Ulusların MutsuzluğuVe Sokağın Ruhu...

19 Ekim 2011 Çarşamba
\n

\n

Ulusların Zenginliğini daha 1770lerde yazdığında Adam Smith, inandığı görünmez elin, kapitalizme ölümsüzlük kazandıracağına inanmış mıydı bilinmez, ama 2000lerin dünyasında Smithin piyasanın gücü tezine iman edenler hızla azaldı. Krizden çıkmak için görünmez elden mucizesini göstermesini bekleyenler hayal kırıklığı yaşadılar. Onun yerine görünür devlet, sermayeye hem de finans kapital denilen asalak kesime can simidi atıp bunu da toplumun vergilerini savurarak yapınca, üstelik bundan bir sonuç çıkmayınca, kitleler çileden çıktı. Sokaklar Avrupadan Wall Streete kadar ayağa kalktı

\n

Yaşadığımız günlerde Ulusların Mutsuzluğuartık çok ortada. OECD, 12 Ekimde Yaşam Nasıl? (Hows Life?) adlı bir rapor yayımladı. Gelişmişlik, iyi olma (well being) kavramıyla ölçülüyor artık. İyi hissetme, iyi olma hali de hem maddi yaşam koşullarıyla hem de yaşam kalitesiyle ilgili. OECD, araştırma kuruluşu Gallupun işbirliğiyle 10dan fazla temel kriterle 40ı aşkın ülkede bunu ölçüyor.

\n

OECD araştırması, ekonominin 2009 daralmasını takip eden ve görece toparlanma yaşanan 2010 yılına ait olsa da 40 dolayındaki ülkede mutsuzluğun bir hayli öne çıktığını gösteriyor. Yüksek büyüme hızları ve krizde kuyruğu dik tutuşlarıyla dikkatleri çekmelerine rağmen Çin ve Hindistanda, kitleler pek de mutlu olmadıklarını ifade etmişler. Hiç şaşırtıcı değil. Ucuz emek sömürüsüne dayanan ihracatçı sanayici bu ekonomilerde bölüşüm iyileşmiyor, demokratik haklarda iyileşme yok. Rusya da aynı durumda. Krizdeki Portekizde, Yunanistanda, İspanya ve İtalyada da mutsuzluk, OECD ortalamasının üstünde.

\n

Ya Türkiyede? Yalaka medyanın gayretiyle sergilenen görüntünün aksine halk, yaşam koşullarından hiç memnun olmadığını ifade etmiş ve 40 küsur ülkenin en mutsuz 10 ulusu arasında yer almış Türkiye. Büyümede OECD birincisi olduk, herkes bize gıpta ediyor türü avunmaları OECD bulgularını dikkate almıyor; toplam istihdamda, kadın istihdamında yerlerde sürünüyoruz, iş kazalarında da birincilik bizde!.. Türkiye yurttaşlarının yüzde 40ı, barındığı konutta tamir gerektiren bir sorunu olduğunu ifade etmiş. Türkiye, tuvaleti olmayan evlerde oturanların oranının yüzde 12.4 olduğu ülke olarak yine birinci...

\n

***

\n

Gelelim mutsuzların mutsuzluklarını ifade etmelerine, haksızlığa direnmelerine, bunu sokakta ifade etmelerine... OECD sıralamasında en dipte olan Doğu ülkelerinde haksızlıklara direniş, haksızlıklarla mücadele, bunun dışavurumu düşük düzeyde. Uzağa bakmaya gerek yok, kendi ülkemizi, Türkiyeyi alın... Bunca yokluk ve yoksulluğa karşı büyük bir teslimiyet, büyük bir baskı ile susturulmuşluk hâkim.

\n

Durum, Avrupa ve Amerikada ise pek öyle değil. Kitleler mutsuzluklarını sokağa taşıyorlar. Sokakta haksızlıklara karşı itirazlarını haykırıyor, iletişim teknolojisini kullanarak hızla örgütleniyor ve tepkilerini dile getiriyorlar. Avrupadaki sendikal mücadele ve sosyalizm, sosyal demokrasi geleneğinin köklülüğü, sokağın direncinin pek çok şeye gebe olabileceğini düşündürtüyor. ABDde bir kesim memnuniyetsizin Wall Street özelinde haksızlıkları protesto etmesi, herkesi şaşırttı. Bu tepkinin kalıcı olup olmaması, neye evrileceği, nasıl ete kemiğe bürüneceği de herkesin merakı.

\n

Anlaşılan o ki artık sık sık, özellikle her cumartesi, dünyanın birçok yerinde sokaklar şenlenecek daha adil, daha demokratik bir dünya için sokaklarda buluşulacak, orada oluşturulan ortak dil, ortak ruh, birçok değişimin de kapısını aralayan temel güç olacak.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları