Kemal Bey’in kararı!

30 Mayıs 2023 Salı

Seçim sonuçlarının bütün partilere göre irdelenecek, ders alınacak yanları var. 21 yıldır her türlü hukuksuzluğu, şantajı, montajı da kullanarak iktidarda kalan Erdoğan’a karşı güçlü bir ittifak oluşturan Kılıçdaroğlu millete vaat ettiği baharı getiremedi.

Bahar, başka bahara kaldı.

Erdoğan gözünü Mart 2024’te yapılacak yerel seçimlere dikti. Önceki gece seçim çalışmasını başlattı.

CHP’nin de hızla nasıl devam edeceğine karar vermesi gerekiyor. Bunu yaparken 2023 seçimlerinden alınacak dersler ve bu derslere dayalı çizilecek strateji büyük önem taşıyor.

Kılıçdaroğlu’nun 28 Mayıs gecesi ilk açıklaması seçimlere ilişkin derin bir sorgulamanın yapılmayacağını gösteriyor. Öyle anlaşılıyor ki iç değerlendirme şöyle:

Çok başarılı bir kampanya döneminin ardından, elde olmayan olumsuz koşullar nedeniyle bizim değil, Erdoğan’ın kazandığı!

***

CHP’nin önceki Genel Başkanı Deniz Baykal’ı Cumhuriyet’in Ankara Temsilciliği ve köşe yazarlığı sorumluluğum çerçevesinde uzun yıllar izledim. Karşılıklı bir güven oluşmuştu. Gündemdeki bir konuya ilişkin demeç almak üzere aradığımda önce benim düşüncelerimi sorardı. Onun bakışını tahmin eder, bunu dikkate alarak konuşurdum. “Bu söylediklerinin üzerine şu cümleleri de ekle. Bunların hepsi benim görüşüm” derdi. Cumhuriyet’e sevgi ve saygı duyar, çok da kızardı. SHP döneminde Erdal İnönü’ye karşı genel başkanlık yarışını kaybetmesinin önemli nedeninin Cumhuriyet olduğunu söyler, “Hep İnönü’yü tuttunuz” derdi. 1999’da CHP baraj altı kalınca Cumhuriyet’in yeterince destek vermemesine dikkat çekip dokundurmuştu.

Buna karşın o günlerde CHP’ye ilişkin bir yazımda şu cümleleri anımsıyorum:

“CHP’de aktif siyaset yapanlar dört gruba ayrılıyor. Öz Baykalcılar, ezeli Baykalcılar, Baykal sempatizanları, Baykalcı olunarak yönetimde kalınır diyenler...”

O günlerde Deniz Bey’in çevresindekiler bu yazımıza kızmışlardı ama “Öyle değil” de diyememişlerdi.

Bugüne gelirsek... Cumhuriyet, hiçbir partinin yayın organı değil. Bugünkü iktidarın ekonomiden hukuka yarattığı bir dizi sorun karşısında Kılıçdaroğlu’nun öncülüğünde oluşan seçeneği gazetenin tüm yazarları gibi biz de çıkış yolu olarak gördük.

Bundan sonra nasıl yürüneceğine ilişkin tartışmayı ise olabildiğince sağlıklı ve önyargısız yapmak gerekiyor.

***

CHP bugüne dek ayakta kalmışsa, parlamento dışında kaldığı dönemde bile yeniden toparlanmışsa bunda tarihsel gücünün ve tartışma kültürünün büyük payı vardır.

CHP’nin en zorlandığı, yayın organlarının kapatıldığı, her türlü tehdide uğradığı 1950-60 arasındaki dönemde olağanlar dışında, olağanüstü kurultay sayısı dörttür. Bu kurultayların en kısası beş gün sürmüştür.

AKP de tıpkı benzerleri gibi iktidardan düşünce dağılıp gidecek. Ama CHP varlığını sürdürecek.

Kemal Bey’in çalışkanlığı, sabrı, azmi, kararlılığı herkesin takdirini topladı. Kemal Bey, Türkiye’de hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesini yürekten istedi. Kemal Bey, Ergenekon sürecinden atılan akademisyenlere kadar tüm hak arayanların yanında oldu.

Ancak seçim kazanılamadı.

“Geliyor gelmekte olan” dendi. Olmadı... Bunun neden olmadığını sorgulamadan “Yürümeye devam edeceğim” derseniz sloganınız şu mu olacak:

Yürüyor, yürümekte olan!

Türkiye 3-5 seçimlik ülke değil. Bu günler aşılır. Asıl olan, nasıl aşılacağını iyi tartışmak.

Hiçbir mazeret başarının yerini tutamaz!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

ABD gezisi iptal gibi! 25 Nisan 2024
ABD ile Hamas gerilimi! 24 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları