Maçın en önemli pozisyonu 65. dakikada yaşandı. Bu pozisyon Beşiktaş’ın kaçırdığı fırsatlardan da direkten dönen toplardan da önemliydi. İşte o dakikada Beşiktaş seyircisi buz gibi havada soyunmaya başladı. 65 Van’ın plakasıydı ve binlerce taraftar depremde evsiz barksız kalan vatandaşlarımıza “Sizlerle birlikteyiz” diye mesaj gönderiyordu. Bir bakıma da yetkililere deprem unutulmasın diye bir uyarıydı bu. Şimdi soruyorum size: Bundan daha önemli bir pozisyon olur mu? Alkışlarımızı Türkiye’nin en büyük sivil kuruluşlarından biri olan Çarşı grubuna gönderiyoruz. Aklınıza sağlık!

***

Maça gelince.. Gol çıkmadı ama hareketli, tempolu ve kıran kırana bir 90 dakika izledik. Doğrusu bu ya, futbolumuzun bu topal döneminde kimse böyle bir oyun beklemiyordu. Bu heyecan fırtınasında kuşkusuz en büyük pay ev sahibi Beşiktaş’ındı. Simao ve Quaresma’nın liderliği üstlendiği karşılaşmada sayısız fırsat yakaladılar ama bir türlü golü bulamadılar. Karşılarında ya gecenin yıldızı Muslera vardı, ya da direkler...

***

G.Saray ilk 15 dakikasında vardı maçın.. Sonra ne olduysa kayboldular. Ne olduysa deyişim, lafın gelişinden tabii ki. Kazım, Ayhan, Engin, Eboue gibi oyuncular sahada olmayınca, G.Saray’ın varlık göstermesi de çok zor. Önce orta saha üstünlüğünü rakibine bıraktılar, sonra da oyunun kontrolünü. Fatih Terim, İnönü’den çıkan bir puanı kazanç hanesine yazabilir. Bu kadar basit!

***

Konuk 1 puana ne kadar seviniyorsa, ev sahibi de aynı oranda üzülmeli. 0-0’a rağmen seyirciler keyifli bir 90 dakika geçirdiler. Bu keyifli oyunda hakem Cüneyt Çakır’ın da payını unutmayalım. Ayıptır söylemesi, maçın hakemini izlerken “Bütün maçları Cüneyt Çakır mı yönetse acaba?” diye içimden geçirmedim değil!