Olaylar Ve Görüşler

Türk Harf Devrimi - Dr. Cihangir DUMANLI

01 Kasım 2022 Salı

Harf Devrimi’nin 94. yılını kutluyoruz.

Harf Devrimi’ne neden gereksinim duyulduğu önemli bir sorudur. Öncelikle Arap harfleri Türkçeye uygun değildi. Arap harfleri ile Türkçe okumak yazmak ve kitap basmak çok zordu. Bu nedenle 1923’te okuryazar oranı erkeklerde yüzde 7 kadınlarda yüzde 0.4 idi. Bu durum çağdaş uygarlığa erişmeyi hedefleyen ve temeli kültür olan genç Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmıyordu.

‘ÜÇ AYDA OLUR!’

Devrimin zamanı geldiğine inanan Atatürk 28 Haziran 1928’de bir alfabe komisyonu kurarak “Türkçenin ses yapısına uygun, gereksiz yüklerden arınmış, külfetsiz ve kolay bir alfabe geliştiriniz” direktifini verdi. Komisyon 20 ülkenin Latin asıllı alfabelerini inceleyerek bir rapor hazırladı. Falih Rıfkı Atay komisyon raporunu Atatürk’e sunduğunda yeni harflere geçişin beş ila on beş yıl alacağını söyledi. Büyük önder, “Ya üç ayda olur ya hiç olmaz” diyerek devrimci yaklaşımını ortaya koydu. Bundan sonra yurt gezisine çıkarak gittiği yerlerde şahsen yeni harfleri öğretti ve sınavlar yaptı.

(TBMM tarafından Atatürk’e armağan edilen alfabe)

9 Ağustos’ta CHP’nin Sarayburnu’ndaki eğlence gecesinde Atatürk, “Arkadaşlar, bizim güzel, ahenkli, zengin lisanımız yeni Türk harfleri ile kendini gösterecektir. Asırlardan beri kafalarımızı demir çerçeve içinde bulunduran anlaşılmayan ve anlayamadığımız işaretlerden kendimizi kurtarmak mecburiyetindeyiz” dedi. Bu aynı zamanda Arapçaya olmayan bir kutsallık atfeden karşıdevrimcilere bir cevaptı. Atatürk aynı konuşmasında halka yeni harfleri çabuk öğrenip başkalarına öğretme görevi vererek yeni harflerle okuma yazma seferberliğini başlattı. Kendisi de bir dershaneye çevirdiği Dolmabahçe Sarayı’nda şahsen dersler vererek bu seferberlikte önderlik yaptı.

Halkın yeni harfleri coşkuyla benimsemesi üzerine 1 Kasım 1928’de 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun oybirliği ile kabul edilerek 3 Kasım’da yürürlüğe girdi. 1 Ocak 1929’dan itibaren resmi yazışmalarda eski harfleri kullanmak yasaklandı. 1928-1929 eğitim yılından itibaren okullarda yeni harflerle eğitime başlandı. Yeni harfleri halka öğretmek için kurulan Millet Mekteplerinde 1936 yılına kadar 2.5 milyon yurttaşa okuryazar diploması verildi, nüfus artmasına rağmen okuryazar oranı sekiz yılda yüzde 20’ye yükseldi, sonraki yıllarda sürekli artarak yüzde 90’lar düzeyine ulaştı.

Karşıdevrimcilerin iddialarının aksine millet bir günde cahil olmadı, daha çok okuryazar oldu. Kitap sayısı arttı. Mezar taşlarını okuyamasa bile pek çok kitap okuyan kuşaklar yetişti. Cumhuriyet alfabemizi yok etmedi. Bize ait olmayan alfabe yerine kendi alfabemizi oluşturdu. Daha sonra yapılan Dil Devrimi ile kendi dilimizi kendi alfabemizle okuryazar olduk. Ulus devlet yolunda ilerledik.

(2 Kasım 1928 tarihli gazetemizin birinci sayfası)

1353 sayılı yasa anayasanın 174. maddesi ile koruma altına alınmış devrim yasalarındandır. Anayasaya aykırı olarak yorumlanamaz.

Aydınlanma Devrimimizin en önemli parçalarından Harf Devrimimizin 94. yıldönümü kutlu olsun.

DR. CİHANGİR DUMANLI

EMEKLİ TUĞGENERAL



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları