AKP yönetimi, tüm afetlerle mücadelede olduğu gibi orman yangınlarıyla mücadelede de olaylar afete dönüşmeden önce alınacak önlemlerle  önlenmesini ya da olası zararlarının en aza indirilmesini sağlayacak çağdaş “zarar azaltma” politikası yerine olay olduktan sonra yapılacak yardımlarla mağdurlarının yaralarını sarmayı öngören çağdışı politikasında neden ısrarlı? Çünkü olay öncesi alınması gereken önlemler yönetimlerin zaten yapması gereken  asli görevleri arasında sayıldığından vatandaş nezdinde fazla prim yapmaz diye düşünülüyor. Oysa olay afete dönüştükten sonra yapılacak yardımların ve yaraları sarma çabalarının, kamuoyuyla da abartılı bir biçimde paylaşılması sonucu, vatandaş nezdinde daha çok prim yapacağı ve oy toplayacağı düşünülüyor olsa gerek ki bu tür olaylardan hemen sonra ilgili bakanlar yaptıkları basın toplantılarında sarf ettikleri yalan, yanlış, abartılı sayılar ve sözlerle vatandaşı aldatmaya yönelik algı operasyonu yürütmeye çalışıyorlar.  Ancak ekonominin dizginlerini de elinden kaçırmış olan bu AKP yönetiminin yaptığı güdük yardımlar da vatandaşın yarasına merhem bile olamıyor.

SEÇMEN VAZGEÇECEKTİR

Bir kez daha yinelemek isterim ki olay olmadan önce yerinde ve zamanında alınacak önlemlerle yani çağdaş “zarar azaltma” politikasıyla orman yangınları dahil tüm doğa olaylarının bir afete dönüşmemesi ve olası zararlarının azaltılması sağlanabilir. Bunu başarabilmek için gerekli olan tek şey güçlü bir siyasi iradedir.

Türkiye’nin hemen her yıl yaşadığı büyük can ve mal kayıplarına neden olan büyük afetlerle mücadelede başarılı olabilmesi için ya AKP yönetimi bu konuda ısrarla sürdürdüğü çağdışı “yara sarma” politikasından vazgeçip çağdaş “zarar azaltma” politikasını benimseyecek ya da seçmen önümüzdeki ilk seçimde bu AKP yönetiminden vazgeçecektir.

PROF. DR. K. ERÇİN KASAPOĞLU

YÜKSEK JEOLOJİ MÜHENDİSİ / HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ JEOLOJİ MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ