Olaylar Ve Görüşler

‘ABD’ye rağmen’ salgınla mücadele - M. Birol GÜGER

28 Kasım 2022 Pazartesi

ABD makamları, eylül ayında COVID-19 salgınının sona erdiğini duyursa da eldeki veriler, durumun küresel ölçekte hâlâ ciddiyetini koruduğunu gösteriyor. Bugün pek çok uzman, salgının henüz sona ermediği konusunda hemfikir. Ayrıca alt varyantların, bağışıklık sistemi ciddi şekilde zayıflamış kişilerin korunmasında kilit rol oynayan bazı antikor tedavilerini devre dışı bırakabileceği konusunda yoğun endişeler de var.

İstatistikler, dünya çapında giderek kötüleşen sağlık durumuyla ilgili çarpıcı ipuçları sunuyor. Bugün dünya genelinde, 6 milyonu son iki hafta içinde rapor edilmiş 640 milyonun üzerinde COVID-19 vakası bulunuyor ve salgın can almaya devam ediyor.

WASHINGTON’IN EYLEMSİZLİĞİ

Salgın yönetimi konusunda ağır eleştirilerin odağında olan Washington yönetimi, ülke içinde salgından en üst düzeyde etkilenen “Siyah ve Latin nüfusu aşılanmaya teşvik eden” yeni reklam filmleri yayımlıyor. Oysa bizzat ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) verileri, “Yerli Amerikalıların ülke çapında en yüksek ölüm oranına sahip olduğunu” gösteriyor.

Küresel ölçekte de durum farklı değil. Washington yönetiminin küresel salgına yanıt vermedeki eylemsizliği, hem kendi halkına hem de dünya halklarına büyük zarar vermiş görünüyor. Bu eylemsizlikten en çok yoksul halklar zarar görüyor.

Öte yandan Biden yönetiminin “Pandemi sona erdi” açıklaması, ülke içinde bile, büyüyen sağlık krizini perdelemeyi hedefleyen bir yorum olarak değerlendiriliyor. Biden yönetimine danışmanlık yapan dört uzman, geçen hafta New York Times’a yazdıkları bir yazıda, “Yapılması gerekirken yapılmayanlar bizi dehşete düşürmektedir” ifadelerini kullandı. Yazıyı kaleme alan uzmanlara göre “Amerikan halk sağlığı sistemini kalıcı olarak iyileştirebilecek pek çok fırsat vardı. Ancak bu fırsatlar kullanılmadı”.

ÇİN VE HİNDİSTAN’IN BAŞARISI

Kuzey Yarımküre’de havalar soğurken yeni bir kış dalgalanmasının kapıda olduğu söyleniyor. Uzmanlara göre, dünyanın en zengin ve en gelişmiş ülkelerinden biri olan ABD, yeni patojenlerle savaşmak için oldukça hazırlıksız; salgının küresel ölçekte engellenmesi konusunda ise tepkisiz.

Şu bir gerçek ki ABD, COVID-19 aşılarının geliştirilmesi sürecinde oldukça hızlı davrandı. Ancak enjekte edilebilir aşılar, insanları COVID-19’a karşı korumada etkili olsa da enfeksiyonu önlemede aynı etkiye sahip değil. Time dergisine göre, salgını tamamen sona erdirmek için virüsün yayılımını durduracak yeni bir yola ihtiyaç var. Bu da, etkisini virüsün vücuda girdiği yerlerde gösteren farklı bir aşı türü olabilir.

Bu noktada Hindistan, burundan alınan bir COVID-19 aşısının, henüz aşı olmamış kişilerde kullanımına onay verdi. Ekim ayında da Çin, dünyanın ilk solunabilir aşısını uygulamaya başladı. Her iki ülke de aşıların klinik güvenlik ve etkinlik testlerini gerçekleştirdi, sonuçlar henüz yayımlanmadı.

ABD’li araştırmacılar tarafından yürütülen, burun yoluyla uygulamaya dayalı aşı çalışmaları ise umut verici görünse de insan testi ve finansman eksikliği de dahil olmak üzere çeşitli nedenlerden dolayı durduruldu. Bu durum, Amerikan sağlık endüstrisinin, halk sağlığından daha büyük öncelikleri olduğunu düşündürüyor.

M. BİROL GÜGER

GAZETECİ



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları