Tarkan’ın çığ-lığı!

22 Şubat 2022 Salı

Sevgili Nilgün Cerrahoğlu, pazar günkü yazısında 1990’lı yıllarda yaptığı o güzelim röportajlara gönderme yaptı. Şubat 1995’te Tarkan’la yaptığı röportajdan söz etti. O günlerde yeni parlayan Tarkan’ı Cerrahoğlu’ndan önce, annesi keşfetmiş. Tarkan röportajda ileriye dönük hedeflerinden söz ederken Sting hayranı olduğunu, onun gibi ilerlemek istediğini söylemiş.

Sting, 1980’li yıllardan itibaren dünyanın bugünlerini gördü, ciddi bir mücadeleye girişti. 1987’de eşi Trudie Styler ile birlikte başta Amazonlar olmak üzere dünyanın akciğeri yağmur ormanlarının korunması için vakıf kurdu. 

1989’da Amazonlar’a gittiğimde kıyımı yerinde görmüş, dünyanın geleceği için endişelenmiştim. Altın madencileri dakikada 250 metrekare ormanı yok ediyordu. O yıllarda Sting, büyük desteklerin yanı sıra ciddi tehditler de almıştı.

Cerrahoğlu’nun da vurguladığı gibi Tarkan, hedefini adım adım geliştirdi. Anadolu’nun neresinde bir çevre kıyımı olsa karşı çıktı, mücadele edenlere destek verdi.

***

Tarkan’ın “Geççek” şarkısı, sözlerinden klip oyuncularına kadar pek çok yönüyle konuşuldu. Şarkının müzik eleştirmenlerini ilgilendiren yanı ayrı. Ancak toplumdaki etkisi tartışılmaz. Onu eleştirenlerin hatta hakaret edenlerin sayısının çok olması bunun başlıca göstergesi. 

İki şey bütün dünya insanlarının ortak dilidir:

Müzik ve gülümsemek…

İki insan arasındaki en kısa mesafe olan gülümsemek, toplumsal olarak zor bulduğumuz bir şey. Bereket toplum mizahını yitirmedi ama siyaset yitirdi. Siyaset yitirince sanat da mizahını büyük ölçüde yitirdi. Hâlâ görevdeki bir başbakanın kendisine ilişkin eleştirilerle dolu bir oyunun galasına geldiği günler artık yok. 

Klasik bir ikilem vardır:

Sanat sanat için midir, sanat halk için midir?

Artık bu soru da geride kaldı. Durum şu:

Sanat iktidar içindir!

Toplumu meslekler açısından lime lime eden iktidar, sanatçıları da böldü. Yanında olanlar ve karşısında olanlar!

Yüzlerce yıllık ortak tarihimizden kendisine diriliş çıkarıyor, ülkemizin bugünlere gelişinin temellerine “eski Türkiye” diyor. Bunu da kendi sanatçılarıyla toplumun tabanına kabul ettirmeye girişiyor.

Tarkan’ın böyle bir ortamda müziğin gücünü kullanarak ortaya çıkışı büyük karşılık buldu. Halk arasında sık kullanılan güncel nakaratlardan bazıları şunlar:

- Yeter artık…

- Bıktık bıktık…

- Silkeleyin şunları gitsinler…

- Elim kırılsaydı…

- Çöktüler üstümüze…

- Bu da geçer de delip geçer…

- Gittikleri gün kurban keseceğim…

Aslında bunların her biri şarkı adı olabilecek yaygınlıkta. Tarkan’ın yarattığı büyük bir şey yok, Halk arasında konuşulanları, halkın beklentilerini söze dökmüş, buna bir de kendine has hareketlilik eklemiş, üstüne en çok kullanılan halk dansı figürünü koymuş, o kadar.

***

Çığ, doğanın felaketle sonuçlanabilen üretimlerinden biri. Çıplak, eğimli arazide kar yağıp donduğunda, üstüne bir kar daha yağar yumuşak bir katman oluşursa  tehlikeli! Böyle bir anda küçük bir kıpırtı, bir ses minik bir kar kümesini hareketlendirir, yuvarlandıkça büyür, çığa dönüşür.

Tarkan bir çığlık attı, bir hareketlilik yarattı.

İnsanların içindeki büyük beklentiyi sese dönüştürdü.

Ey iktidar sahipleri…

Bu çığlığı dikkate almayıp kesmeye kalkarsanız…

Çığlık atanı susturmaya kalkarsanız…

Geriye çığ kalır!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Güven end-eksi! 2 Mayıs 2024
Emek en cüce değerdir! 1 Mayıs 2024

Günün Köşe Yazıları