2008 ve devam eden yıllarda Türkiye, FETÖ tarafından kiralanmış savcı ve  yargıçların, gazeteci görünümlü tetikçilerin, Ergenekon sanıklarına ölüm çığlıklarıyla doluydu. Alacakaranlıkta masum insanların evlerine dayanan FETÖ şakirti polislerin eziyetlerini hepimiz yakından yaşadık ve gördük... 

Birkaç onurlu gazetecinin mücadelesi, avukatların itirazları, yönetimin onları da sanık sıralarına almalarıyla son buldu. Bu acılı yıllarda toplum; hukukçu, basın ve politikacı görünümlü kişilerin ne kadar adaletsiz ve zalim olabildiklerine yakından tanık oldu.  

YARGILAMA FURYASI

Buna rağmen Ali Babacan, “Sırf ‘FETÖ’cüler uğraştığına göre bunların hepsi suçsuz insanlardır’ da demeye karşıyız. Bağımsız ve tarafsız yargı eliyle incelenmedikçe bu süreçlerin hiçbirisine doğru ya da yanlış demenin doğru olmadığını düşünüyoruz” diyor.

O zaman yanıtlamalı... O yıllardaki insanlık dışı uygulamalar sırasında sorumlu makamlardan birinde oturan bu isim, haksız yere suçlanan insanlardan özür dilemesi gerekirken, yeniden yargılanmalarının gerekli olduğunu söylüyor. Siyasi oldukları uluslararası yetkin kurumlarca kabul edilen bu davalarda; hukuksuz bir şekilde tutuklanan öğretim üyelerinin, gazetecilerin, aydınların, TSK mensuplarının yargısız infaza uğramaları, sizi tatmin etmemiş olmalı ki şimdi yeniden yeni bir yargılama furyası istiyorsunuz.

ZALİMLİĞİN NEDENİ

Sahte dijital belgelerle, suçlu oldukları kanıtlanmamış, yüzlerce aydın insan, Türkiye’de Silivri hapishanelerinde yaklaşık yedi yıl maddi ve manevi işkence gördü. Bu satırların yazarı olarak ben, on yılı aşkın bir zamanda 179 ülkede “terörist” suçlamasıyla kırmızı bültenle aranan Ergenekon davası sanığıydım.

Çağdaş ve laik Cumhuriyet için bu karanlık odaklarla savaşan demokratik kitle örgütü önderlerine, FETÖ’nün kurduğu şeytani planlarla neler yaşatıldığını, verdiğimiz mücadeleyi, saygıyla andığım Sayın Türkan Saylan’ı, ÇYDD’yi, ÇEV’i öğrenmelisiniz.

Yıllar sonra, ağır ceza mahkemelerinde bağımsız ve tarafsız saygın cumhuriyet savcıları ve yargıçlar önünde savunmamızı yaparak “tüm suçlamaların sahte ve düzmece olduğu gerekçesi ile” beraat ettik. Ama bu beraat kararları sizin için bir şey ifade etmiyor!

Cumhuriyet Türkiyesi’ne düşman olan gerici-dinci faaliyetler için toplumu uyaran 28 Şubat süreci komutanlarının hapishanede olmaları sizi rahatsız etmiyor.Bu ülkenin aydınları, eğer 21. yüzyılda bu kadar haksızlık ve hukuksuzluk karşısında korku içinde sessiz ve suskun, sindirilmiş bir şekilde yaşayabiliyorlarsa, her türlü adaletsizliğin ve zalimliğin nedeni olduklarını da bilmelidirler.

CUMHURİYETİ SAVUNMAK

Her nedense bu güzel ülkede, Atatürk’e ve Cumhuriyet kazanımlarına sahip çıkmak için mücadele ettiğinizde, bu durum birilerini rahatsız ediyor! Ve cezalandırılmak isteniyorsunuz. Hatırlamakta yarar var. Büyük Ortadoğu Projesi, ABD yönetimine göre “iyi yönetilmeyen” ve “kapsamlı bir yönetim reformuna ihtiyaç duyan”, tümü Müslüman 22 ülkeyi kapsıyordu! 

O yüzden, ulu önderin sesine kulak vermeli:

“Emperyalizmin suçunu yalnız Batı uygarlığına yüklemek yetmez. Sömürü hedefi olan uluslar, özellikle hâlâ gelenekleri doğrultusunda yaşamakta direnen halklar; ulusluklarını bilmedikçe, geriliklerine gömülü kaldıkça, rejimleri ne olursa olsun, üstün uygarlıklı toplumların sömürü ya da saldırı hedefi olmaya mahkûmdurlar!”

GÜLSEVEN G. YAŞER

ÇAĞDAŞ EĞİTİM VAKFI KURUCU BAŞKANI