.2025
Konuşmayan bizden değildir

Savaşmak için toplanıp savaşmaya koşullanan ama küçük muharebelerle yetinip topyekûn saldırıya geçemeyen tüm ordular gibi, vatanla ada karışımı “vadan” kıyılarında pinekleyen Mikron ordusuna da sıkıntı çökmüştü.

Devamını Oku
24.05.2025
Osmanlı’dan Osmancık’a

Türkiye’nin müzelerini gezmeye başladığım 1970’li yılların başında, Yunan ve Roma döneminden günümüze kalan erkek heykellerindeki sistematik bir eksiklik dikkatimi çekerdi.

Devamını Oku
18.05.2025
Ölen ölür, kalan yatar

Aylardır teyakkuz halindeki Mikron ve Yutan orduları ada sahillerinde pineklerden; dağına taşına kireçle “Vadana canım feda” yazdıkları vatan ile ada karışımı topraklarda, insanlar eceliyle ölmeyi sürdürüyordu.

Devamını Oku
17.05.2025
Yeniden iki bloklu dünya

Yeniden iki bloklu dünya

Devamını Oku
11.05.2025
Vadan uğruna casus feda

Vadan uğruna casus feda

Devamını Oku
10.05.2025