'Öfkelilere'Somut Bir Zafer Lazım

20 Ekim 2011 Perşembe
\n

Öfke isyanları reformcu siyasetleri etkileyebilecek mi? Yoksa yalnız öfke patlamalarıile mi sınırlı kalacak?

\n

Geçtiğimiz kış başında Öfke Kışıolarak adlandırılan öğrenci eylemlerinin patlak vermesinden bu yana; Puerta del Sololuşumu ve Wall Streeti işgal et hareketlerini izleyen sosyal teorisyen, düşünür Alberto Toscano ile bu ve benzeri soruları tartışmayı, salı günküSağnakta bıraktığımız yerden devam ediyoruz:

\n

İngilterede Goldsmith College Sosyoloji Kürsüsü öğretim üyesi olan ve Fanatizmisimli kitabıyla tanınan Toscano; Wall Streeti İşgal Ethareketi için en büyük riskinküreselleşme karşıtlarıgibi ivme kaybı olabileceğini düşünüyor.

\n

Başarı örgütlenmeye bağlı

\n

Wall Streeti İşgal Et hareketi için ne düşünüyorsunuz? Bu hareketin geleceği ne olabilir?

\n

İlk tepki öncelikle En nihayet!demek olmalı. ABDnin egemen siyasi, mali çıkarlarıyla ittifak içindeki Tea Party/Çay Partisini’; ‘sistem karşıtı hareket kontenjanındanson yıllarda hep karşımızda görmek moral bozucuydu. İlericilerin ABDde bütün çabalarını Obama zaferine teksif ettikleri sırada; Wall Streete yönelen eleştiriler (ilerici kesimler yerine!) sürekli Çay Partisinden geldi. İlerici kesimler Obamanın, sosyal, ekonomik, uluslararası konularda yürürlüğe koyabileceği en ılımlı reformları bile yaşama geçirmekte aciz kaldığını gördü ve hüsrana uğradı. Wall Streeti İşgal Ethareketinin genişleyebilmesi ve yoğunlaşabilmesi, geleceği için gereken örgütlenme yöntemlerine sahip çıkmasına bağlıdır. Bunlar işçi sendikalarından öğrencilere, aktivistlere dek uzanan geniş koalisyon yapıları oluşturmak olabilir. Hareketin geleceği olabilmesi için ABDde -küçük ve sembolik düzeylerde de olsa- bazı zaferler elde etmesi şarttır. En önemli olarak da bu hareketin gücü, mevcut politikaların en ağır biçimde ceremesini çeken büyük kitleleri harekete geçirebilmesi ile ölçülür. Sözü edilen kitleler halihazırda ya klasik siyasetten yaka silker halde ya sürekli devreye giren dini-ahlaki propagandalar yüzünden, öz çıkarlarına kanalize olamaz durumdalar…”

\n

Risk: gazın kaçması

\n

Wall Streeti İşgal Et! hareketinin Obama yönetimi tarafından devşirilmesine ya da hepten bastırılmasına olanak var mı?

\n

Yönetim, hareketi bastırmaktan çok; yanına almaya teşebbüs edecektir -ki bunu, şimdiden ufak ufak yaptı/yapıyor. Wall Streeti İşgal Ethareketiyle yönetim arasında, ne var ki… ‘Çay Partisi- Cumhuriyetçilertürü bir ilişki tesis edilemez. Obama yönetimi, Wall Streeti İşgal Ethareketini; Cumhuriyetçilerin Çay Partisini kullandıkları gibi kullanamaz.

\n

Neden?

\n

Çünkü zurnanın zırt dediği yerde kapitalizme meydan okuyan herhangi bir hareket ABDde ana akım siyaset çizgisi opsiyonu olamaz. Bırakın kapitalizme meydan okumayı, son yıllardaki gelişmeler, ABDde reformizmin bile kabul edilemez olduğunu gösterdi. Hareketin karşılaştığı en büyük tehlike baskıdan çok gazının kaçma ihtimalidir. Halen (halkta) yaygın tepkiler, sistem karşıtı bir siyasi zorlamaya dönüşecek şekilde örgütlenemez ve bir önceki küreselleşme karşıtı hareketin zaaflarından gereken dersler çıkarılmazsa; Wall Street hareketisöner. Küreselleşme karşıtı hareket, sistem karşısında ahlaki ve sembolik gücüyle orantılı bir boy ölçüşme oluşturamadığı için gücünü yitirdi. Wall Streeti işgal etiçin de en büyük tehdit bu. New Deal/Yeni Düzenden, sosyal demokrasiye bildiğimiz her tür reformculuğun, kitlelerin örgütlenmesiyle başarıya ulaştığını unutmayalım. Cumhuriyetçilersınıf savaşıuyarısı yaparken aslında bunu kastediyor. Derin yapısal nedenler yüzünden ben yeni Keynescilik nostaljisini, ikna edici bulmuyorum. En ılımlı reformların yürürlüğe geçirilebilmesi için dahi belli bir sosyal karşıtlaşma ortamının yaşanması gerekiyor ki henüz oralarda olmaktan çok uzaktayız…”

\n

Lidersiz yol almanın zorluğu

\n

“‘Wall Streeti İşgal Et!hareketi, tutkal işlevi görecek bir siyasi düşünce ya da ideolojiler etrafında bir araya gelmeksizin kurulu düzene tehdit oluşturabilir mi?

\n

Hayır bu olanaksız.

\n

Ama hareketi destekleyenler, ısrarla ideolojive özellikle lideristemediklerini söylüyor. Kategorik olarak neden böyle bir tavır alıyorlar?

\n

Son on-yirmi yılda Batıdaki tüm hareketlerde,liderliğe karşıbir kuşku ve tavır gelişti. Bu, komünist hareket ve işçi hareketleri tarihinin soyut eleştirisinden kaynaklanıyor. Eleştiriler;anarşistlerve Leninistler’; ‘yataycılar’,‘dikeycilerarasında donan, zaaf yaratan bölünmelere yol açıyor. Liderlik, karizma, bürokrasi, otoriterlik konularındaki sorgulamalar tabandan örgütlenmeye odaklanıldığı sürece- mantıklı olabilir. Ama belli kişi/grupların bir aşamada karar alıcı konumda olabilmeleri gerekir. Sözgelimi güçlü sözcülere ihtiyaç duyulacaktır. Şili öğrenci hareketinden Camila Vallejo buna örnektir. Lider olmaksızın evet belki yol alınabilir. Ama hiyerarşi gerektiren işbölümü ya da bir organizasyon olmadan mesafe almak olanaksızdır. Sorun bugün böyle bir organizasyonun nasıl sağlanacağıdır.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu vakası 14 Nisan 2024
31 Mart’ın bahsi 7 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları